Dünya Ekonomisinin Geleceği(Fütüristik bir yaklaşım)
Buhranlar ve savaşlar çağı 20. yüzyıldan sonra yeniden dünyanın ekonomik buhranlara girmesi beklenmeyen bir durumdu, fakat daha yüzyılın başında dünya ağır bir bankacılık krizi ile sarsılmıştır ki, bu finansal sarsıntının etkileri günümüzdede hala görülmektedir. Batı ekonomileri ağır bir travma geçirmiş, hızla yükselen Asya ekonomileri kısa bir duraksama ve tedirginlik geçirmiştir. Peki ne olacak bu ekonomilerin hali, gelecek nasıl bir ekonomi modellemesine doğru gidiyor?
1930 Ekonomik buhranı gelir azlığından yani talep yetersizliğine karşı arzın hızla artmasından kaynaklanmıştır,kaba deyimle cimri patronların üretilen katma değerin üzerine oturmak istemesiyle patlak vermiştir. 2008 finans krizi ise açgözlü bankacı ve finansal adamların gelirlere daha çok gözdikmesinden meydana gelmiştir.
Günümüze kadar dünyanın finansal varlıkları üzerinde hegemonya kuran batı ekonomileri bumerang misali kendi silahları ile ilk yarayı almış oldular. bu yaralanmadan ders çıkaramazlarsa batı ekonomileri daha çok yara alacaklar ve sonu devletlerin ekonomik iflaslarına kadar varacaktır.
Bu sürüngen krizin belirtileri batı ekonomilerinin temel direği olan dolar ve avroya güvensizlik olarak ortaya çıkmıştır, altın ve emtiadaki hızlı yükselişin bir kısmı talep artışından kaynaklanmış olsa bile, büyük bir kısmı batı ekonomilerinin paraları olan dolar ve avro’ya güvensizlikten kaynaklanmaktadır. Yatırımcılar artık bu iki para cinsine güvenmediklerinden hızla değerli madenlere ve emtiaya yönelmişlerdir.
Abd ve müttefiklerinin sağa sola tehditler savurduğu günümüzde batı ekonomilerine güven sağlanması olası değildir, orta ölçekli ülkeler kendi ekonomileri için tedbirler almaya ve yeni güvenlik stratejilerini oluşturmaya başlamışlardır. Bunun yanında Asyanın iki devasa nüfuslu ülkesi Hindistan ve Çin Dünya ekonomisindeki paylarını hızla artırmaktadırlar.Asya ülkelerindeki yapısal problemlere rağmen batı ekonomileri dünya ekonomisindeki eski yerlerini almaları çok zor gözükmektedir.
Benzeri eleştirileri daha çok çoğaltabiliriz. Aslolan dünya ekonomisinin bundan sonra hangi yörüngede seyredeceğidir. şimdi bu sorulara cevap arayalım.
Batı ekonomilerinin temel sorunu Ürettiklerinden daha fazlasını harcamalarıdır bu da devletlerin bütçelerinde büyük açıkların ortaya çıkmasına sebep olmuştur.Ayrıca yaşlanan nüfus dolayısıyla sosyal güvenlik alarm seviyesinde açıklar vermiştir. Bütün bunlar eski sömürge geleneğinin yeni dünyadada devam ettirilmek istenmesinden kaynalanmaktadır,En bariz örneğide İngiltere olarak karşımızda durmaktadır.
Batı ekonomilerinin yeniden krize girmemeleri için üretimlerini yeniden yapılandırmalıdırlar herbir ülke kendi tüketimini karşılayacak düzeyde üretim miktarına kavuşmalıdır.Artık Asya ülkelerinde ucuza ürettirip tüketebilecekleri doğal kaynak ve fason üretim azalmaya başlamıştır,bundan sonrada gittikçe azalacaktır. Geçtiğimiz yüzyıl boyunca batı ekonomilerinin Doğunun ucuz yeraltı kaynaklarını sömürmeleri dolayısıyla büyük gelişmeler göstermiştir.Örnek verecek olursak petrol ilk üretilmeye başalndığında varili 2-3 dolar seviyesindeydi şimdilerde 70 -80 dolarlar mertebesinde. Batı ekonomileri geçmişte doğal kaynaklarını hoyratça harcamışlardır, günümüz dünyasında bu üretim modelleri değişmiştir ve daha tasarruflu ve verimli üretim modelleri yerini almıştır.Doğal olarak batı ekonomileri ayakta kalmak istiyorlarsa üretimlerini verimli hale getirmelidirler, çünkü karşılarında geçmişte kendileriyle rekabet edemeyen fakat günümüzde çok hızlı yolalan Asya ekonomileri var. Anlayacağınız rekabet Avrupa ve Kuzey Amerika kıtası ölçeğinden Afrika hariç küresel ölçeğe genişlemiştir.
Gelecek krizi önlemenin bir başka yoluda Dünya ticaretinin dolar yada avro gibi ulusal paralar yerine bütün Dünyanın safi milli hasılaları ve nüfuslarıyla temsil edileceği dünya ticaret Parasının icat edilmesidir, aksi takdirde dolar ve avroya olan güvensizlik artan oranda devam edecektir. Güvensizlik sonucu ortaya çıkacak kriz geçmiştekilerden katbekat fazla yıkıcı olacaktır dünya ekonomilerinde. Değerli metallerdeki ve emtia borsalarındaki yükselişler inanılmaz boyutlara ulaşacaktır.
Diğer bir önlem olarak dünya ekonomisine yön veren uluslararası kuruluşların Adalet ekseninden yeniden yapılandırılmalıdır.İMF, Dünya Bankası, Dünya ticaret Örgütü vb. kuruluşlar batı ekonomilerinin devamına hizmet etmektedir mevcut yapısıyla.
Tüm bu önlemlerin üzerine de dünyadaki finans yapılarının yeniden yapılandırılmasıyla rayına oturtulmalıdır dünya ekonomisi. Finans kuruluşları gerek ulusal, gerekse uluslararası ekonomilerde fazlaca pay almaya başlamışlardır, buda akışkan bir yapıya sahip olmaları dolayısıyladır, alınacak tedbirler uluslararası olmalıdır ve finans sektöründeki akışkanlığı azaltıcı olmalıdır, Uutmayalımki üretimin olmadığı ekonomilerde finans sadece adaletsiz gelir dağılımına sebep olur . Finans sektörünün üretimin önünde takoz görevi yaptığı ülkelerde vardır 2000 yılından önceki Türkiye’de olduğu gibi .finans sektörü sıkı ve katı kurallara bağlanmalıdır ,eğer bu olmazsa üretimin önün de takoz olarak kalır.
04.10.2010 Perşembe
Yücel Başaran
Karacaören Köyü Camii İmam-Hatibi
Şebinkarahisar
YORUMLAR
muhlis kardeşim 1929 la ilgili tesbitinize katılıyorum . fakat o yıllarda gelirlerin az olması talep yetersizliğinin ana faktörüdür çünkü gerek tarımda ve gerekse sanayide çalışanların tasarruf edebilecek kadar gelirleri mevcut değildi dolayısıyla gelir azlığı talep yetersizliğini doğurmuştur.Tasarruf edebilecek kadar gelir elde edenler o günkü toplumun çok az bir kısmıydı ve bu ihmal edilebilir bir şeydi çünkü talep içerisindeki varlıklarıda azdı.
Fed müdahelesine gelince o dönem merkez bankaları bugünkü kadar piyasalarda etkin değildi.(gerçi bugün bile etkin olduğu şüpheli baksanıza faizleri 0' a indirdiler yinede piyasa canlanmıyor ) o günkü kriz talep düşüklüğünden değil gelir azlığından kaynaklanan talep yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.Arrza gelince makineleşmenin yardımıyla sanayi ürünlerinde patlama yaşanmıştır o güne kadar görülmemiş. Üretilmiş ve satılmayan her birim malın piyasada işsizlik doğurması doğaldır . 1929 krizinin en büyük sonucuda yığınlarla işsiz ortaya çıkarmış olmasıdır.
2008 yılndaki krizden önceki değerli maden ve emtia artışı spekülatif bir artıştı doğru söylüyorsunuz ama kriz sonrası ortaya çıkan dolar ve avroya bağlı güvensizlik spekülatif hareketlerin önüne geçmiştir . Batı ekonomilerine güven azalması dolayısıyla Altın ve Emtiada olağanüstü artışlar meydana gelmektedir . spesifik bir örnek verecek olursak 400 dolar değerindeki altın spekülasyonla 700 dolara çıkmıştır 2008 yılında fakat güvenn bunalımı bu günlerde 1400 dolara çıkarmıştır altının ons fiyatını . dolardaki değer kaybıda bu güvensizliği açıklamaya yetmiyormu sizce.
1930 Ekonomik buhranı ---1929 yılı olarak düzeltilmesi gerekli.
gelir azlığından yani talep yetersizliğine -- Gelir seviyesinin düşük olması ile talep yetersizliği farklı şeylerdir...
1930 Ekonomik buhranı gelir azlığından yani talep yetersizliğine karşı arzın hızla artmasından kaynaklanmıştır. Burası tamamem yanlış .Arz artmış olsa fiyatların gerilemesi gerekirdi. FED o dönemde para piyasalarına müüdahale etmemiş bundan dolayı kriz çıkmıştır.
Yatırımcılar artık bu iki para cinsine güvenmediklerinden hızla değerli madenlere ve emtiaya yönelmişlerdir.-- Buradan direk bu çıkarımı yapamayız. Spekülatif hareketleri göz ardı etmemiz mümkün değil...
erkam kul
Fed müdahelesine gelince o dönem merkez bankaları bugünkü kadar piyasalarda etkin değildi.(gerçi bugün bile etkin olduğu şüpheli baksanıza faizleri 0' a indirdiler yinede piyasa canlanmıyor ) o günkü kriz talep düşüklüğünden değil gelir azlığından kaynaklanan talep yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.Arrza gelince makineleşmenin yardımıyla sanayi ürünlerinde patlama yaşanmıştır o güne kadar görülmemiş. Üretilmiş ve satılmayan her birim malın piyasada işsizlik doğurması doğaldır . 1929 krizinin en büyük sonucuda yığınlarla işsiz ortaya çıkarmış olmasıdır.
2008 yılndaki krizden önceki değerli maden ve emtia artışı spekülatif bir artıştı doğru söylüyorsunuz ama kriz sonrası ortaya çıkan dolar ve avroya bağlı güvensizlik spekülatif hareketlerin önüne geçmiştir . Batı ekonomilerine güven azalması dolayısıyla Altın ve Emtiada olağanüstü artışlar meydana gelmektedir . spesifik bir örnek verecek olursak 400 dolar değerindeki altın spekülasyonla 700 dolara çıkmıştır 2008 yılında fakat güvenn bunalımı bu günlerde 1400 dolara çıkarmıştır altının ons fiyatını . dolardaki değer kaybıda bu güvensizliği açıklamaya yetmiyormu sizce.