Ne Doktor?
NE DOKTOR?
Oynayanlar: 1) Doktor Yaşar: 40-45 yaşlarında saçları kırlaşmış çıkarcı biri.
2) Hasta: 60 yaşlarında beli yaptığı işlerden ve hastalıktan kamburlaşmış köylü kadını.
3) Hastanın oğlu: 20-25 yaşlarında eğitim görmemiş genç.
4) Gelin:20 yaşlarında bir kadın.
5) Hizmetli: 20 yaşlarında bir kız.
6) Hemşire: 20-25 yaşlarında bir kız.
7) Muhtar Haceli:35 yaşlarında akıllı bir köylü.
8) Köylü:30 yaşlarında cahil bir adam.
9) Muayene odasında bekleyen 6-7 hasta.
10) Doktor Hasan:Hastaları için her türlü öz veriyi gösteren 35-40 yaşlarında bir doktor.
11) Doktor Kemal: Hastaları için her türlü öz veriyi gösteren 35-40 yaşlarında bir doktor.
12) Doktor Celal: Hastaları için her türlü öz veriyi gösteren 35-40 yaşlarında bir doktor
Piyes başlamadan bir öğrenci sahneye gelir ve şunları söyler.
……Yurdumuzun birçok hastanesinde, sağlık ocağında doktorlarımız bitip tükenmeyen bir enerjiyle her türlü öz veriyi gösteriyor, hastalarına bakıyorlar.Onların bu çalışma azmi ve isteğinden dolayı bir çok hastamız iyileşmektedir. Şüphesiz onlara sonsuz minnet borcumuz var. Bu nedenle özveriyle çalışan tüm doktorlarımızı saygıyla anıyoruz. Ancak tüm bunlara karşın her meslekte olduğu gibi az sayıda da olsa doktorlarımızın içinde de olumsuz tipler çıkabilmektedir. Bu piyes onları eleştirmek için yazılmıştır. Doktorlarımızın büyük bir kısmının bu tip doktorlardan olmadığını bildiğimiz için bizim gönlümüz rahat. Yine de büyük bir özveriyle çalışan doktorlarımızı kırdıysak bu saygın doktorlarımızdan özür diliyoruz. Onların sonsuz hoşgörüsüne sığınıyoruz.
1.BÖLÜM
Hastanede doktorların dinlenme odası,4-5 doktor sohbet etmektedir. Bir görevli çay getirir.Çaylarını içerlerken konuşmalarını sürdürürler.
DOKTOR HASAN: -Akşama kadar hastalara baktım, tam eve gidecekken acil bir hasta geldi. Acil ameliyat yapmak gerekiyordu. İç kanamayı durdurmak için müdahale ettim. Sabaha kadar hasta ile uğraştım. Şükür ki uğraştığıma değdi.Hastayı kurtarabildim.
DOKTOR KEMAL:-Ne olmuş azizim, hastalığı neymiş?
DOKTOR HASAN:-Kayseri’ye giderken hatalı sollama yapmışlar. Önlerine bir kamyon çıkmış. Kamyondan kaçarken tarlalara sürüklenmişler.7-8 takla atmışlar. İkisi hafif sıyrıklarla atlatmış. Biri ağır yaralı biri de ölmüş
DOKTOR KEMAL:-Azizim, hergün trafik kazalarından on kişi ölüyor bu memlekette. Devlet o kadar önlem alıyor, sorunun bir türlü üstesinden gelemiyor. Bu iş böyle nereye gidecek?
DOKTOR CELAL:-İş kafada bitiyor doktorum. İnsanlarımızda kadercilik hakim,’ Nasıl olsa kaderimizde varsa ölürüz,’ deyip basıyor gaza. Hiç sonunu düşünmüyor.
DOKTOR KEMAL:-Haklısın, insanlarımız bilgisiz, eğitimsiz. Bu nedenle kolayca kandırılıyor. Aynı zamanda da sabırsız.Gidecekleri yere iki dakika sonra gitse sanki ölecek. Bir acelecilik, bir telaş almış başını gidiyor. Bir saniye bekleyen kornaya basıyor, sanki önündeki araç keyfinden yürümüyor gibi.
DOKTOR HASAN:-İnsanlarımız bilinçsiz de. Kendisine bakmayı bilmiyor.
DOKTOR YAŞAR:-Daha iyi ya hasta olsunlar, müşteri artar, sen ne dert ediyorsun.
DOKTOR HASAN:-Bu nasıl anlayış doktorum. Biz hastalara koruyucu hekimlik yapmalı, doğruları göstermeliyiz. Onların hastalanmasını başlangıçta engellemeliyiz. Hastaları müşteri olarak göremeyiz.
DOKTOR YAŞAR:-Valla bak ben senin gibi değilim. Hastalardan alacağım paraya bakarım. Senin yarın kadar yorulmuyorum; ama senden on kat fazla kazanıyorum.
DOKTOR HASAN:- Olmaz Yaşar sen bu kafa yapını değiştir.
DOKTOR YAŞAR:- Asıl sen değiştir Hasan. Devir para devri. Benim için kazanacağım para önemli. Senin kafan eskilerde kaldı, sen çağ dışısın.
DOKTOR CELAL:-Yaşar, sen Hipokrat yemini etmedin mi? Biz önce parayı değil, hastayı düşünmeliyiz.
DOKTOR YAŞAR:-Bana ne,ben mi dedim hastalanın diye? Hastalanmasalardı. Madem hastalandılar, tabi ki benim emeğimin karşılığını verecekler.
DOKTOR KEMAL:- Bir doktor önce parayı düşünmez. Onun önceliği hastalarıdır. Bu nedenle seni kınıyorum Yaşar.
DOKTOR CELAL:-Doktorlarımızın geneli zaten senin gibi düşünüyorlar. Yaşar gibi düşünenler az.
DOKTOR HASAN:- Biz kendimizi değil, hastayı düşünmeliyiz. Bak 36 saattir nöbet tutuyorum. Çok yorulduğum halde hastayı kurtardığım için büyük bir mutluluk ve haz duyuyorum.
DOKTOR YAŞAR:- Haz ve mutlulukmuş. Bunlar karın doyurmuyor. Bak ben hasta muayeneme gelmedikçe onlarla ilginenmem. Haz duyabilmem için para kazanmalıyım. Benim için gerçek haz para kazanabilmektir.
DOKTOR KEMAL:- Ya hastanın parası yoksa,o hasta ölsün mü?
DOKTOR YAŞAR:-Ölsün, bana ne. Ben mi hastalan dedim ona?
DOKTOR CELAL:-Anlayışın çok ayıp Yaşar doktorum. Ben hiçbir zaman hastayı parasına göre muayene etmem. Hasta sağlığı benim için ön planda kalır.
DOKTOR YAŞAR:-İlkelsiniz. Bak üçünüz de bu anlayışta olduğunuz için bunca yıldır çalışıyorsunuz. Bir ev bile alamadınız. Oysa bakın bana üç dairem, bir yazlığım var. Arabam son model.
2.BÖLÜM 1. PERDE
DEKOR: Tipik bir köy evi. Yaşlı bir kadın, kazak örmeye çalışmakta, bir yandan da ahlayıp inlemektedir. Odada iki minder, bir divan, bir masa vardır. Duvarda bir halı, halının üstünde bir tüfek asılıdır.
Yaşlı kadın: -Off, offff anam, offf belim offf (sürekli olarak inlemektedir. Oğlu içeri girer.)
Oğlu:-Ne o ana,ne inliyon.
Yaşlı kadın:-Offf belim.
Oğlu:-Gözün gurbanın olayım ana, böyle inleme. Sen inledikçe yüreğim sızlıyo. Nah şurama bir sızı saplanıyo.
Yaşlı kadın:-Oğul belimin ağrısı çok fena. Kemiklerim sanki birbirine giriyo.
Oğlu:-Ne yapak ana?
Yaşlı kadın:-Offf belim belim.
Oğlu:-Ana, gurbanın olam inleme.
Yaşlı kadın:-Üfürükçü Rıza’ya gidek, belki çare olur.
Gülsüm kadını eyileştirdiydi.
Oğlu:-Öle deme ana, dayım gitti. N’oldu? Şimdi ayağa kalkamıyo.
Yaşlı kadın:-Offf belim, belim.
Oğlu:-Ana dohtora gitsek.
Yaşlı kadın:-Off belim.
Oğlu:-Ana şehre bi dohtor gelmiş. Her derde deva imiş.
Yaşlı kadın:-Offf belim.
Oğlu:-Ana beni dinle Muhtar Haceli anlatıyordu. Dohtor çok iyiymiş.
Yaşlı kadın:-Oğlum dohtor benim derdimi eyileştirmez. Hem paramız yoh.
Oğlu:-Öyle deme ana. Her şeyin başı sağlık.
Yaşlı kadın:-Ne yeriz, ne içeriz oğul. Ben zaten gidiciyim. Bir de sizi elaleme muhtaç etmeyeyim.
(Bunun üzerine gelin ağlamaya başlar.)
Oğlu:- (karısına kızar.) Zırlama gız, bi de sennen uğraşmayak.
Ne biçim gonuşuyon ana, sen başımızda daha çok galacan.
Gelin:-He ya para bul, anamı tez eyileştirin.
Oğlu:- Ben muhtar emmiden para bulayım.
(O sırada içeriye Muhtar Haceli ve bir köylü girer.)
Muhtar Haceli::-Noldu Hacer ana, nen var?
Yaşlı kadın:-Nolsun muhtar, kemiklerim birbirine giriyo.
Köylü:- Ana bu yaşlılıktandır,sen gene eyisin maşallah.
Muhtar Haceli:- Tuzsuz tuzsuz gonuşma lan İbram.Benim anam daha çok yaşacak. Gorkma ana.
Şehre bi doktor gelmiş, sırt ağrısını, bel ağrısını, romatizmayı şıp diye geçiriyomuş.
Köylü:-Ne deyon muhtar essah mı len.
Muhtar:- Essah tabi,dohtor Hızır Aleyselam gibiymiş alimallah.
Köylü:-Vaş anam vaşşşş.Ne dohturlar va.
Oğlu:- O zaman gözünü seveyim muhtar emmi, anamı tez elden götürelim.Yoksa bu böle olmacak.Bir an önce eyileşsin anam.
Muhtar Haceli:-Şehre gadan ben arabaynan
götürem,sizi dohtorun özel muayenesine bırakırım. Ben hökümete uğracan, işlerimi yoluna goyayım. Akşam sizi alırım.Al şu parayı Hüseyin, lazım olur. Dohtor eyidir, hoştur da parasız bakmaz.
Oğlu:-Allah ne muradın varsa versin muhtar amca.
Sen olmasaydın ne yapardık.
(Muhtarın ellerine kapanır.)
Muhtar:-Dellenme len Hüseyin.İnsanlık vazifemiz bu. Böyütme. Herkes aynısını yapar.
2.PERDE
(Hasta ile oğlu korka korka doktorun özel muayenesinin kapısını çalarlar.Onları hizmetli karşılar.)
Hizmetli:-Buyrun.
Hasta:-Şey dohtor hanım, belim çok ağrıyo.
Hizmetli:-Ben doktor değilim, doktor bey şimdi gelir. Siz içerde biraz bekleyin.
Oğlu:-Bekleyem emme, bize kızmaz mı?
Hasta:-İçeri girmeyem, şuracıkta duruverem oğul. bakarsın kızar.
Hizmetli:-Girin girin niye kızsın? O memnun bile olur.
(Ana ile oğlu korka korka girerler. Bekleme odası 9 hayli geniştir. Duvarda iki tablo, bir hemşirenin sus işareti vardır. Masada günlük gazeteler bulunmaktadır.)
Hasta:-Ne güzel yer, şuracığa ilişiversem acep kızar mı?
Hizmetli:-Otur otur hanım, kızmaz.
Oğlu,(duvardaki panoları incelerken ağzı açık hayretler içindedir. Şaşkınlığını gizleyemez.)
-Ana ne güzel yer.
(Az sonra içeriye doktor girer, hastaları görünce gülerek yanlarına yaklaşır, yerlere kadar eğilerek selam verir.)
Doktor:-Hoş geldiniz efendim.
Hasta:-Ahh belim belim.
Doktor:-Hiç merak etmeyin, tam yerine geldiniz.Övünmek gibi olmasın buraların en iyi doktoru benim.Geçen gün sedyeyle bir kadın getirdiler, yürüyerek çıktı, gitti. Şimdi seni iyileştiririm. Ne arzu edersiniz? Çay mı, kahve mi, oralet mi? Kızım Zeynep, çabuk konuklarımızla ilgilen. Ne istiyorlarsa bak.
Hasta(belli belirsiz) –Ne iyi adam. Ben içmecem dohtor bey.
Doktor:-Olur mu ana? Bugüne bugün benim konuğumsun sen. Konuk ikramsız olmaz.
Hasta:-Peki, ölese içem.
Doktor:-Kızım iki çay yap. (Çaylar gelir. Hasta ve oğlu çayları içerler.)
Doktor:-Geç şöyle ana,ne derdin varmış bakalım.
Hasta:-Bilmem dohtor bey, çok ağrıyo.
Doktor:-Korkma bir şeyin kalmaz.
Hasta:-İnşallah dohtor bey. Önce Allah, sonra sen. Çok dua etcem.
Doktor:-İyileşeceksin ana,hiç merak etme.
(Doktor,hastayı uzun süre muayene eder.Reçete yazar.)
Doktor:-Anne sen çok üşütmüşsün, sana ağrı kesici, iltihap giderici yazıyorum. Sabah, öğle, akşam kullan. Kendini üşütme, sırtını sıcak tut, ağır iş yapma.
Hasta:-Bilmem ki bey, sağol.
Doktor:-Geçmezse bir ay sonra kontrole gel.
Hasta:-Sağ ol bey.
(Ana oğul çıkarlar.)
3.PERDE
(Aradan bir ay geçer. Kadının beli yine ağrımaya başlar.)
Hasta:-Offf, offf belim.
Gelin:-İbrammmm! İbrammm! Anama bak. Yine çok kötüleşti.İnleyip duruyo garip.
(Oğlan koşarak gelir.)
Oğlu:-Ana ana ne oluyor.Bir aydır bir şeyin yoktu.
Hasta:-Ne bilem oğul, yine bu mendebur hastalık.
Oğlu:-Ana ilaçların bitti ondandır. Doktora bir daha gidek.
Hasta:-Bilmem ki oğul paramız yeter mi?
Oğlu:-Para her şey değil ana.
Hasta:-Öle deme oğlum. Geçen sefer aldığımızı ödeyemedik. Sonra altından nası kalkarız.
Oğlu:-Ana hastaneye gitsek, biz geldik doktor bey deriz. Doktor çok iyi bir insan. Ha orda, ha burda. Bizi bir güzel tedavi eder.Zaten ilaçlarını yazdırıcaz. Hem parada vermeyiz.
Hasta:-Ne bilem oğul, acep bakar mı?
Oğlu:-Bakar ana, sen merak etme.
Hasta:-Oğlum, içimde bir şüphe var.
Oğlu:-Her şeyi evham etme ana. Göreceksin çok eyi olacan.
Hasta:Peki ölese oğul, sen bilirsin.
Oğlu:-Ben bi,muhtar Haceli amcamla görüşeyim,bizi şehre götürüvesin.
(Oğlan dışarı çıkar.Perde kapanır.)
4. PERDE
(Hasta ve oğlu hastaneye gelirler. Muayenenin önü çok kalabalıktır.Hastalar sıra için itişmekte, birbirleriyle tartışmaktadırlar.)
1.Hasta:Hop hemşerim, yeni geldin sen, sabahın 5’inden beri bekliyorum ben.
2. Hasta; -Hadi len ordan, asıl sen yeni geldin.Ben akşamdan beri bekliyom.
3. Hasta:-Çüşşşşş.
2.Hasta:-Ağzını topla,ne biçim konuşuyorsun.
3. Hasta:-Sen de sırama göz dikme, bekleye bekleye ayaklarıma kara sular girdi.
1.Hasta:-Valla ben anlamam, dinlemem, kuşluk vakti geldim buraya, o zaman kimsecikler yoktu.
4. Hasta:- Boşuna kavga ediyonuz, doktor hepinize 3 saniyede bakar.
1. Hasta:-İyileştirsin de 1 saniyede baksın isterse, hem ben onun daha önce özel muayenesine gittim.Çok iyi bir doktor.
2.Hasta:-Doğru valla, ben de gittim.Doktorumuz çok iyi.
(Bu sırada yaşlı kadın ve oğlu gelir.)
Oğlan:- Sen otur şuraya ana.Ben senin yerine sıraya geçerim.
(Ana inleye inleye oturur.Oğlan sıraya geçer.Sıradakiler hem konuşmakta, hem de sıra kavgası yapmaktadır.)
Hemşire bir kağıtla çıkar.Listedeki adları okur.’’Enes Aydoğan, Adem Mama,Furkan Açıkgöz,Ömer Faruk Özenç, Ahmet Korkut Çolak,Başak Turhan…Adı okunanlar içeriye girerler.
(Bir dakika sonra hemşire yine elinde listeyle gelir.) Veysel Karslı,Ömür Soyer, Veysel Karslı,Gonca Silav,Betül Çelik)
(Bir dakika sonra hemşire yine listeyi okur.Seda Demirel,Doğa Eriş,Neslihan Omrak, Merve Tığlıoğlu,Cevdet Anıl,Aylin İpek Bodur…)
Hastalardan biri:- Maşallah ne doktor, otomatiğe takmış gibi muayene ediyor. Bu ne hız.
Başka bir hasta:-Adını sorsa 1 dakikada 5 -6 kişiye bakamaz. Allah Allah şaşırdım ben bu işe.
(Hemşire elinde listeyle gene belirir.İsminur Şahin,Esra Dalyan,Can Aykut Erdem,İsmet Tekeli,Büşra Öztaş,Bensu Elmalı, Kiraz Koç..
Oğlu:- Hadi ana, adın okundu, biz de girelim.(Oğlan anasının koluna girer,İçeriye girerler.)
5. perde
Doktor hastaları doğru dürüst kontrol etmeden ilaç yazıp göndermektedir. Oğlan doktor yanaşır.
Oğlan: -Doktor Bey, biz geldik yine. Anamın sırtı çok ağrıdı da.
Doktor başını bile kaldırmaz.-Şu ilaçları yazıyorum. Bunları sabah akşam kullansın.
(Hasta ve oğlu bir anlam veremezler. Kenarda beklerler. Hemşire kızar. Sizin muayeneniz bitti. Boşuna beklemeyin.Yer işgal ediyorsunuz.Dışarıda bekleyin lütfen.
(Hasta ve oğlu ister istemez çıkarlar.)
Hasta kadın:-Allah Allah, muayene bile etmedi. Boşuna geldik. Geçen günden bu yana ne değişti ki.
Oğlan:- Ne değişecek ana para değişti. Geçen sefer para verdik, dohtor yerlere kadar eğildi. Bu sefer vermedik, yerlere kadar biz eğilmek zorunda kaldık.
Hasta:-Naha gözün çıksın para. Naha gözün çıksın.
(Perde kapanır,oyuncuların adını sunucu söyler.Adı okunan oyuncular tek tek gelerek selam verirler.)
YORUMLAR
Emekli bir sağlık çalışanı olarak eh bunların hepsi doğru diyorum.Ama şunuda eklemek istiyorum.Muayenehanede beş hasta bakan hekim hastahanede bir hastaya beş dakika ayırabiliyormu?Bırak yüzüne bakmayı reçeteyi yazmaya vakit bulamıyor.Neyseki o zamanlar azaldı, biraz daha iyi durumdayız.Güzel bir yazıydı.selamlar.