- 2392 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
BENİM SADIK YARİM KARA TOPRAKTIR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Söyle ey âşık!
Vur yine sazının tellerine
Söyle türkünü
Benim olamayan; senin sazının telinden dökülen türkünü
Hani senin “Sadık Yârin Kara topraktı”
Sana sadık mıydı bilemem ama, bana hiç sadık olamadı…
Tüketti benden aldıkları ile beni. Bir daha göremedim o mis kokulu yedi veren güllerini.
Ben bir su damlasıydım. Kuraklığını Ummanların gideremeyeceği kıraç topraklara yağdım. Toprak içti benden dökülenleri arsızca. Bitiremedi; sana yar olan kara toprakların sinesinde bir gonca gül bile…
Oysa bulut olup maviliklerde dolaşmaya alışıktım. Bir gül goncasının yapraklarına düşerdim. Döküldüğüm yer yemyeşil bir kilimle örtülürdü… Bilirdi toprak kıymetimi esirgemezdi bereketini. Okşardı gönlümü inkâr etmezdi verdiklerimi.
İlkbahar kokardı ümitlerim, Ana sütü kokardı, yar kucağı gibi sıcaktı, cömertti üşütmez derdik hayat bizi. İçli Anadolu türkülerinin nağmeleri ile coşardı gönlümüz. Arzular taşardı gözbebeklerimizde,. Rüzgâr önüne katar götürürdü müsaade etmezdi görmemize grilikleri. Elvan elvan kokardı Mayıs gülleri…
Güneş bir başka doğardı, yıldızlar lacivert gökyüzünde mücevher taneleri gibi parlardı. Bakışlarımızdaki ışığı kıskanırdı çiğ taneleri. Basma elbiselerimiz üzerinde dans ederdi krizantem çiçekleri. Saçlarımızda şampuanların kattığı ahenk yoktu belki, lavantalı sabun kokardı her bir teli. Çok elbisemiz yoktu, çok ayakkabımız hiç olmazdı ama yalınayak bile mutluyduk. Bazen toprak öperdi ayaklarımızı.
Sobası yanardı evlerimizin. Yüreklerimiz gibi sıcacıktı hanelerimiz. Kaynardı sobanın üzerinde ıhlamurumuz. Onun rayihasında demlenirdi dostluklarımız. Kışlarımız vardı üşümeyi bilmediğimiz. Kar yağardı lapa lapa meleklerin kanatlarında..Beyazdı ufkumuz,güzel bakar, güzel görürdü gözümüz.Üşüsek de sıcaklığına sığınacağımız ana kucakları vardı.Şefkati kollar vardı kayan ayaklarımıza rağmen tutunacağımız..
Gölgesi ağır babalarımız vardı; sert görünüşünün altında yufka yürekli. Mertti, adam gibi adamdı, gözü pekti, gönlü zengindi onların. Güveni tanırdık onlarla “Benim babam” diye başlayan cümleler kurardık zamanında. Bir acı söz çıkmazdı dillerinden, bir fiske değmezdi tenimize ellerinden...
Annelerimiz vardı, fedakâr annelerimiz başı yaşmaklı... Dualar dökülürdü dillerinden çıktığımız kapıdan dönünceye kadar emanet edilirdik en Emin olana. Sofraya koyduğu aşımıza sevgisini katardı. Nimete şükrü bilirdik, kanaatkâr olmayı öğrenirdik annelerimizden. Ellerimize tutuşturdukları kanaviçelerle dantel yumakları ile umutlarımıza; düşlerimizin rengini taşıyan örtüler işlerdik, ilmek ilmek sabrı öğrenirdik…
Bilmezdik hüznün adını, içimize sızacak acılara ne de yabancıydık..Çirkin yoktu,kötü yoktu riya yoktu dünyamızda o yüzden belki de acemiydik bu denli hayata..Maviydi dünyamız pembe idi hayallerimiz yeşildi ümitlerimiz ah bir de o yedi veren güllerimiz…
Büyüdük…
Belki de büyüdük sandık. Rüzgârın önüne düştük. İnsafa gelmedi rüzgâr, bizse el-aman dilemesini bilemedik. Saf bulut rengiydik bembeyaz… Gün geçti rüzgâr sürükledi griliği faredemedik. Nereye döküleceğini bilmeyen damlalardık artık… Bereketli topraklardan geçtik, gittik. Yağacağımız yeri hiç bilemedik. Kıraçlara içinde ayrık otu bile bitmeyen yamaçlara yağdık. Toprak yuttu, gün kuruttu bizi. Umutlarımızla beraber döküldüğümüz topraklarda kaktüslerle dikenlerle dolu bir cihete düştü yolumuz. Elimizi uzattık kanadı. Yüreğimizi açtık dağlandı. Adım attık ayaklarımız takıldı.
Daha da büyüdük…
Yeniden bulut olmaya mecali olmayan damlalarız artık. Öylesine kıraç öylesine sert ki böğrü taş dolu toprak Bir çığlık kopuyor derinlerden apansız taşı delemiyor, yeniden su oluyor kendimize sızıyoruz.
Özlüyorum;
En çokta yediveren güllerini. Penceremin perdesini aşıp meltem kokusu taşıyan rüzgârları, bir de ajanstan yükselen o yanık türküleri…
Baharlar mı?
Değişti artık dört mevsimin adı Sonbahar, Yalancıbahar, Eskibahar, Geçtibahar….
Renklerimiz mi?
Soldu mavi, tozdu dağıldı pembe, sararıp soldu yeşil…
Güller mi?
Bir daha hiç açmadı, kokmadı yediveren gülleri
Bu da ney mi?
“Hayat dediğimiz bu değil mi?”
Perihan TUNÇOK KILIÇ
ESMİZE
26 ARALIK 2010 biten baharlardan birinde
Tüm yazı dostlarına ve seçki kuruluna teşekkürler sevgilerim saygılarımla
YORUMLAR
Özlem ile dönülürse eskilere..
Buram buram eski iste..
Yürege sevgiler..
Esmize - Perihan Kılıç
yaşam yediveren güllerinin kokusuna esir, baharları yeşeren ,yazında kuruyan, sonbaharında hüzün kuşanmış kışın bağrında ... kaleminiz daim olsun duygu yüklü arkadaşım sevgi ve saygılarımla..
Esmize - Perihan Kılıç
Esmize - Perihan Kılıç
Esmize - Perihan Kılıç
Tebrikler hemşerim tebrikler.Kalemin somasın,güzeldi,canım beğeni ile okudum eskilere daldım gittim.SEVGİLER...
Esmize - Perihan Kılıç
Esmize - Perihan Kılıç
Esmize - Perihan Kılıç
sizinde güne düşen şiirinizi gönülden kutluyorum...güzel bir kalem sanırım daha çok birbirimizi okuma fırsatı buluruz..çok teşekkürler sevgiler selamlar
o zaman ki çocuk dostlarımızın yüzündeki ışığı
o temizliği
o arsız ama çıkarsız saf gülüşleri ne çok özlüyoruz değil m
büyüdük sandığımız deli yanılgı
akjlımız oralarda o çocukluğumuzda konuk hep
yaşım hep on sekiz kandırmacası da belki de ondan
o çocuk dostlarımızın hangisinin adını yüzünü net olarak hatırlayabiliyoruz ki...
güne yakışan bir yazı olmuş efendim
yüreğinize sağlık
Esmize - Perihan Kılıç
Güne düşen yazıyı ve yazan kalemi tebrik ederim. Okuması haz verdi. paylaştığınız için teşekkür ederim.
Esmize - Perihan Kılıç
Okurken içimi sızlatacak kadar duygulandıran, sımsıcak, doğal, candan dökülen satırlar.
Siz hep yazın değerli kardeşim, okumak keyif veriyor okuyucuya.
Güne gelmesi kadar doğal bir şey olamaz, iyi ki değerli seçki kurulu güne taşımış.
Yoksa bu kıymetli yazıyı atlamışım.
Selam ve sevgiler...
Esmize - Perihan Kılıç
Esmize - Perihan Kılıç
çok teşekkür ederim selamlarım saygılarımla
Özlediğimiz o kadar çok şey var ki, bu yazıyla beraber bütün özlemlerimiz depreşti.
kutlarım güzel kalemi. sevgimle...
Esmize - Perihan Kılıç
çok teşekkür ederim Emine;her geçen gün bozulmayı gördükçe o günlere özlem de demleniyor beraberinde... selamlarım saygılarımla
Esmize - Perihan Kılıç
çok teşekkür ederim beğeninize selamlarım saygılarımla
Esmize - Perihan Kılıç
Nefis bir yazıydı.
Annemle birlikte okuduk. Onun ılık nefesini yüzümde hissetim bir an.
Onun yaşadığı yıllardaki masumiyetimiz, bereketli sofralarımız, komşularımız... Her şeyimiz bir başka imiş meğerse...
Hatırlattığın, yaşattığın için çok teşekkür ederim canımın içi güzel dostum, candaşım.
TEBRİĞİMDİR CANDAN, KUCAK DOLUSU SEVGİYLE.
Esmize - Perihan Kılıç
Ne güzel anlatmışsınız. Duygulanmamak mümkün değil. Kaleminize, yüreğinize sağlık...
Esmize - Perihan Kılıç
Bir iki harf hatası dışında hiç bir hatası olmayan ama tarzı olan bir eser. Sık giremiyorum belki ama geldiğimde okumaktan keyif aldığım bir yazarsınız. Basılı bir eseriniz olsa okumaktan mutlu olurdum.