- 700 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SU GİBİ AZİZ OLASIN !
Hayat su gibidir,akmak ister;zorluklarla mücadele şarttır.Zorluklar kaçmak için değil,onların alt edilmesi için vardır.Başarmanın en kolay yolu,başkalarının durduğu zaman da yürümeye devam etmektir.Başarmak için yola çıkanlar bu sözlerimizi yabana atmasınlar.Zorluklardan söz etmek ama yerden kalkmamak,hiçbir anlam taşımadığı gibi sahibine iade edilmesi gereken bir ifadeddir sadece.Başarıya imza atanlar tarihi yazarlar,bizim bu gün okuduğumuz başarı tarihi de,bizim sahip olamadığımız ama başarı sağlayanların hayat hikayeleridir.Biz de tarihi yazma fırsatının bizim tarafa geçmesini istiyorsak,başarmak zorundayız,bunun için herkesin uykuya daldığı ve yerinde saydığı bir anda akmaya ve yürümeye devam etmektir.
Hayatımızdaki olumsuzlukları tetkik ve eleştiri yapmak için ayıracağımız zaman,yeni yapacaklarımız için ayıracağımız zamandan daha fazla ise orada hayat durmuş ve geçmişle avunma teraneleri hayata egemen olmuştur.Bu yanlış bakış ve düşünce saplantısını kendimizden kovmadan,hareketlilik kazanmamız düşünülemez.
Su,yatağı kapatılsa da kendine mutlaka yeni bir yatacak açacak cesareti içinde taşır.Önüne çıkan tüm engelleri,dağları,ağaçları,kayaları ve daha nice tümsekleri önüne katarak yoluna devam ettiğini hepimiz biliriz.Önemli olan ahdedilen yola devam etme kararlılığıdır.İşte su da bu kararlılık fazlasıyla olduğu için ,insanlara dua ederken "su gibi akasın evlad","bahtın su gibi aziz ola denir."Evet bizim sudan alacağımız çok dersler olduğunu düşündüğümden; bu gün su ile bir çıkış yapalım dedim,İnşaAllah su gibi akar ve yatağımızda ilerleriz.
İnsanın azizliği, kararlarında istikrarlı ve devamlı olmasıyla alakalıdır.Kararlılık olmadan,herhangi bir mücadeleyi konuşmakta yersizdir,çünkü kararlılık mücadelenin arkasındaki yegane dinamizimdir.İnsanın dinamiz mi, dışarlardan gelecek mi acaba, diye beklemek ,insanın kendine olan en büyük ihanetidir.İçinizdeki cevherin farkında olmazsanız, kimse size içinizde patlamaya hazır bir volkan var, sen bunu daha farketmedin mi diye uyarmayacaktır.Uyarsa da sizdeki potansiyel alevlenecek durumda değilse,enerjiye dönüşmeyecektir.O halde yapılması gereken en önemli çalışma,insanoğlu olan herkes dışardaki etkileyicileri dikkate almadan,ben olmasam bu dünyanın herhangi bir anlamı olmaz, ben olduğum için evren mükemmel oldu,öyleyse benimle bu evreni mükemmel hale getiren içimdeki güç nedir; ben bunu bir anlayayım,ondan sonra da hayatıma bir çeki düzen vereyim demek olmalıdır.İnsan, bu kararlılıkla yola çıkarsa,hangi engel onu yolundan alıkoyabilir.Savaş kendi içinizde kazanıldıktan sonra dış dünyada kazanılmaya başlar.içimizdeki savaşımı, bütün bir toplum olarak kazanmak zorundayız.Toplum olarak pısırıklığa alıştığımız günden bu yana, hep kaybeden olduk, bunun farkına ne zaman varacağız.Bunu anlamak için dışardan birilerini beklemeyeceğiz,hiç kimse sizi uyandırmayacaktır.Daha fazla uyumanız ve hafızanızda birazcık tarihi bilgi kırıntıları varsa, onu da hafızanızdan almaya çalışırken,siz hala ithal havariler mi beklemektesiniz.Yazıklar olsun, böyle bir geçmişe sahip olan ecdadın, torunlarına.Evet sevgili dostlar,biraz sizleri fazla iğneleme derdindeyim aslında,neden mi?Nedenini sormayın ama ben kısaca,paylaşayım isterseniz;yolda yürürken,yolu işgal eden bir taş gördüğünüzde onu kaldıran ilk sizmisiniz,yoksa boşver nasıl olsa birileri burdan geçerken bunu kaldırır demek mi oluyur.Eğer cevabımız genellikle ikinci durum ise,o zaman biz daha insan olduğumuzun ve nasıl yaşamamız gerektiğinin farkında değilken,mücadele azmimizi nasıl konuşacağız.Dostlarım,bizler hep uyuyoruz,kalktığımızı yani uyandığımızı sanıyoruz,oysa gezerken de uykumuzun kalanını ayakta devam ettiriyoruz.Ayakta yürürken,otururken,insanlarla diyaloglar kurarken,konuşur ve eğlenirken neden ve niçin yaptığımızı sorgulamaktan aciz bir konumda isek,toplumsal yaşamı sorgulama cesaretini nasıl göstereceğiz.Toplumsal yaşamı ve kendi hayatını sorgulamayanlar,kaynağı kuruyan suların,önlerindeki engelleri aşmayı bırakın,sivrisineklere bataklık göletleri oluşturduğu gibi, hayatı birer bataklık haline getirler.Evet dostlarım,benim kendime ve sizlere acizane önerim,kalk ey insan,sen bir insansın!İnsanın ne olduğunu bilir misin,özünde su var senin, sen azizsin, atalar boşuna damemiş sana, "aziz olasın su gibi diye".Ben de işte sana, Aziz olduğunu ama senin bunun farkında olmadığını söylemek için burdayım.Sevgili dostlar,Bizim toplum olarak Aziz olduğumuz dönemler çok oldu,ama bir neferimizin aziz olmaya ihtiyacının olduğu dönemler de çoğaldı.Böyle bir dönemde Bize azizliğimiz birileri,toplumun hafızasını silerek unutturmayı başardı. İşte bu gün ben yine ortalığa çıktım avazım çıktığı kadar bağırıyorum:Ey Aziz dostlarım!bizler hakikaten dünyanın çehresini değiştirip, suların yataklarını yeniden gözden geçirmesi için,onların bir gölette birip bizim istediğimiz istikamete akmasını sağlayacak kadar ve daha fazla enerjiye sahip olduğumuzun farkında mısınız? Bu enerjinin sadece biz farkında değiliz,bzim dışımızda bizim farkımzda olmayan kimse kalmadı.Bizdeki cevheri farkedenler,biz onun farkına varmadan bizi uyutma peşinde.Peki soruyorum sizlere,biz bizi uyutmak isteyenlerin ninileriyle, daha ne kadar uyuyacağız.Şu hipnoz yöntemi nerden çıktı anlamıyorum,istedikleri zaman uyutuyorlar,ihtiyacı olduklarında da,hafızamızı alıp bizi uyandırıyor pozisyonuna sokuyorlar.Uyandırıyor pozisyonu diyorum,dikkat ediyor musunuz,çünkü biz hiç uyanmadık sevgili dostlarım.Uyanmış bir neferimiz olsa idi,üzerimize su serper,uyuyan bizleri uyandırmaya çalışırdı.Yeryüzünde yaşadığımız bu zillet,hiç bir zaman uaynık olan bizlera yapılamazdı bu.Demekki uykudan farketmiyoruz neler yediğimizi,yedikçe şişiyoruz sonunda obez olup ortalıkta dolaşıyoruz,sonra da birileri bizden kafa buluyor,hakikaten bu cüsseniz hiç bir yerde yok diye.Be hey dostum,daha anlamayacak mıyız,o birilerinin yakında bize, siz obez oldunuz,etrafınız hep açlıktan ölecek afrikalılarla dolu, kendinizi korumanız lazım,onun için benim bu konuda size önereceğim güzel bir fikrim var, bunu alırsanız oturduğunuz yerden,cüsseniz de zaten yerinde,onları rahatlıkla kovalarsınız ve bu ortamın da tek çobanı siz olursunuz dediğini.İşte o birileri varya,yakında obezler için yeni ilaçlar üretmiş,teknik donanıma sahip,onları bize yakında ....leyecekmiş,tüm bize verdiği hormonel gıdalardan aldığımız obezitenin,arkasında anun yeni donanımlarına ihtiyaçlar hasıl oluyormuş.Adam işini biliyor vallahi,neden bilmesin ki,bizim gibi,vatanına kasteden,memleketine,insanalarına ihanet eden,halkını potansiyel tehlike gören,yeraltından dehlizler açan,bu dehlizlerde vatan için,ülkenin insanlarını gözünü kırpmadan yok edenler,ben kadın için vallahi ülkeyi bile satarım,diyecek kadar ilerdeyse varın siz düşünün,sesiniz soluğunuz kesilmiş ise,uyuyup uyumadığınızı.İşte dostlarım, ben size bu dönemeçli yollarda ilerlerken,Neden başkalarını bekleyeceğiz uyanmak için, diye soruyorum.Sen kendine gel dostum,sen kendinde isen ben de kendimdeyim,öbürü de diğeri de,işte böyle yazılır tarih,uyuyanların tarihini okumak istemiyoruz,sen uyanmazsan bu tarihi başakaları yazacak sadece bunu bil...Ülke elli altıya gidiyormuş,ülke yerinde duruyor,sadece sen ve ben ortalıkta yokuz, ondan birileri,birilerinin vermek istediği mesajı onların dilinden aktarıyor sadece o kadar.Sen Azizsin dostum,bir damla sudan yaratıldın,işte azizliğin ordan,önüne çıkacak engellerin hepsini geçebilecek kuvvete sahipsin,kendine gel ve sen yoksan eğer,dünyayı kim ne der..Hyatı,"Bir ağaç gibi tek ve hür ve orman gibi kardeşce yaşam" olduğunu bilerek kalk ve kükre,şimdi değilse kükreme zamanı,unutma kükretmeden yazacaklar senin naatını....
Yıl:26.01.2010
Saat:23.00-23.34
Yer:Çengelköy/İST
EROL KEKEÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.