İPEKSİ ANILAR
Yer kürenin en eski ve en büyük kara yolu olan İPEK YOLU bir ticaret yolu olarak tarihe damgasını vurmuş olmasına rağmen, insanlık tarihine , kültürüne,inançlarına ve hayat felsefesine daha önemli ve etkili katkılar sağlamıştır.
Uzun yıllar sayısız kervanlarla taşınan doğu zenginliği Orta Doğu,Anadolu ve Batı ülkeleri ile buluşup tanışırken değişik toplumların ve kültürlerin buluşup kaynaşmasını da harmanlamıştır.
Böylece renkler,desenler,ruhlar,düşünceler,inançlar, gelenek ve görenekler uzun yıllar arkadaş ve akraba olmaya başlamışlardır.Bu zenginlikleri yerinde araştırıp belgeledik.
Kültür ve Turizm akanlığı’ndaki görevlerim nedeniyle,planlı bir şekilde araştırma ekipleri kurarak 1992 yılından itibaren başlayan ve uzun yıllar devam eden yaygın ve etkin araştırmaları yaparken sayısız anılarımız oldu.
Kırgızistan,İpek Yolu üzerinde önemli yerleşim merkezleri,dağlık yapısı,renkli kültür zenginliği,at,geyik, özel Kırgız şapkası,kuş ,kımız ve yemek konuları ile bir kültür, ticaret ve turizm ülkesi olarak öne çıkmaktadır ..
Kırgızistan’ın dünya çapındaki yazarı Cengiz Aytmatov,yöresel halk kültürü konularını özüyle ve sözüyle ulusaldan evrensele taşımış ve Manas Destanı’nında anlatılan Kırgız tarihini,özelliğini,güzelliğini ve kültürünü eserlerinde etkili , özgün ve efsanevi bir şekilde yansıtmıştır.
!992 yılında Kırgızistan’ın önemli kentleri olan Bişkek,Karakol,Çolpan Ata,tüp,Balasagun bölgelerinde günlerce kalarak,bir coğrafya harikası ve turizm cenneti olmasının yanında dünyanın seçkin yazar ve sanatçılarını misafir ederek sıcak bağrına basan bir kültür merkezi olan ISSIK GÖL yakınlarında düzenlenen Kırgız kahramanı “Balbay Batur’un Toyu”na katıldık.
Büyük küçük,kadın ,erkek herkesin dağda, kentte ve yollarda at üzerinden inmediği Kırgızistan’da halkın dinamik,hareketli,heyecanlı ve akıcı bir yapısı bulunmakta.
Kısrak sütünden mayalanarak ve Bişkek denilen bir deri kap içerisinde bir süre dövülerek elde edilen KIMIZ akşam yemeklerinden sonra hayatın vaz geçilmezi.
At eti yiyen ve at sütü kımızı içen Kırgızlar, “ Kırgızın ölüsü dirisinden pahalıdır”demekteler ,ölen insanların ardından çok sayıda at kurban ederek yemekler vermekteler. Bu gerçekler ünlü Kırgız Destanı Manas’ta da ifade edilmiştir.
Bu yemekler içerisinde en ilginç olanı akşam en son olarak yenilen ve üzerine kımız içilen “Beş Parmak” yemeğidir. Bu yemek, Kırgız töresinde bir özel anlam ifade eden konuk-mihman yemeğidir. Erişte gibi bir kesme pişirildikten sonra ayrıca pişirilen at-koyun,sığır gibi hayvan etleri bu erişte üzerine sote edilmekte ayrı tabaklarda kaşık-çatal vurulmadan elle-beş parmakla heyecanla,mutlulukla ve zevkle yenilmekte ve üzerine tas tas kımız içilmektedir. Mayalı bir ayranı andıran ve hazmettirici özelliği bulunan kımız sofraların özel içeçeği olarak değerlendirilmektedir.
Bu sofralara erkek ve kadınlar katılmakta ve sofrada ilk sözü bayanlardan ece hanım(sofrada bulunan en seçkin ,saygın hanım) almakta konuklara hoş geldiniz demektedir.
Arkasından sofrada bulunan mihman- aksakal’a(sofrada bulunan konukların saygın-zor-yönetici olan kişisi) verilmektedir. Sırasıyla söz alan kişiler söz aytmakta ve kadehlerini ayağa kalkarak kaldırmakta ve bitirmekteler.
Her yönüyle renkli,zengin ve keyifli sofralara mahalli çalgıcılar,manasçılar ve bahşılar çalgıları v e şarkıları ile eşlik etmekteler. Raksta zaman zaman yer almakta.
En son olarak sofraya kesilen hayvanın kaynatılmış başı bütün olarak gelmekte ve bu başın üzerinde tutulan iki kulaktan biri evin en kiçik-küçük balasına yemek üzere verilmekte ve diğer kulak sofradaki mihmana ikram edilmektedir.
Sofralarda hem küçükler hem de büyükler düşünülmektedir.
Kırgızistan’da hareket halindeki bir toplumsal yaşam yaz aylarında yaylalarda çadırlarda, kışın kentlerde aynı heyecanla sürdürülmektedir.
Kırgızistan bütün yönleriyle görülmeye değer ve zenginliği anlatılmakla bitmez…
YAHYA AKSOY
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.