- 483 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnançları Terörize Etmek 1
Siyasetin ve egemen çevrelerin, halk üzerinde bilmesinler ilik siyaseti gereği, sağ ve sol düşünce olaylarını, sağ siyasetler özellikle de sol ideolojiyi; toplumsa anlamıyla değil de, halkçı inanma düzeyi olan inançlar ve dini anlamlar üzerinde solu tanımlıyorlardı! Böylece inançları egemenci düşüncelere kurban ediliyordular.
Bu bir toplumun tarihindeki, en tehlikeli ve en utanmazcasına yapılmış, gerçeğe aykırı bir bilmez vahşi tanımlama idi. Bir solcu, inançlı olabileceği gibi inançsız olabilirdi. Yine bir sağcı da, inançlı olabileceği gibi inançsız da olabilirdi. Bunun ideolojilerle toplumsa bağlamda doğrudan bir ilişkisi yoktu.
Bir sağcı, ‘asla dinsiz olamaz’, bir solcu da, ‘asla dinli’ olamaz, gibi biçimci absürt yaklaşımlar konuyu toplumsal anlama, olamaz. Sağ sol kavramları bugün itibarıyla halkın değil, toplumun ileti kavramıdır. Toplumun kavramları da, dinli dinsiz gibi inançlar üzerinden tanımlanmazdır. Eğer tanımlanıyorsa, o ülkenin halkı cehaletin pençesinde kör döğüşü yapıyordur.
Sağ, sol kategorizesi toplumsal sistemleri, farklı farklı tanımlamaların kuramsal nesnel ideolojileridir. Halkçı tanımlamalar sağ sol karşıtlığının konusu değildirler. Süren dinamikler de ‘asla’ diye bir şey olamaz.
Sağ ve sol ideolojiler, toplumsal üretimlere dek, ilişkin eşmenin ve tüketimlere değin ilişkilerini farklı farklı tanımlayan dinamik dengelemelerinden yana olmanın, genel süzgecidir. Toplum sal ekonomik ve toplumsa üretimlerin, halka götürülecek refahının, kendilerince nasıl olacağının tanımını yaparlar.
Yine sağ, sol kavramlı anlayışlar, toplum içinde yapılan üretimin paylaşımına değin olacak, paylaşımı sağlatıcı kuramsal yaklaşımları içerirler. Oysa dinli dinsiz kavramı, halka değin bir kullanımdı sanal kavram sözcüklerdir. Üretim tüketim ilişkisini savunmazlar. Savunanların kaynağı da günceldeki nesnel seslenme olmayıp, çağdışı ilişiklere değin insan tecrübelerdir. Sağ sol kavramı böylesi bir halk dili kertesine indirilerek saçmalanmıştır.
Geçenlerde televizyon tartışmasında, sağ sandaslı siyaset bilimci olan, bir değerli şahsiyet, terör örgütü (PKK) ile ilgili görüşlerini sayarken; örgütün Marksist, Leninist anlayışlı bir terör örgütü olduğunu söyledi.
Burası, tartışılır olan bir toplumsal doğru ifade tarzıdır. Ama hızını alamadı; ’dinsiz imansız kâfir bir örgüttür’ dedi. Örgüt, dinsiz imansız da olabilirdi. Ama bunlar toplumsal ideoloji tartışmanın konusu değildir. Aklıma hemen; imamı (aydını) bu olanın, cemaatini (kitlesini) düşünmek bile istemiyorum, demek geçti.
Yani inançsız biri, bu toplumda siyaseten yönetimi paylaşamayacak mıydı? Laiklik ve demokratik tutumun, ne anlamı kalmıştı? Laik olmadan, demokratik olamıyorsunuz.
Diyelim ki, Marksist Leninist sistem hiç tasvip edilmeyen, sistem olsun! Anılan terör örgütü ki kendince toplumsal, siyasal ve ayrılıkçı tartışılır talepleri vardır. Bu örgüt din iman eğilimlerini oldukça öne çıkaran bir yapılanma olsaydı; bu Prof.ün sağ görüşlülüğüne göre, onanmayan Marksist ve Leninist’ler, aliyul ala mı görülecekti? Ne kadar sığ ve kariyer dışı bir yaklaşımdı.
Bir sol tavrı destekleyen halkı, inançsız görmek, aklın zorlanacağı bir durumdu. Evet, sol görüşler inanç zeminini toplumsal ideolojileri payanda yapmamakla çok doğru bir iş yapıyorlardı. Oysa çoğu sağ görüşlü kişiler, genelde böylesi sığlıklarla, ideolojik bir anlatım fevkinin ağırlığını dahi taşıyamıyordular.
Bir halk desteklenmesi olan, sol ya da sağ ideolojiler; dinselliği için değil, pratikte toplum hayatına girişen, toplum hayatına yansıyan, üretim ve bölüşüm ağına değin aksayanların çözümüne dek olan, farklı anlayıştı, güncel, demokratik oluşumun, desteklenmesi içinde, yanalıktırlar.
Hâlbuki halk, inançlı, inançsız özel yaşantılımdı yaşamasını, kendi cemaat yapıları içinde sirküler ediyorlardı. Bir de buna, konuları bu olmayan profların, sade suya tiritti; safra olması gerekmezdi.
Bir sağ ya da sol ideoloji, inançlar için var değildirler. Aksine üretim ve tüketimin her an değişen; sağ sol biliştiler biçiminin uygunluğuna değin, yeni yeni anlama ilişkilerine değin, haldeki süren ya da henüz konumlanmamış yepyeni çözümleri için, vardırlar. Sağ ve sol düşüncenin her ikisi de, geleceğin toplumsa tasarım dinamikleridirler.
Normalde laik ve demokratik toplumlarda, sağ sol kavramları; kendi tabularını içeren, kendi puttu tanımları üzerine otururlarsa da, inançtı halkçı anlamaları hiç içermezler. Çünkü inançlar düşünce değildir, teorik olacakla da insan ürünü değildirler. Özellikle de sol felsefe, bu anlamda; bilimsel, akılcı, sınama yanılmaları içeren gayretlerle, toplum iradesi üzerinde gelişirler. Kesinlikle sağ felsefede bu temel üzerinde oturan, genelin benimsemesi olmalıdır.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.