- 665 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İki muhteşem kadın ve Zeynep
İki muhteşem kadın ve Zeynep
Hayatımın en güzel, en mutlu günlerimi çocukluğumda yaşadım. Bu mutluluğu iki yaşlı kadına borçlu olmak benim için ayrı bir mutluluktu. İlki babamın annesi yani babaannem
Adı Fikriye tonton çıtı pıtı bir kadındı beni sevmekle kalmaz adeta üzerime titrerdi. Benim çok nazımı çekmişti. İlkokul hayatım boyunca her yaz tatilinde beni yanına çağırırdı. Bende seve, seve giderdim. Giderdim diyorum babam vapura bindirir ve başka bir yolcudan bana göz, kulak olması için rica ederdi. Bandırma’da gemiden inerdik ve beni Balıkesir trenine bindirirdi. Gerisi kolaydı ineceğim istasyonu biliyordum Susurluk. Bu yolculuğu yapmak ise benim için başlı başına bir macera idi. Şehrin dışında, Tren istasyonunu geçince sıra, sıra yan yana bağlar başlardı. Bunlardan bir tanesi de bizimdi. Ne yazık ki son gidişimde ne bağ kalmıştı ne de çocukluğumdan bir parça. O günlerden hatırlayabildiğim sadece babaannemin benim için pişirdiği sabah kahvaltısı yerine tarhana çorbası idi.
2
Bana o güzel günleri yaşatan iki yaşlı kadından sıra ikincisine geldi. Anneannem. Seninle de aynı zamanda adaş. Zeynep. Yaşadığı yer baba annem kadar uzaklarda değil. Sarıyer ile Yeni mahal’le arasında denize bir, iki dakika mesafede denize nazır sırtını bir tepenin yamacına vermiş iki katlı bir evde oturuyorlardı Fırsatını buldukça Dilenci vapurlarından birine biner ve soluğumu anne annemin yanında alırdım. Muhteşem boğaz manzarası adeta ayaklarımızın altındaydı. Geceleri uykumu bir vapur düdüğü böldüğünde hemen yatağımdan kalkar ve boğazı seyretmeye başlardım ve her defasında değişik bir manzarayla karşılaşırdım. Şimdi ise ne o günlerdeki Boğaziçi var ne de dilenci vapurları.
Hayat bana şunu öğretti, Onların bana çocukluğumda yaşattığı mutluluğu ben şimdi onları anarak o eski ama güzel günlere bir an olsa da geri dönerek yeniden yaşıyorum.
Şimdi sıra ikinci Zeynep’e geldi yani diğer adıyla Alfabemin son harfi’ne. Onun bana yaşattığı bir iki saatlik mutluluğu ben bütün bir hafta boyunca yeniden yaşıyorum. Tabi bu arada kaybolan bir seneyi saymazsak sana bir teşekkür borçluyum Zeynep bana yaşattığın mutlu saatler için. Benim yazılarımı okumadığını biliyorum. Bugün yazmış olduğum bu yazıyı da okuman için ısrar etmeyeceğim. Kısa bir zaman sonra kucağına bırakacağım kitabı zaten mecburen okuyacaksın.
01.02.2011.Salı
Tuğrul Ahmet Pekel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.