BİRGÜN BENİ ÖZLERSEN...25. BÖLÜM
Üçü de gülümsedi.
"Nasılsın; iyi dinlendin mi ? Uykucu seni" diye takıldı.
"Hadi sende " Ayşe elini uzattı."Gel yanıma ; günlüğüm nerede ; onu bana verebilir misin ?"
"Ne yapacaksın günlüğü?"
" O benim için çok özel; sakın kaybetme neolur bak onun sayesinde buldun beni."
Kamuran imalı imalı:
"Bakarız" dedi.
"Ama ...ben... o koyda kayamda oturup tekrar okumak istiyorum.Anne ; anne biliyor musun ? benim bir koyum var iyi olayım da sizi görüreceğim.Acaba babam küçük bir ev yaptırabilir mi ? Ne güzel olur."
"Babana söyleriz.Neden olmasın kızım ?"
"Ben orayı çok seviyorum; gittiğimden bu yana koy ve kaya hep bana arkadaş, sırdaş oldu"
Kamuran a bakarak:
"Günlüğümü,şiirlerimi,ve...mektuplarımın çoğunu orada senin için dile getirip yazdım."
"Neydi o şiir öyle ? Sanki gidipte gelmeyecek gibi.Bir daha öyle yazmak; habersiz gitmek ; ayrılık yok.Tabiii...saklı ilaç içmekte..."
"Ağrı kesici..." ( Ayşe gülmeye başladı.annesine dönerek)
"Anne biliyor musun ? Melekle bunlar durmadan benim ilaçlarımı aradıllar; ama bulamadılar."
" Evet yaa...sahi nereye gizledin onları ?"
"Yok söylemem meslek sırrı; kesinlikle bulamazdınız." diye gülmeye başladı.
"Hadi söyle neolur;nereye saklıyordun ?"
"Söylesem inanmazsınız; aklınızın ucuna bile bile gelmeyen yere ; kuru erzakların içindeydi"
Kamuran şaşkın şaşkın"Yani gözümüzün önündeydi ; desene."
"Tabi sen gelene kadar gizlemeye gerek yoktu.Ama sen sorular sormaya başlayınca mecbur kaldım.Bitti ...çok şükür gerek kalmadı artık."
Onlar böyle konuşurken doktorla babası geldi.
"Nasıl benim kızım bakalım ?"
" Çok iyiyim.Hele bugün öyle mutluyum ki...Köyümü görmüş gibi oldum.Dahada iyi hissediyorum kendimi."
Babası sevgi dolu
"Aferin hep böyle ol kızım ."
" Olmak zorundayım babacığım.Çünkü...( Kamuran a yan gözle bakarak..)Birine sözüm var;
iyileşmeliyim ve onu hiç üzmemeliyim."
"Canım ; benim güzel kızım bu güne kadar kimi üzdün ki ; bundan sonra üzesin?"
Doktor da sevgiyle
"Bak sennnnbu böyle giderse maşallah çabuk taburcu olup bizi bırakacak gibi geliyor bana."
" Yooo... asla bırakmam doktor babam.Çok şey borçluyum size .Biliyorsunuz hastalığını düşünmeden hayatını yaşa demiştin; bende öyle yaptım ."( Kamuran a baktı)
" Ne güzel düğün yaptık değil mi ?" ( Aklına kına gecesi gelmiş; avucunun içine baktı; çıkmış izi vardı sadece.)
" Ne oldu kızım ?"
" Yok...elime kına yakmışlardı da ona baktım.çıkmış baksanıza."
" Olsun kızım; gene kına yakılır."
Sohbet öyle tatlıydı ki...
Bir ara Ayşe Kamuran a " Ailenin yanına gittin mi? " dedi.
"Yok ; daha gidemedim."
" Niyeki ?"
"Seni bırakamadım."
" Olmaz; artık gidip onları da gör neolur."
"Aradım, konuştum ; burada olduğumu biliyorlar."
" Köye ne zaman döneceksin ?"
Kamuran Ayşe nin gözlerinin içine baktı
" Bilemiyorum...sensiz orada yaşamak zor geliyor bana."
" Ama bak ilerde bende geleceğim; zamanını doktor söyler tabi."
Doktor da başıyla onayladı.
"Acelemiz yok; gidersin hele bir iyileşte..."
Günler geçtikçe Ayşe iyice ayağa kalmış hastanden taburcu olup eve getirmiş-
lerdi.Kamuran evi görünce nekadar varlıklı olduklarını öğrenmişti.Ayşe yi odasına çıkarırken şöyle bir etrafına bakındı; birde köydeki odasını düşündü o an.
Ayşe ona bakarak
" Köydeki odamı düşündün değil mi ?"
" Nereden anladın ?"
" Hiiiççç etrafına bakınmandan..."
" Evet çok güzel ve zevkli bir odan var ; bu hayatı bırakıp ta köyde yaşamak zor olmadı mıı ?
" Hayır gördün halimi ; inan hiç te zorluk çekmedim.Çünkü derdim büyüktü."
" Anladım Ayşem; hemde çok iyi anladım. Büyük olan yüreğin.Seni...her geçen gün daha da çok seviyorum bunu bil olur mu?"
AYŞE KARAN
DEVAM EDECEK...