- 843 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kur’an Tilavet Kültürü
Müslüman aleminin en fazla değer verdiği ve usanmadan okuduğu İlahi kitabın adıdır Kur’an-ı Kerim. O’nu okuyan her mü’min, manevi olarak O’ndan büyük bir feyz alır ve ruhen bir rahatlık hisseder.
Kur’an-ı Kerimi inanan bir insan, O’nu bizzat kendisi okuduğu gibi güzel okuyan bir takım Hafız efendilerden de dinlemeyi ihmal etmez. Hele bu, ismini meşhur hafızlar arasına yazdırmış bir Kur’an okuyucusu ise o zaman dinlenilen o tilavet apayrı bir mahiyet kazanır.
Kur’an tilaveti deyince akla ilk gelen Mısır coğrafyası ve yetiştirdiği ender hafızlardır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, bu coğrafyanın sinelerde derin bir iz bırakmış hafızı merhum Abdussamed’tir. Kendine has üslubuyla tilavet dünyasına altın harflerle ismini yazdırmıştır. Öte yandan, Mustafa İsmail, Sıddık el-Minşevi ve bugün yaşayan efsane olarak kabul edilen Dr. Ahmed Na’ina gibi okuyucular Kur’an Tilavetinin Mısırlı muhteşem temsilcileridir. Başlı başına ekol sahibi olmuş bu şahsiyetler son asra büyük damga vurmuş ve Kur’an-ı güzel okumaya istekli yerli ve yabancı milyonlarca hafızı etkisi altına almışlardır. Onların okuyuşlarında derin bir hava bulunmaktadır. Onları dinleyince insan, sanki Kur’an yeniden nazil oluyormuş gibi hissetmekte ve adeta kendinden geçmektedir.
Öte yandan, Türk okuyucularda kendine has, adına İstanbul tavrı dedikleri bir üslupla Kur’an-ı okumaktadırlar. Ancak, hemen belirtelim ki bu üslup, İlahi kelamı kendine yakışır bir şekilde icra etme noktasında çok vasat kalmaktadır. Kur’an harflerini aşırı bir şekilde çıkarmış olmanın ötesine geçememektedir. Bu üslupta bir okuyucuyu dinlediğinizde kendinizi sanki saygı duruşunun yapıldığı bir ortamda hissedersiniz. Bu coğrafyada böyle ilginç bir okuyuşun gelişmesinde birçok sebep vardır, biz burada onlara girmeyeceğiz.
Sonsöz olarak şunları ifade etmek gerekmektedir: Kur’an-ı Kerimi sadece lafzıyla okumak yeterli olmamaktadır. O’nun Musikisinin vereceği hava, mutlaka anlamının havası olmalıdır. Anlamını bir noktada hissedebilmek, O’nun kendine özgü bir tarzda okunmasına bağlıdır. İşte, bu tarzında yukarıda isimlerini zikretmiş olduğumuz okuyucularda bulunduğunu ifade ederek, sizleri o değerli okuyuşları dinlemeye ve İlahi Kelamın havasını derince teneffüs etmeye davet ediyoruz.
Merhum Akif’imizin şu sözleri bu bağlamda hitamuh-u misk olsun:
Lafzı muhkem yalınız, anlaşılan Kur’an’ın:
Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz ma’nanın:
Ya açar Nazm-ı Celil’in, bakarız yaprağına;
Yahud üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!
(Süleymaniye Kürsüsünden)
NURULLAH DAĞ
Çamlıca
11 Aralık 2010, Pazar
YORUMLAR
Merhum Akif’imizin şu sözleri bu bağlamda hitamuh-u misk olsun:
Lafzı muhkem yalınız, anlaşılan Kur’an’ın:
Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz ma’nanın:
Ya açar Nazm-ı Celil’in, bakarız yaprağına;
Yahud üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!
(Süleymaniye Kürsüsünden)
NURULLAH DAĞ
Merhaba efendim İmanlı yüreğinizi kutlarım Allah yolunuzu ve önünüzü bu hususda açık eylesin İnşallah.
Evet çok güzel demiş merhum mehmet akif Ruhu şad olsun İnşallah. İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!
Kuran Anlaşılarak okunmak için inmiştir. Kuranı kerim. eskilerin hikayeside değildir. Onu çok iyi anlamak lazım çünki kuranı kerim Bir öğüt verici yol gösterici Kurana göre yaşayan insanların iki alemide, kurtuluşa ermiştir.
Teşekkürler böylesi bir yazı yazdığınız için. Selamlar Saygılar Allah'a emanet olunuz...