- 1010 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BÜTÜN İL-İLÇE-KASABA VE KÖYLERDE DAĞCILIK KULÜBÜ KURULMALIDIR...
KERİM ÖZBEKLER
GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR
Türkiye 780.000 km.2’lik büyük ve geniş bir ülke, git git bitmiyor. Gez gez, yine bitmiyor. Giderken de, gezerken de dikkat ettiğiniz bir husus şu oluyor;Gittiğim yerde kayda değer bir yer görebilir miyim ? bazen bu tür gezilerde hiç ummadığınız görüntülerle de karşılaşabiliyorsunuz ama bu tesadüfü oluyor. Bilmediğiniz için rast gele oluyor, oysa her köyde, kasaba da, ilçede ve il de Dağcılık Kulubü olsa iyi olmaz mı ?
Bu tür dernekler kurulsa buraya üye olanlar o köy, kasaba, ilçe ve vilayetin nerelerinin görülebilir olduğunu daha iyi anlarlar, gerek dağcılık ve gerekse yürüyüş için önünüze düştüklerinde çevreyi daha iyi tanımış olmaz mısınız ? Olursunuz, bu tür kulupler av ve avcılık içinde mihmandar olabilirler, ayrıca gelirde elde edebilirler. Bu nereden aklıma geldi, geçenlerde zayıflamak isteyen 50-60 kişi yürüye yürüye 10-15 km.uzaklıkta bir köye gitmişler, olayı anlatana O köye minibüs yok mu ? diye sordum. Var dediler, neymiş efendim. 15.00’şer Tl.vermişler, sabah kahvaltısı yapacaklarmış. İyide niçin yürüye yürüye ? Bazıları çoktan beri yürümüyormuş, yağ bağlamış. Hem antreman, hem köyde oksijen ve bunun üstüne köyde sabah kahvaltısı. Üstelik hepside kadın, demek ki yavaş yavaş insanlar sağlıklı yaşamanın ne olduğunu anlamaya başladılar. Bu arada ben bu olayı kimin organize ettiğini, köyde kahvaltının kim tarafından verileceğini de öğrendim. O taraflara geziye giden birisi, köylünün açtığı yerde kahvaltı yapmış. Toplu kahvaltı verilip verilmeyeceğini sormuş, köylü vatandaşta ’’Çok olursanız ve kaç kişi geleceğinizi bildirirseniz, ona göre bazma-yufka vb.siparişleri ona yaptırır. Sizi açıkta bırakmayız..’’ deyince, organize gerçekleşmiş.
Son yıllarda insanlar bu tür gezilere merak sarmaya başladı, gerçi turlar bunları gerçekleştiriyor ama böyle değil. Onlar genellikle büyük otel-motellerde geceliyor. Benim dediğim köylünün yaptığı doğal yiyecek ve ikramlarla olan gezi. Böylece hem köy ürünleri yerinde tüketilmiş oluyor, hem de o yöre insanlar arasında tanınmış oluyor.
Bu tür yerlerde kurulacak olan Dağcılık Kuluplerinin ileride AB’ne girdiğimizde de büyük iş yapabileceğini sanıyorum. Avrupalılar trekking gezilerine meraklı insanlar, bu yüzden vakit geçirmeden kurulacak bu tür kulüpler gerektiğinde kendi kafalarından oluşturacaklar ’’Yayla Gezileri’’ organize edebilirler. Festival organize edebilirler, AB fonları arasında bu tür festival organize edenlere ödemelerde var. Bunlardan faydalanabilirler, bunları araştırmak herkesin görevi. Bu arada kendi çevrenizi kısa sürede öğrenmiş olmakta çok önemli, diyeceksiniz ki ’’Sen çevrendeki her yeri biliyor musun ?’’ hayır bilmiyorum, babam beni 5-6 yaşından beri diyar diyar gezdirirdi. Büyüdükten sonra kendim gezmeye başladım ama daha hala güzel gördüğüm yerlerden büyülendiğimi söyleyebilirim, 55 yıldır geziyorum. Her yeri bilmiyorum, bazen vakit bazen de ekonomik olarak yetersiz kalıyorsunuz.
Dağcılık Kulupleri ileride işimize çok yarayacak, Nasuh Mahruki gibi kaybolan insanları bulmada. Kurtarmada, insanların zinde kalmasını öğrenebilmelerinde, kamp kurma ve dağda yaşamayı öğrenmede vb.şu an aklıma gelmeyecek kadar çok faydaları olduğuna inandığım bu spor dalının Türkiye’nin geleceği içinde sağlam kişileri yetiştireceğine inanıyorum. Bu kişiler köy, kasaba, ilçe ve illerinde yatırım yapılabilmesine ön ayakta olabilirler, dağ başlarında ileride insanlar oksijen almak içinde gidecekler. Hiç unutmuyorum, bir yaz günü +40 C sıcaklık varken 1500-2000 M yükseklikteki Aydın Dağları’nın üzerine çıkmıştık. Fırıl fırıl esen rüzgarda 1 gün akşamı ettik, o gün hep uzaktan gördüğüm dağların üstünde yaşamanın ne kadar keyifli olduğunu öğrenmiş ve bol bol çam sakızı toplamıştım. Bu arada geçen gün 1 dağ köyünde cenaze götürüyoruz, şehirden gelenlerin hemen hemen hepsi &20 meyilli arazide şişti. Şehirde muhallebi çocuğu gibi yetiştiklerinden ve rahat yaşadıklarından yürümekte zorluk çektiler, kendi kendime birde ’’Bir savaş çıksa bu adamlar bırakın savaşmayı 500 metre uzağa kaçamazlar, tel tel dökülürler.’’ diye düşündüm. Avrupa’da herkes spor yapıyor, herkes çıta gibi. Bizde şişman şişman kadınlar, şişman şişman erkekler ve çocuklar. Elini 2 kez yukarıya, 2 kez aşağıya indirip kaldırdımı günlük antremanı bitirdim sanıyor. Oysa dağcılık sporunda yapılacak kros çalışmaları insanların nefesini açar, bu günlük hayatta ki bütün çalışmaları olumlu yönde etkiler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.