- 3449 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
PADİŞAHLARIN SEKS HAYATI YOK MUYDU Kİ?
Ne kadar doğal bir soru değil mi?
"Padişahların seks hayatı yok mudu ki? Onlar aseksüel miydi ki de şimdi padişah hayatlarının o kesitlerini halkımızın ilgisine ve bilgisine detaylı olarak sunmamızı yadırgıyorsunuz"
" Ne var ki bunda, hem bu belgesel değil ki illaki tarihi gerçeklerle uyumlu olsun.Bu bir filim, sanat eseri sadece"
Aslında soruların doğal olmasında değil sıkıntı.
Sıkıntı cin olmadan adam çarpmaya çalışan bulanık zihniyetlerde.
Padişahların cinsel hayatları vardı tabii ki, vardı da hayatları cinsellikten ibaret değildi ki?
Hani fizyolojik gerçekler var.
Cinsel ihtiyaç için mi daha çok zaman ayırır insanoğlu, yoksa örneğin tuvalet ihtiyacını gidermek için mi?
Ya da süre olarak ibadetle geçirdiği zaman hangi mertebededir?
Devlet işleriyle uğraşırken, gündelik işleriyle uğraşırken, hayatını kazanmak gayesiyle uğraşırken ne kadar zaman harcarlar insanlar peki acaba?
Peki tarihi olaylardan isim mekan olarak faydalanıp,bir yandan da her nasılsa belgesel de olmayabilecek bir filim çekerken hangi sahneyi hangi sürede göstereceğine nasıl karar verir acaba dizi tüccarları?
Seks hayatı iyi reyting mi getirir diye düşünülür acaba?
Peşpeşe iki bölümünü izlediğim şu meşhur tv dizimizde, devlet işlerine ayrılan süre bir kaç cümle, hemen arkasından ise harem ve ona bağlı cinsel temalı uzun gösterimler.
Hani daha vakit namazlarını ve cuma namazlarını eda ettiklerini göstermeye fırsat kalmadan harem de ne var ne yok ince ayrıntılarına kadar öğrenmiş olduk.
Eee tabi padişahlar aseksüel değil de, başından sonuna kadar gözümüzün içine sokulması gereken birşey mi peki?
Dozu kıvamı tutturulamıyor mu?
Yoksa ticari kaygılar mı harem- yatak sahnelerinin dizinin yarısından fazlasını işgal etmesine neden oluyor?
Oldu olacak ayakyolundan da görüntüler verseydiniz bari? Hani onlar da her insan gibi sıvı tüketirlerdi muhtemelen.
Yoksa hani acaba diyorum, neredeyse devlet işlerine eser miktarda zaman ayırarak, ama ömrünün çoğunu haremde ve civarında geçirerek Osmanlı imparatorluğunu bir cihan imparatorluğu haline getiren Kanuninin "muhteşem" sıfatı mı pekiştirilmek isteniyor?
-"Biz küçücük zamanlarda bile büyük işler başarabiliriz" mesajı mı vurgulanıyor?
Hani dizinin isminden hareketle "Muhteşem" sıfatını hakederken acaba Sultan Süleymanın hangi icraatlarının etkili olduğunu araştırmışlar mıydı acaba?
"Amannn canım sende, taktığın şeylere bak alt tarafı bir televizyon dizisi bu yüzlercesi gibi, belgesel değil, birazcık sanata emeğe saygın olsun" mırıldanmaları kulağıma kadar geliyor:)
Size de cevabım var ama;
Dizide adı geçen karakterler çakma mı?
Yok mu öyle birileri, hepsi uydurma mı?
Kanıni Sultan Süleyman diye birisi olmadı mı, Hürrem Sultan, Osmanlı, Harem vs hepsi gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan tesadüfi isimler miydi?
Hem tarihi kişilikler tarihi mekanlar ve tarihi kurumlardan isimlerini birebir kullanarak faydalanacaksın, hem de "bu belgesel değil canım, televizyon dizisi" diyeceksin öyle mi?
Niçin başka isim mekan , kurumlar ve kavramlar kullanılmadı o zaman?
Osmanlı yerine Paytak Turizm Holding, kanuni yerine Paytak Holding CEOsu Kamil Bey, Harem yerine Harem otogarını kullansaydınız mesela?
Beklediğiniz etkiyi ilgiyi görmez miydi o zaman?
Tarihi kişiliklerden ve kurumlardan faydalanmanız mı gerekiyordu yoksa?
HImmm..!
Öyle daha çok ilgi çeker ve daha çok reyting alırsınız ve daha çok para kazanırsınız değil mi?
Ne diyeyim, haklısınız..
Kanuni, Hürrem, Osmanlı vb. babanızın malıydı zaten.
Daha çok kazanmak için kullanın, sömürün, soytarıya çevirin gerçeklikleri kime ne değil mi?
Sadece bu diziye bütçe ayırıp, buradan para kazanmayı kafasına koyanlara ait değerler, simgeler bunlar çünkü değil mi?
Kim verdi bunları size?
Bu milletin herbir ferdinin ortak değeri olan bu tarihi simgeleri kullanırken hangimizden izin aldınız?
Sadece sizler para kazanın diye mi emrinize sunuldu bu simgeler?
Niye milletin herbir ferdinin ortak değerlerinden sadece ayrıcalıklı bir zümre faydalanıp bunu paraya çevirebilecek şekilde kullanabiliyor?
Ya da niye milletin her bir ferdinin ortak değerine bunca pervasızlıkta "ortalık malı" muamelesi yapılıyor?
Yoksa bu "muhteşem" bir dümen mi?
YORUMLAR
Erol hocaya teşekkür ederim. Günümüzde tarihimize atıfta bulunarak adeta bize söven, hakaret eden bir diziden bahsederek; yapılanın tarihimize düşmanlık olarak değerlendirmiş. Haklısınız! Maksadın, Devleti idare edenlerin özel hayatları değil, özel hayatları öne çıkarılarak devlete, millete hakarettir aslında. Ve eminim ki, bu tür diziler Amerikan, Aveupa ve Vatikan tarafından hazırlattırılıp, hedefledikleri 3. bin yılda asyanın HIRISTİYANLAŞTIRILMASI!!!
Geçenlerde bir araştırma (!) yazısı okudum. Yazıda, Fatih Sultan mehmet Han'a ve Hz. Mevlana'ya şerefsizce bir saldırı vardı. Peygamber efendimize saldırılarda da aynı merkezleden kaynaklanan bir iftira çarkının döndürülmesidir bu. Hedef belli!
Patişahların hataları, yanlışları olmadı mı? Elbette oldu. BİNYIL adlı arkdaşımızın yazdıklarınıda yabana atamam ama dizinin vermek istediği, devletimizi yönetmiş kişilerin hepsine yöneliktir ve neslimizi yanlış yönlendirme, tarihine küfrettirmektir!
Mesela; Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan iftiralar ve şerefsizliklerde ortaya artaya atılıyor. İnanmamız mı lazım bunlara? Yalan ve düzme yazıları toplanıp belge diye sunanlara inanacak olursak, haşa Kuran'a ve Peygamber efendimize de inanmamımız gerekiyor iftiralara inanırsak!
Bence bu iftiralar firavun iftiralarıdır. İtibar etmemek ve bu tür yayınlara izin vermemek lazım. Tarihime söveceksin ve ardından bunun adına DEMOKRASİ diyeceksin! Bu çirkefliklere inanmak için aptal mı olmak lazım acep? :))
saygı ve selam ile
erolbasci
Sistemli bir çalışma var gibi geliyor bana.
Padişahların cinsel hayatı vardı, hemde harem kuracak kadar..Mesela, üçünü Murad, ondokuz yaşındayken venedikli safiye sultanın hakimiyetine girmişti. Nurbanu sultan yani annesi üçüncü Murad Safiye sultanın hakimiyetinden kurtulsun diye her gece abartısız bir bakire cariye sunardı. Ve hatta üçüncü Murad Safiye sultanın büyü yaptırmış olduğu da sarayı çalkaladı durdu. Ve o günden sonra esir pazarında saraya kız yetiştiremediler. Tarihçilerin çoğu bu olayı şöyle izah ederler o dönem bir cariyenin fiyatı iki yüz altından bin altına yükseldi, sayesinde üçüncü Muradın...
başka neler oldu, Üçücü Murad döneminde bir çok geleneği yıktı durdu. Rüşver diz boyu oldu, Mimar Sinan'ın çırağına yani Mimar Davut ağaya, deniz kenarında, kale duvarları üzerine incili köşkü yaptırrı, sırf sabaha kada eğlensin diye. Yanında ayırmadığı Mehmet paşanın teklifi ile paranın ayarını bozdu, askere ödenen paranın ayırıyla oynamış oldular. Ayarı bozuk parayı red eden asker, Mehmet paşanın başını istedi ve aldıda, top gibi oynarak aleme ibret olsun sözleri ile padişaha göz dağı verdiler..Kaç kişi derseniz tarihte geçen rakam 4000 bin asker...
Üçüncü Murad, sanata ve bilimi de önem verirdi, hatta sarayın kütüphanesinde yıllarca çalışan ve osmanlı padişahların mektup ver fermanlarını '' Münşat üs Selatin '' isimli bir eserde toplayan Feridun paşaya bu da bir iş midir demişti..Sanki bir günde hazırlanan bir eser gibi oysa Feridun ağa yıllarca kütüphanede çıkmamıştı...
Elli güm elli üç gece sünnet töreninde sarayın altınları dağıttı durdu, savurganlığın ve eğlence düşkünlüğünün getirdiği psikoloji ile devlet işlerinde hep isabetsiz kararlar aldı ve yıl 1595 te incili köşkün duvarlarına top atışı yapan İskenderiyeden gelen iki geminin savurduğu toplarda köşkün sıvası dökülürken ''' Bimarım ey ecel bu gice bekle yanım al '' diyerek, yanında bulunanlara bizim bu köşke son gelişimizde dedim ve ağlamaya başladı...
Ve eğer dünyaya gelen çocuklarının hepsi yaşamış olsaydı, öldüğü gün ardında 135 yetim çocuk bırakacaktı...Cinsel hayata ne kadar önem verdiği anlaşılıyor tabi ki, Ve hayatında 1567 gazel, 49 mesnevi, 36 nazım, 1 kıta, 1 Muhammes ve 47 tane müfredden oluşan divanının haricinde Fütühatüs sıyam ve esrar name eseri bıraktı...
Ve tüm değerli ata yadiğarı altın ve gümüş eşyaların dağıtıldığı bir saray...
....
Üçüncü Murad öldükten sonra Şehzade Mehmet tahta geçti, o günün sabahı 19 dokuz şehzadenin başı kesilmişti. Kimisi beşiğinde, kimisi yatağında...
Firari anadaolu askerleri, kapıkulu sipahileri, kısa bir süre sonra rüşvetçi valilerden, sancak beylerinden ve kadıların rüşvetlerinden bıkıp dağa çıktıklarında görüldükleri yerde idamlarını istenen celali asileri oldular...
Aynı sorun Mehmet döneminde de oldu, kira adlı kadın piyasada ayarı bozuk paraları topladı ve devlete senelk vergisini ödedi, safiye sultan bunu biliyordu ve kalanını kendi alıyordu, suskundu. Defterdarlık olanın bitenin farkında ama bir şey yapacak durumda değildi. Ne olduysa ramazan ayında oldu, ayarı bozuk parayı askere yine yutturmaya kalkınca asker '' şeyhülislama sordu, kılıcımız ve güçlü pazımızla bu ayarı bozuk parayı esnafa versek, helal olur mu ? '''
şeyhül islam da hayır dedi, ve asker valide sultanın , iç oğlanın ve kızlar ağası ve kapı ağasının kellesini istedi, fazla sürmedi ve sarayın kapısında iki baş dışaı gönderildi...
Aslında kısaca, padişahlardan bir kısmı ipin ucunu kaçırmıştı...
Aziz Mahmud Hüdai hazretlerini dinlemeyen genç Osman, Deli İbrahim, Dördüncü Murad....
Dördüncü Muradın nedimlerinden biri de nefi idi. Ve dördüncü Murad hep erkekleri sevdi. Annesi küsem sultan kadınların oğlunu halimiyetine almasından korku duydu, ve padişah enderun oğlanları ile beraber olmasını teşvik etti. Ve henüz on ikisinde başlayan bir cinsel yaşamı vardı. Dedikodudan da çekinmedi. İçkili ağızla şeyhül islam mertebesinde ki alimlere vaaz verdi, içkiyi yasaklarken ve gece sokağa çıkma yasağını koyarken ağzı içki kokuyordu..
Ve cibalide başlayan poyraz biten yangından sonra halk kahvehanelerde yaşananlar padilahın ifffetsizliğindendir demeye başladığında, halka şu cevabı verdi, fisik, fuhuş, şenaat hepsi kahvehanlerdedir demiş ve yasaklamıştı. Halk konuşmalarını tamamen susturmak için gece şiir dinletilerini bile yasakladı ve akşam ezan çökünce sokakta hiç bir ehli namus görmeyeceğini görürse idam ettireceğini ferman buyurdu ve dediğini de yaptı...
Nefi yazdığı hicivi '' siham-i kaza '' eserinde okuyunca da nefi'nin Padişaha yazdığı hicivi gördü ve yüzüne tükürüp, tüm bu fisik, fuhuş yaparken sende benimle değilmiydi dedi ve sarayın dilsizlerine boğdurdu.
sussam iyi olacak galiba...
'''yola düşüb giden dilber
Musam eğlendi, gelmedi
Aceb yolda yol mu şaştı
Musam eğlendi gelmedi.'''
Dördüncü Murad...
Birde emir çelebi vardı, ona da ne yaptığı varın siz düşünün...
Uzun bir eleştiri oldu, yazamayacağım kadar padişahın hayatında aklın alamayacağı kadar olmaması gerekenlerin olduğunu bilmek can sıkıcı ama yapılacak bir şey yok....
Osmanlı tüm gerçeği ile bize ait, onun için tarihi yanıltmanın hiç bir anlamı yok....
Sevgiyle kalın...
erolbasci
Bana, bu bahsedilen çirkinlikler ile birlikte Osmanlının bir cihan İmparatorluğu olabilmiş olması zor anlaşılır geliyor.Her ne şekilde olursa olsun onlarca değişik kavmi de bir arada tutabilmesi de keza aynı şekilde.ASlına bakılırsa yorumunuzda yazılanlar doğru olsa bile Osmanlının tarihteki yerine bakıldığında bu bahsedilenlerden çok daha fazla başka işlerle devlet işleriyle sosyal konularla vs. ilgilenmiş ve onlarda da başarı sağlamış olmaları gerekiyor.Aksi halde bir çok çağdaş benzeri gibi yok olup giderdi.
Zaman içinde bir takım çürümeler başladı ve bunlar da işte zaten Osmanlıyı yıkıma götürdü diyorsak eğer ona daha bir istekle katılırım.
Ama onoktada da Osmanlının en parlak zamanlarını gerçek isim ve kurumlarla filimleştirmeye çalışırken "haremden çıkmama" cinliğini de hoş karşılayabilmem mümkün değil.
Yazıma esas olarak da zaten bu noktayı seçmiştim.
Osmanlıyı yıkıma götüren süreci anlatırken belki bahsettiğiniz malzemeleri kullanabilirler.Belki de o zaman daha az yadırganırdı bana göre.
Selam ile değerli dost.
şimdi bu cümleyi kuranlara
hani " bu belgesel değil bir dizi...neden bu kadar rahatsız oluyorsunuz..." cümlesini kuranlara
ve destekleyenlere :
" tamam o zaman kendi yatak odası hallerinizi de film yapın...dizi yapın...millet izlesin.hatta kendi ana baba ve akrabalarınızı da kurguya dahil edin..." desem...
kaç bin çeşit küfür yerim acaba ??
tebrikler kaleminize...
erolbasci
Netice de tüccar para kazanmak için her yolu deneyecektir.Osmanlının mirasyedisi bunlar mı ki suyunun suyundan para kazanma hakkını kendilerinde görebiliyorlar.Teşekkürler etkili katkınız için:)