- 631 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bana Seni Sevdiğimi Bildiğini Söylesen, Ölmem İçin Sebep Olursun … (DENEME) (1)
Fırtınanın savurduğu kurumuş yapraklar, yüzüme çarparak kucağımda toplanıyor…
Kumsalın incecik kumları yüzümde birikiyor… Canım yanıyor elimin tersi ile ter damlalarına karışmış kumları silerken…
Gözlük camlarının siyah yüzeyinde kum taneleri kristal kürecikler gibi parlıyor…
Ne kadar özlemişim kristal parlaklığını…
Belki de, fırtınanın bedenimle hesaplaşması bu… Her şey hesaplaşma üzerine kurulmuş. Kendimi kendimle, kendimin seninle hesaplaşması, yüreğimin sevgiyle hesaplaşması…
Çoğu zaman, acıya çıkan yollarda buluşmalar doluşuyor iç dünyama.
Hayat güzeldir sözüne kızmaya başlıyorum. Hesaplaşma savaşları arasında görebildiğim kaç güzellik kalıyor ki hayat bende güzel olsun.
Klasik kitaplara bakıyorum, sevginin ardı hep koyu hüzün. Sefillere, Vadideki Zambak ve kumarbaz, hepsinde mutluluğun son damlasında hepsinde zehir zemberek bir acı sonu.
“Rüzgar Gibi Geçti” ye bakıyorum binlerce cümle sonunda, kısacık bir yaşam…
Bitmeyen senfonilere bakıyorum, sonuç yok…
Atilla ustaya, Oğuzcan’a, İleri’ye ve Melih Baki’ye, bakıyorum, hep acı sevgi, hep sonsuz aşklar ve kalem diplerinden, keşke ben seni daha çok sevseydime ve de sevmeye doysaydıma çıkıyor.
Ve hüzün kalıyor geride, incecik bir serzenişle…
Senin yazdıklarına bakıyorum, kitabını okuyorum, hep sevginin son durağında iniliyor…
Cümle cümle ezberliyorum yokluğumun acılarını…Hoşça kallarına bakıyorum hep cevapsız kalmış…Camlara, aynalara, koltuklara oturttuğun beni görüyorum oralarda, suratım asılmış, donmuş bir yüz, kendimden nefret ediyorum. NE BU SEVGİ BÖYLE AYRI KALINDIĞINDA DAHA ÇOK SEVİLİYOR, İNSANIN İÇİ DIŞINA DÖKÜLÜYOR. Bağıramıyorsun bile, sadece bağrınmak geliyor insanın içinden. YÜREK DÖKÜLMESİ BU, PİŞMANLIKLARIN GETİRDİĞİ YÜKLERİN, ORAYA BURAYA SAÇILMASI BU…
SAÇAK ALTLARINA SIĞMAZ BU SEVGİ, İNSANIN İSMİNİ ÜÇE, BEŞE BÖLER,
FARKINDA BİLE OLMAZSIN.
Bu sabah seninle hesaplaşayım dedim kendi kendime, yüzlerce sayfa yazıların elimde. Her sorusuna, her konusuna cevap vereyim kurtulayım şunlardan Çandarlı’nın hırçın rüzgârı ile denizine savurayım dedim tutuldum kaldım… Zaten benimle beraber az mı yalpaladılar dalgalarla birlik dedim. Ha bir fazlası, ha da birçoğu fazlası, ne fark edecek dedim…
Bir cümlene takıldım kaldım, “hayatın bensiz de güzel geçecek” deyişin… Dondum bir anda….EVET HAYATIM SENSİZ GEÇİYOR, YENİ YENİ AŞKLAR, SEVDALARI DENEDİM, DENEDİM, DENİYORUM DA. Ama hepsi Eylül yağmuru gibi Ege’de, Ekim’de yine güneş. Ama hiç biri dolu fırtınaları gibi geçmedi…bedenimden ezilecek yer kalmamış,
BEDENİMDE KURUMAMIŞIM Kİ…
HEP ACININ SICAKLIĞINI İÇİMİZDE BÜYÜTTÜK. YALNIZLIK KOL GEZDİKÇE GÖZLERİMİZ BUĞULANDI. AĞLAMAYI KURTULUŞ SAYDIK VE SAYMADA YANILDIK.
OYSA BİZ SAYMAYI DA, SEVMEYİ DE, BİLENLERDEN DEĞİL MİYDİK? OYSA BİR EKSİK, BÜTÜNDEN BİR PARÇAMIZ YOKTU…
Bilmiyorduk belki, SEVGİDE ÖLÜNMEK YOKTU. ÖLÜNEMEZDİ BİLE İNSAN KENDİNE… BELKİ DE SEVERDİ AMA, SEVİLEMEZDİ BELKİ SONSUZA.
Merdivenin son basamağı belki eksikti, “O” basamaktı belki tökezlenip, ayağımızın kayıp paldır küldür düşmemiz… Düşsek ölsek iyi ama, hâlâ sevgi çıkmazında sürünüyoruz…
Ben çala kalem, sen biteviye yazıyorsun…
Okumak istemiyorum artık kitaplarını, bıktım artık “iyi adam”ı okumaktan. Biraz da kötü adam resmi görmek istiyorum.
HAYATIMIZ BÜTÜN KÖTÜLERİ BİZDEN SAKLIYOR GALİBA, HEP İYİLER ORTADA…
Bir şair ayrılığı yazıyor,
ince ince yağmur doluyor içime.
Ağlamak istiyorum olmuyor…
İyilik yüklü arkadaşım,
“ağlama diyor ağlama…
Şair yanmış, paylaş acısını,
ama gözyaşı yok” diyor ve
“bak “o” hiç ağlıyorum yazmamış” diyor…
OYSA BEN SEN NE KADAR AĞLIYORUM YAZDIK. YETMEDİ Mİ YAN YANA AĞLAYIŞLARIMIZ? Şimdi uzaktan kumanda ağlamak…
BİRBİRİMİZE ÖLEMEME KORKUSUYDU…
ŞİMDİ İSE KENDİMİZE ÖLEMİYORUZ…
SEVGİYİ HÜZÜNLE, HÜZNÜ SEVGİ İLE BESLEDİK DOYURAMADIK.
BEL Kİ DE BİZ DOYAMADIK ACIYA,
ACIYI TAŞIDIK HEP GÜLÜCÜKLERİMİZİN ARDINA, BİR SES BİLE ÇIKARAMADAN.
Şimdi düşünüyorum da hangisi güzeldi. SENİNLE ÖLMEK DAHA MI GÜZELDİ?
Boşver, sensiz de yaşanıyor, iki ucu kulplu, odun ateşindeki bakır kazan gibi, is içinde…
Ama içi kalaylı yaşamayı yaşamayı seviyorum…
Yaşamda var olmayı seviyorum…
YÜREĞİMİ YERDEN YERE VURUP KANATMIYORUM, YÜREĞİME SÖRF YAPTIRIYORUM.. BİR CANA BİR CAN LÂZIMSA DA, KENDİ CANIMIN YANINA KOYUYORUM..
GURUR ZİNCİRLERİNİ KIRIYORUM, KENDİMLE VE SENİNLE HESAPLAŞIYORUM…
ÇIPLAK AYAKLA CAM KIRIKLARIMA BASIP, KANAMALARINI İÇİME SİNDİRİYORUM..
VE BEN…
YÜREĞİMİN SESİNİ DİNLİYORUM, SANA DA BOŞ VERİYORUM, SEVEN GÜLÜN YANINDA, SEVİLEN GÜL AÇAR DİYORUM…
Senin hesabın benimle bitmiş, sense, yüreğini gömmüşsün. “ALAN RAZI, SATAN RAZI” DEYİP BASMIŞSIN HAYATIN GAZ PEDALINA…
Mustafa Yılmaz
(İzmir___ Çandarlı)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.