- 1355 Okunma
- 21 Yorum
- 1 Beğeni
BİR GARİP SÜRGÜN!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gecenin kör karanlığında,dertlerini paylaşmak için yıldızlarla konuştu.İçini döktü…Dürbün gibi bakışları,bütün gezegenleri taradı;yitip giden bir dostunu,yarenini arar gibi… Kim bilir hangi parlak gezegende nasıl bir yaşam vardı. Sönmeyen aşklar...Yalansız,hilafsız sevdalar…Çıkarsız dostluklar.Altın gibi saf,pınarın kaynağından çıkan su gibi berrak umutlar;katışıksız,homojen…
Mehtaba baktı, baktı;parlak geçmeyen mazisini anımsadı ve içi burkularak yüreği yandı. Nostaljik duygularının ezik çağrışımları, onu daha da beter etti…
Kalesinde tarih kokan doğup büyüdüğü şehri, gözlerinin önüne getirdi. Dededen kalma iki gözlü virane barakanın bahçesinden baktığında;karşısında bütün heybetiyle zamana meydan okuyan o muhteşem kalenin,hala yıkılmamak için direnen surlarının tılsımlı çekiciliğine dayanamayıp,nasıl da koşup tırmanmak isterdi. Bazı günler dayanamayıp; dizleri yırtılırcasına dikenli çalıların arasından koşarak,kalenin gizli bölümlerinden kahraman bir serhat gibi kan ter içinde kalenin içerisine girer ve ramazan topunun başında bütün Niksar ovasını büyük bir hazla seyrederdi.
Gözleri takılırdı, kalenin tarih kokan taşlarına. Eski kültürün Rumca yazılarını not edip öğrenmeye çalışırdı. Çeşmenin başındaki taşa kazınmış; “Su ve Hayat” kelimelerinin çağrışımdan ilk öykülerini yazmayı denerdi. Su ve Hayat… Su ve Hayat…Kendisi için bu iki kelime; atomun elektronları gibiydi, sürekli kendi yörüngelerinde sonsuza dek dönen,birinin yokluğunda, diğerinin anlamsızlaştığı…
Bir zamanlar Danişmentlilerin başkentliğini yapmış o güzel şehrin eski ismini şarkı sözü gibi terennüm ederdi: N-i-k-h-i-s-a-r..Nik… Hisar..Nikhisar…Ve en son şekliyle Niksar…
Bazen şaşırıp kalırdı;dedeleri Niksar’dan mübadele sonucunda Yunanistan’a göçenlerin torunlarının kafile halinde gelip de eski kültürlerini arayışlarına…İmrenirdi de,onlara.Dostluklar kurdu Natalia ve Nikos’la…
Yunan dostlarına,kendi özlemini dile getirirdi:
“Sizler de dedelerimin yaşadıkları Selanik’e de bolca selam söyleyin “ derdi.Tarihten kaynaklanan bir kültür birlikteliği sezerdi,yunan dostlarının yüzlerinde…
Sonraki zamanlarda yine deli gibi kendisini,Niksar kalesinin dehlizlerine atar,saklanırdı...Yarasalar uçuşurdu,tarih kokan atmosferin yoğunluğunda… Güvercinlerin pislikleri,av tüfeğinden atılan saçmalar gibi yüzüne yapışırdı…
Kalenin virane odacıkların içerisinde,şehrin kimsesizlerin toplandığı saçlı sakallı insanların arasında,şarap şişelerinden, esrar sarılmış sigaralarından hayali mutluluk arayışlarına katılır, kendinden geçerdi…
Şimdi… Ya şimdi…
Büyük şehrin o korkunç, insanların birbirlerinden kaçıştığı ve yüzlerine bakmaktan korktukları o kahrolası atmosferinde;kendisini sürgünde gibi hissediyordu…
Bir garip Sürgün…
YORUMLAR
Ben de hemen netten Niksar kalesini araştırdım
sevgiler, kutluyorum..
TOKAT İLİ
Niksar ilçesinde bulunan bu kale, Maduru ve Çanakçı dereleri arasındaki yüksek tepe üzerinde yapılmıştır. Yapım tarihini belirten bir kitabesi bulunmamaktadır. Bununla beraber, bu kalenin Roma döneminde yapıldığı, Bizans, Danişmentli ve Selçuklu dönemlerinde yapılan eklerle genişletilerek kullanıldığı bilinmektedir. Ancak kaleden günümüze gelebilen duvarların hangi döneme ait olduklarını söylemek oldukça güçtür. Bu arada bazı bölümlerinin Pontus döneminde yapıldığı da sanılmaktadır.
Dış kalenin burçlarından biri üzerinde bulunan ve sonradan da Melik Gazi Türbesine götürülen bir kitabede Selçuklu Sultanı Süleyman Şahın 1179 tarihinde yaptığı onarım belirtilmektedir.
kaynak:http://www.kenthaber.com/IlDetay.aspx?ID=1024
(bkz: niksar in tarihi eserleri)
ayhansarıkaya
Bahçeden baktıkça,kalenin bütün ihtişamı gözlerimin önündeydi adeta...Kalede gezen kişileri bile şekil olarak görebiliyordum.
Yorumunuz için çok tşkler.
Gecikmeli olarak tebrik etmeye yetiştim, güne gelen yazınıza çok tebrikler.
Okuduktan sonra int. te Niksar kelesinin tarih kokan resimlerine baktım.
Ülkemiz tarihi değerler bakımından, her yöresi farklı bir zenginlikte.
Yazınızda bir hüzün, hasret ve dertleşme okunuyor.
Selam ve saygılar.
öncelikle tebrik ediyorum günün yazısını.çok samimi bir iç döküş. Niksar doğumlu olmama rağmen ben bir yaşındayken oradan ayrıldığım için hiç görmedim Niksar'ı. hep çok istemişimdir gidip görmeyi, sanki hayat ağacımın kök dallarından birazı da orada gibi hissederim hep. yazınız bu bağlamda daha da manidardı benim için, kaleminize sağlık..
ayhansarıkaya
Yorumunuz için tşkler hemşerim.
Selamlar.
Ben sana ne demiştim Ayhan Bey...Bak sadece kıskançlıktan yazmamışım o sözleri demek ki:)) Benim gibi düşünenler de varmış...İşte şimdi daha çok kıskandım:)
Kutluyorum...
ayhansarıkaya
Çok tşk ederim Aynur kardeşim. Amaç kurdela almak değil,kendimizi aşmaya ve bir adım daha ileriye gitmek...
Selamlar.
Doğduğun ve doyduğun, bir de mecburiyetten ikamet edilen yer her neresi olursa olsun beni çok etkiliyor. Oldu bitti çok severim yaşanılan yeri anlatan yazıları. Benim de kalemi ilk elime aldığım zamanlarda yazdığım yazılardan biriydi An be an Ankara sitede de ekli.. Doğduğum andan itibaren Ankara'dayım. Sanki şehir bana çocukluğumu, genç kızlığımı anlatır zaman zaman.
Yazınız beni çok etkiledi. İnanılmaz derecede güzel anlatmışsınız. Büyüleyiciydi resmen. Niksar'ı hiç görmeden ama kaleminizin güzelliğinden olsa gerek bayıldım.
On numara bir yazıydı. Tebrik ederim. Saygı ve selamlarımla..
Ayhan kardeş, senin şehrinde bir kale varmış saklanacak/ oyun oynayacak/ benim köyümde kale male yoktu. Kurak bir köydü, tek oyunumuz harman yerindeki saman yığınları arasında saklambaç oynamaktı ve aynı sizin kaleye benziyordu. Ben benzetirdim.
Bana o günlerimi anımsattı bu yazı tebrik ederim.
sevgi ve saygımla arkadaşım.
Ayhan Abi, bence sen bu tarzda daha başarılısın. Daha sık böyle yazılar yazmalısın...Hakikaten on nımara bir yazı oldu. Ben de Nermin Ablaya katılıyorum.
Sevgilerimle.
ayhansarıkaya
Valla şimdi ne yazam dedim ,aklıma bunlar geldi yazdım .Doğaçlama yani...
Değerli yorumunuz için tşkler.
Selamlar.
Aynur Engindeniz
Şaka bir yana yazın bugünki favorilerim araısnda yerini aldı.
Saygılar sevgiler...
Harikaydı. Tasvirlerin ve betimlemelerin büyüsüne kapıldım. Çok güzeldi kalem arkadaşım. Sanırım en güzel hikayeniz ve beni etkileyen hikayeniz de bu olsa gerek. Sevgiler, saygılar
ayhansarıkaya
Selamlar...