Sevgili Can Günlük 4
Sevgili can günlük,
Günaydın. Sabah-ı şeriflerin hayırlı olsun. Gün boyu mutluluklar dilemek isterim sana. Senin düşünmediğim gün yok. Seni içimde yad etmediğim bir an yok. Seninle edebiyatımı oluşturuyorum, seninle edebi tümcelerimi kuruyorum...
Mardin’de havalar hâlâ bahardan izler taşıyor. Toprak yağmura hasretinden çatlamak üzere. Çiftçiler bunu iyi yorumlamıyorlar. Böyle giderse tarlalar sadece otlara ev sahipliği yapacakmış...
Mardin dedim de aklıma geldi, onu da zikretmeden olmaz. Bugün 21 Kasım, yani Mardin’in Kurtuluş Günü. Oysa yıllardır bu gün yanlış kutlanılıyordu. Zira Kurtuluş Savaşı’ında Mardin’in hiçbir işgale uğramadığını Türk Tarih Kurumu itiraf etti. Bunun üzerine Mardin Belediyesi Meclisi toplanıp, bu günü Kurtuluş Günü’ünden 21 Kasım’ı Mardin Onur Günü’ne çevirdi. Nihayet yanlıştan dönüldü. Benim için onurlusun artık Mardin. Sana değer vermeyen ölsün hemen...
Sevgili can günlük,
İş yerimden memnunum. Yerim rahat. İşimin ehliyim. Bol bol boş vaktim oluyor. Mesai arkadaşlarımla aram gayet mükemmel. Senin anlayacağın dilde ifade edersem, hiç sıkılmıyorum, hç sıkıntı çekmiyorum, kendimi evimdeymiş gibi hissediyorum. Çalışmayı seviyorum. Beynimin işlek yapıda kalmasından yanayım. Dünyaya sadece yemek ve içmek için gelmediğimi KESİNLİKLE biliyorum...
Farkındayım her an imtahanla karşı karşıya kaldığımı. Bunun için her hareketime dikkat ediyorum. Namazlarımı vaktinde kılmaya, günahlardan uzak durmaya, darda olan insanlara yardım etmeye, parmaklarla gösterilecek örnek bir insan olmaya gayret ediyorum. Azmimi, yaşama arzumu, mutluluk reçetemi hiç kaybetmiyorum...
Sevgili can günlük,
Ay Vakti adlı bir derginin geçmiş sayılarını bir bir okuyorum. Zaten derginin Mardin İli Temsilcisi konumdayım. Üç yıl önce tanıştık. Mütevazi, edebiyat kokan, üniversite gençliğin yüreklerinde çıkan, sanat için ayakta duran dergime sahip çıkmaktan çekinmiyorum. Askerliğimde de dergimi ihmal etmeyeceğim...
Okumak için zaman öyle fazla ki... Yeter ki isteme duygusu olsun sende. Yeter ki okumak için birkaç adım at. Gerisi zaten kendiliğinden geliyor. Ve bir vakit sonra, bir bakıyorsun okumak eylemiyle iç içe olmuşsun, canından bin bir parça olduğunu hayretle görüyorsun. Benimki de böyle. Ben okudukça bir şeyler, çok şey pozitif anlamda ruhuma geri dönüyor. Bunun bana verdiği sevinci, hiçbir platformda bulamıyorum...
Beni monotonluktan, beni sıradanlıktan, beni tembellikten, beni durağanlıktan, beni cahillikten, beni kimsesizliğimden, beni kimliksizliğimden kurtarıyor okumak can günlüğüm...
.................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
21 Kasım 2010,,,09.14
Mardin
YORUMLAR
"Okumak için zaman öyle fazla ki... Yeter ki isteme duygusu olsun sende. Yeter ki okumak için birkaç adım at. Gerisi zaten kendiliğinden geliyor. Ve bir vakit sonra, bir bakıyorsun okumak eylemiyle iç içe olmuşsun, canından bin bir parça olduğunu hayretle görüyorsun. Benimki de böyle. Ben okudukça bir şeyler, çok şey pozitif anlamda ruhuma geri dönüyor. Bunun bana verdiği sevinci, hiçbir platformda bulamıyorum...
Beni monotonluktan, beni sıradanlıktan, beni tembellikten, beni durağanlıktan, beni cahillikten, beni kimsesizliğimden, beni kimliksizliğimden kurtarıyor okumak can günlüğüm..."
güzel yürekli dost
içten paylaşımlarına hayata kattığın eşsiz güzelliklere gönül dolusu teşekkürler...
iyi ki varsın iyi ki yazıyorsun...
askerlik yakın sanırım...hayırlı uğurlu olsun...dönüşte askerlik anılarını da okuruz inşallah...:)
sevgim saygımla hep...
"Okumak için zaman öyle fazla ki... Yeter ki isteme duygusu olsun sende. Yeter ki okumak için birkaç adım at. Gerisi zaten kendiliğinden geliyor. Ve bir vakit sonra, bir bakıyorsun okumak eylemiyle iç içe olmuşsun, canından bin bir parça olduğunu hayretle görüyorsun. Benimki de böyle. Ben okudukça bir şeyler, çok şey pozitif anlamda ruhuma geri dönüyor. Bunun bana verdiği sevinci, hiçbir platformda bulamıyorum...
Beni monotonluktan, beni sıradanlıktan, beni tembellikten, beni durağanlıktan, beni cahillikten, beni kimsesizliğimden, beni kimliksizliğimden kurtarıyor okumak can günlüğüm..."
Sevgili Selim. Ben kendi adıma bu söylediğiniz sözler üstüne tek kelime söylemeyeceğim. Çünkü kendi yüreğimi ve kendi beynimi gördüm bu düşünceler içinde.
Teşekkür ederim bu güzel paylaşım için. Yazan kaleminize, hisseden yüreğinize sevgiler
Sevgili can günlük,
Ay Vakti adlı bir derginin geçmiş sayılarını bir bir okuyorum. Zaten derginin Mardin İli Temsilcisi konumdayım. Üç yıl önce tanıştık. Mütevazi, edebiyat kokan, üniversite gençliğin yüreklerinde çıkan, sanat için ayakta duran dergime sahip çıkmaktan çekinmiyorum. Askerliğimde de dergimi ihmal etmeyeceğim...
Okumak için zaman öyle fazla ki... Yeter ki isteme duygusu olsun sende. Yeter ki okumak için birkaç adım at. Gerisi zaten kendiliğinden geliyor. Ve bir vakit sonra, bir bakıyorsun okumak eylemiyle iç içe olmuşsun, canından bin bir parça olduğunu hayretle görüyorsun. Benimki de böyle. Ben okudukça bir şeyler, çok şey pozitif anlamda ruhuma geri dönüyor. Bunun bana verdiği sevinci, hiçbir platformda bulamıyorum...
Beni monotonluktan, beni sıradanlıktan, beni tembellikten, beni durağanlıktan, beni cahillikten, beni kimsesizliğimden, beni kimliksizliğimden kurtarıyor okumak can günlüğüm...
.................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
21 Kasım 2010,,,09.14
Mardin
--------------------------------------------------------------
Seni tebrik ediyorum kardeşim. Sadece bu bölüm değil her yazın aynı tutarlılıkta ve güzellikte.
Allah seninle olsun.
Sevgiler.