- 1305 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAĞMURUN HATIRLATTIKLARI VARDIR ...
yağmurun insana hatırlattıkları vardır,
bu yüzden yağmurlarda yüreklerinize dokunmayınız …
çünkü en çok yağmurlarda tül gibi ince sırçalara benzer yürek
bırak düşürmeyi dokunsanız bile dağılacak sanırsınız ..
veya ağlamaya hazır çocuk gözlerine benzer ki
bi saniye sürmez bulutlanmasıyla yağmaya başlaması ..
ve birde çiçeklere benzer yürek yağmurlarda,
en çok ta manolyalara, gelinciklere,
sonra yaseminlere
ve bazıları da adı “unutma beni” olan
hüzünlü aşk çiçeklerine …
yağmurun insana hatırlattıkları vardır,
bu yüzden yağmurlarda dokunmayınız yüreklerinize …
………………..
“iki aşık tuna nehri kenarında yürürlerken sarmaş dolaş,
kız nehrin üzerinde yüzen güzel mavi çiçeği görür
ve çiçeğin akıntıyla gitmesinin onu üzdüğünü söyler sevdiği adama..
sevgilisi de bunun üzerine çiçeği yakalamak için suya atlar ve yakalar da az sonra
ama akıntı ve sudaki dalgalar o kadar güçlüdür ki su onu içine çekmeye başlar
adam karşı koyamaz ve kurtulamayacağını fark eder
ama yinede son bi gayretle çiçeği sevdiği kadına fırlatır
ve fırlatırken bağırır son nefesiyle
“beni unutma” !
bu son sözü olur adamın…”
işte o günden sonra bu çiçeğin adı hep böyle anılır
ve bence de bu çiçeğe bu isim,çok yakışır…
……………….
sonlara yakışmıycak kadar güzel bi cümledir “unutma beni”
ve ayrılık anlarında söylenmesi haksızlıktır aslında
ve en güzel yeri
nehre atlayıp çiçeği sevdiğine fırlattıktan sonra
sulara yenilen adamın dudaklarıysa
ikinci en güzel yeri de şiirler,
şarkılar
ve bu yazıya benzer, kırık dökük satırlar kanımca..
yoksa iki kişinin ellerini bıraktığı
vakti bol veda anlarına değil
hem “hoşçakal” yaraşmaz mı, vedalara ?
oysa “unutma beni”
mecburi kopuşların
uzaklıkları ve bedenlerin ayrılıklarında
kalplerini birbirleri için atmaya devam edenlerin
çiçeğidir
dudaklarda..
kim bilir belki de sen şimdi,
büyük bi şehirde yalnızca düşlerini anımsayanların
her sabah gördüğü ilk yeşil ağaçsın yol kenarındaki
caddeye ilgisiz
sonbahara inat
kendine köksüz, uzananlara dal ...
olsun …
ben seni böyle de severim
aynı caddeye açılmadığı için kapılarımız, rastlaşamıyor olsak ta
sensiz değil hiç bir dakikam, bil
kalbimdesin,
kalbimdeki
unutma beni …
kim bilir belki de sen henüz kimsenin uyanmadığı yaz sabahlarında
günün ilk ışığına bakıp gözlerini kapayan ateş böceğisin,
herkes güne uyanırken
sen rüyanda sıkıca sarılıp bi yaprağa
yine bi gecenin düşünü görürsün kaybolduğun bütün uykularda …
biliyorum biz aynı yeşile düşmedik ne yazık ki
biliyorum düşemedik aynı yaprağa
ki o yüzden ayrı ayrı uykulara dalıp, ayrı ayrı uyanışımız
ama yinede baktığım her yeşilde,
karıştığım her gecede
benimlesin,
bendeki
unutma beni …
yada belki de sen
mutsuz çocukların kocaman yıllar süren yalnızlığısın
gözlerindeki hüznün adresi de tamamen belki bu sebepten..
hatta yakın düşmesinin de sebebi budur kalplerimizin belki
hem, iki kırgın çocuk tanırlar birbirlerini her yerde
sende bilirsin,değil mi ?
şimdi sen, bi bahçenin en kuytu yerisin çocukluğumu paylaştığım
bahçem,
gizli yerim
unutma beni …
yada belki de
denizden koparılmış bi deniz kızısın sen
evet kesin böyle olmalısın,
saçlarını taradıkça deniz kokman da sürekli, işte sırf bu yüzden
ve her martı sesinde içten içe bundan olmalı dalgalanışı gözlerinin
ve bu yüzdendir tuz kokuna düşe kalka koşuşu yüreğimin muhtemelen
denizin gurbetinde
aşka yetimim
unutma beni …
kim bilir, belki de bi tarla kuşusun sen,
hani olur ya ürkek telaşının budur sebebi her daim
ve bundandır yüreğin göğüs kafesinde çırpınıp dururken,
adımların böyle çekingen ve böyle tedirgin..
toprağıma şenlik, göğüme süs uçuşun
ve yuvası kalbimin
unutma beni …
veya belki de sen,
bi yağmur damlasısın
adını bile bilmediğim yağmursuz bi ülkeye giden
o yüzden hep böyle uzaklara dalışın
ve o yüzden hep bu denli yağmamak için kendini sakınışın..
oysa nemine hasret ülke benimdir belki
ve sınırsızlığıncadır aşkın, yüreğimin genişliği
uzaklarda,
kendine emanetim
unutma beni…
olur ya,belki sen değil de,
belki de ben
sularına gömülürken hayatın ve boğulurken günlerin arasında
son bir çabayla söküp yüreğimi fırlatmışımdır
yarı düş yarı gerçek güzelliğinin kenarına
tut yada bırak,
yada al boşver üzülme yeter ki
ama bil
dilimin son cümlesi ve kalbimin son dileği
unutma beni, unutma …
……………………
yağmurun insana hatırlattıkları vardır,
bu yüzden yağmurlarda yüreklerinize dokunmayınız…
çünkü en çok yağmurlarda tül gibi ince sırçalara benzer yürek
çünkü en çok yağmurlarda incelir ruhun kanatları
bırak düşürmeyi dokunsanız bile dağılacak sanırsınız
bırak kırılmayı yağmurdan bile daha fazla saçılırsınız..
bir de, ağlamaya hazır çocuk gözlerine benzer yağmurlarda yürekler
bi saniye sürmez bulutlanmasıyla yağmaya başlaması
ve birde çiçeklere benzer ki, tek bakışta dahi bilirsiniz adını..
şimdi kalbimi çiçek eyleyip attığım
bil ki bende saklıyorum hala senin çiçeğini
varsın ıslanalım ayrı ayrı yağmurlarda
sen yeter ki
“unutma beni” …
yağmurun insana hatırlattıkları vardır,
dokunmayın yüreklerinize,
yağmurlarda …
……………………….