- 2603 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK'ÜN EKONOMİ DÜZENİ
Bir tartışmada, ’’sosyalist ekonomilerin 1989 da, kapitalist ekonominin ise 2009 da çöktüğü ve bundan böyle TÜRKİYE’ nin kalkınmasında ATATÜRK ’ün kurduğu karma ekonomik sistemin kullanılmasının zamanının geldiği, kalkınmanın ancak bu karma ekonomik sistem ile mümkün olabileceği’’ ifade ediliyordu.
Karma ekonomik sistem gerçekten Atatürk tarafından bulunmuş esasları belirlenmiş ve uygulanmış bir ekonomik düzen mi? Ve bu ekonomik düzen halen Türkiye’de kullanılmakta mı dır?
.
Bugüne kadar, Dünyada üç temel ekonomi sistemi olmuştur.
1. Piyasa ekonomileri sistemi
2. Kumanda ekonomileri sistemi
3. Karma ekonomi sistemleri.
Bunları kısaca tanımlarsak;
Piyasa Ekonomileri Sistemi : Neyin, nasıl ve kimler için üretileceği konusu, birbirinden bağımsız bireysel tüketiciler, üreticiler devlet ve diğer organizasyonların kararlarına bağlı olup, bunlar piyasada etkileşim içindedirler. Bu sistemde temel koordinasyonu belirleyen fiyatlardır.
Piyasa ekonomilerinde fiyatların serbestçe belirlenmesi ve ekonomik birimlerin iç ve dış ticareti serbestçe yapabilmeleri, piyasa ekonomilerinde devletin hiç bir rolünün olmadığı anlamına gelmez. Piyasa ekonomilerinde devlet, iç ve dış güvenliği sağlamanın yanında, piyasaların sağlıklı işlemesine ve mülkiyet haklarının oluşumuna katkı yapar. Ancak, devletin ekonomi üzerindeki rolü sınırlı olup sadece piyasa başarısızlıklarında devreye girmesi kabul edilir.
Kumanda Ekonomileri Sistemi : Merkezi plan ekonomileri de denen bu sistemde, temel ekonomik sorulara (ne, nasıl, kimin için) ilişkin kararlar merkezi otorite tarafın alınır. Hükümetin kontrolünü elinde bulunduranlar, merkezi plan çerçevesinde ekonomik birimlerin hangi faaliyetlerde bulunacaklarını, üretim ve tüketim tercihlerini ve gelir paylaşımını kontrol altında tutarlar.
Karma Ekonomik Sistem : Dünyada gözlemlenebilen ekonomik sistemlerin hiç birisi yukarıdaki sistemlere uymaz bunlar teorik sistemlerdir. Ancak her iki sistemin bazı öğelerini aynı anda benimseyen ülkeler, genelde karma ekonomik sistem içinde faaliyetlerini sürdürürler. Kamu ve özel sektör kombinasyonları, her ülke için farklılık gösterir . Kısacası, karma ekonomik sistem, özel mülkiyetin yanında kamu mülkiyetini de kabul eden, piyasa mekanizmasının yanında müdahaleyi de içine sindirebilen, fiyat mekanizmasının yanında merkezi planları da uygulama çabası içinde olan bir sistem özelliği taşır.
Devletler, kuruluş ideolojilerine uygun olan siyasi sistemleri belirlerler. Bu siyasi sistem içinde uygulayacakları ekonomik sistemleri de siyasi sistemlerine uygun olarak seçerler. TÜRKİYE CUMHURİYETİ kurulurken de bu böyle olmuş ve o zaman KARMA EKONOMİ SİSTEMİ seçilmiştir. Bu sistem Atatürk tarafından ortaya atılmış ve esasları belirlenmiş bir sistem değildir. Bu gün Türkiye’de (ve Dünya’da) hala bu sistem kullanılmakta olup, ağırlıkla piyasa ekonomileri sistemi kuralları uygulanmakla birlikte, devletin planlama ve ekonomiye müdahale görevi devam etmektedir. Önemli olan sistemin ne olduğu değil, hangi amaçları gerçekleştirmek için ve kimlerin refahının arttırılması için kullanıldığıdır. Dünya da ise, ne kapitalizm ne de sosyalizmin sonu gelmiş değildir.
KAPİTALİST sistem olarak adlandırılan sistem, Dünya ekonomisine yön veren güçlü ülkelerin, diğer zayıf ülkeleri sömürmek için (serbest piyasa ekonomisi ismini kullanarak) uyguladığı bir soygun düzeni ve doğrudan ELKOYMA VE SÖMÜRÜYE DAYANAN ZENGİNLEŞME sistemidir.
ATATÜRK’ün uyguladığı sistem ise bu soygun düzenine karşı koymadır .
BEKİR GÜÇLÜER
YORUMLAR
bekir güçlüer
ZİYARETİNİZ VE SAMİMİ DEĞERLENDİRMENİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.
SAYGILARIMLA.
Yazarı bu çok değerli bilgilendirmeye yönelik yazısından dolayı kutluyorum.
Esenlikle değerli Baki Güçlüer
bekir güçlüer
ZİYARETİNİZ VE DEĞERLENDİRMENİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDRİM.
SAYGILARIMLA.
BEKİR GÜÇLÜER.
bekir güçlüer
ZİYARETİNİZ VE DEĞERLENDİRMENİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.
MAKSADIM; BU SAYFADA SİYASET YAPMAK VEYA SİYASETİN YAPTIĞI YANLIŞLIKLARI SIRALAMAK DEĞİLDİR.
HER DÖNEMDE, İKTİDAR OLANLARIN TERCİHLERİ DOĞRULTUSUNDA VE HÜKÜMETLER ELİYLE ZENGİNLEŞENLER OLMUŞTUR, OLMAKTADIR.
BUNLARIN DOĞRULUĞUNU SAVUNMUYORUM.
SAVUNDUĞUM HUSUS; EKONOMİK DÜZENİN, HALKIN REFAH VE MUTLULUĞUNUN ARTTIRILMASI YÖNÜNDE KULLANILMASIDIR.
EKONOMİK DÜZEN VE (VEYA) EKONOMİ POLİTİKALARI SEÇİLİRKEN ÖNCELİK, TOPLUMUN ZENGİNLEŞMESİNİN, GÖNENCİNİN ARTTILILMASININ ÖN PLANDA TUTULMASIDIR.
SAYGILARIMLA
Göktürkmen
Ha ! Sola da sormak gerekiyor? Sol kimliksizse gericileşebilip sağcılaşbiliyor, türbancı, Y.D.D.ci bölücü-etnikçi filan olabiliyor. Onlara da sormak gerekiyor.
Başkalarının yorumlarına özgürlükçü demoratsal(!) engellmeler koyanlar, kendi yorum özgürlüklerini nasılda böyle hoyratça kullanabiliyorlar, hayret-e şayan doğrusu ?!
Hele konu Atatürk ve 1923 Türk aydınlanmasına muhlafet olursa !
Yazarı duyarlı sorgulamalarla dolu bu önemli yazısından dolayı kutluyorum.
Biz kazanacağız, Atatürkçü, cumhuriyetçi ve devrimci "istiklal-i yam" kavramına iman eden Türkler kazanacak... İşbilikçiler, beslemeler sadece utanç ve zilletleriye ne Hak'kın ne halkın yanında itibarlı olamayacaklar.
Esenlikle...