- 1413 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AİLE- ÇOCUK- OKUL-GÜZEL AHLAK
Türk milletinde aile kutsal bir kurumdur. İslam dininin öngördüğü aile ne kadar kutsalsa bireyleri de o kadar kutsaldır. Neslimizin devamı olacak olan evlatlarımızı ne kadar güzel yetiştirirsek geleceğimizi o kadar teminat altına almış oluruz. Bir millet geleceği için iyi eğitilmiş kültürüne sahip çıkan, Milli değerleri bilen kişiler yetiştirmeli ki, güvenle bakabilsin. Geleceği şekillendirmek aileden başlar. Biz geleceğin fertlerine ne kadar önem veriyoruz bunu iyi irdelemek gerekir. Bu konuyu enine boyuna sorgulamak lazım. Geçmişten gelen kültürü, geleceğe aktarmak aileden başlar. Bizim atasözümüz var.’’Ağaç yaş iken eğilir, Öyle ise çocuk eğitimine küçük yaşlarda başlanmalı. Her doğan çocuk masum doğar. Onu iyi veya kötü yapan ailesidir.
Çocuk ailenin kutsal şemsiyesi altındadır. Bu kutsal mekânda uzun bir zaman diliminde varlığı, yokluğu hastalığı, sağlığı ile birlikte hayata hazırlanırlar. Aile içinde ne kadar demokratik bir ortam var, ne kadar sevgi saygı var. Bunu çocuk üzerinde görmek mümkündür. Çocuğu izlemek ailedeki değerleri anlamaya yeter. Çocuk ailede; sevgi saygı bağını alırken, yine fikir düşünce ve karar melekelerini de kazanır. Aile kurumu bozuk olan çocuklarla sevgiye saygıya dayalı ailenin çocukları çok farklı izlenmektedir. Bazı çiçekler sevildiği ve kendisiyle konuşulduğu zaman daha farklı büyümektedir. Ya çocuklarımız; Ağaçlar su ile çocuklarımız sevgi ve saygı, ilgi ve alakayla büyürler. Suyu hangi kaba koyarsanız koyunuz, kabın şeklini alır, çocukta ailenin aynısını yansıtan bir ayna gibidir. Çocuklarını önemseyen iyi örnek olan ailelerin çocukları toplum içinde daha uyumlu daha verimli olurlar. Topluma faydalı birer fert olarak yetişirler.
Sosyal hayatta uyumsuz çocuklara baktığımızda anne baba daha doğrusu aile ilgisizliğini görmek mümkündür. Kapkaç, uyuşturucu, içki, kumar kötü arkadaş hep bunlar ailenin yapısına göre şekillenen çocukların alışkanlıklarıdır. Bu alışkanlıklar aile içi sevgisizliğin karşılığıdır. Bazı anne ve babalar çocuklarının her istediğini alınca aile olarak görevlerini yaptığını zannederler. Hiç düşünmezler ki çocukların maddi ihtiyaçlarının yanında aile sevgisine, anne baba sevgisine de ihtiyaçları vardır. Verilmesi gereken verilmeyince açlık bitmiyor ve yanlışlar her zaman bela olarak kalıyor. Robot çok iş yapar ama sevmeyi bilmez, saymayı bilmez, ağlamaz gülmez. Çocuklarımızı robotlaştırmayalım. İnsanın iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini ayıracak bir kafası olmalıdır. Bu kafa yerinde değilse onun hiç makineden farkı kalmaz. Maddiyat üzerine kurulan bir dünya, Çabuk köşe olmayı arzulayacaktır. .Çocuk bilgi ile donatılsa bile yeterli olmaz, etik olarak da güzel eğitmeliyiz. Vücutta et ile tırnak nasılsa, birbirinden ayrılamazsa ilim ve ahlakta birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Biri olmadan diğeri bir işe yaramaz, birbirinin bütünüdür.
Aile ortamından uzak, eğitimsiz, sevgisiz yetişen çocukların bunalıma düştüklerini biliyoruz. Aslında çocukların sadece maddi ihtiyaçlarını karşılamakla da onların problemleri çözülmez. Çünkü çocuk her gördüğünü taklit eder ve her şeyi olduğu gibi alır. Bu bakımdan çocuğa doğruyu, yanlışı, güzeli, çirkini öğretirken daima hoşgörülü davranmak gerekir. Bu da gösteriyor ki, çocukların yetişmesinde ailenin sorumluluğu, asla tartışılamaz kural olarak önümüze konmaktadır. Bu nedenle ailenin, öğretmenlerin, öğrencilerine terbiye ve güzel ahlak öğretmesi vicdani bir görev olmalıdır. Özünde her yöne meyli olan çocuğu sevgiyle, hoş görüyle düzeltmek gerekir. Güzel davranış, baskıyla kabul ettirilemez. Tatlı dille, güler yüzle yaklaşmalı, şiddete hiçbir zaman başvurmamalı. Şiddet ve baskı çocuğu isyana götürür.
______________________________________ar___________________________________
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.