- 598 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
KORKUSUZ SELİM (34)
Tilki Kerim, yer altı dünyasındaki son gelişmeleri bütün titizliğiyle dedektif gibi takip ediyordu.
Çakal Seyfi’nin adamlarından karga lakaplı Abdülcabbar’ın öldürüldüğünü biliyordu. Hem de Korkusuz Selim’in bizzat kendisi tarafından.
Topal Hasan’ın adamlarından artist Davut, daha geçenlerde öldürülmüştü; onu da biliyordu. Hem de Korkusuz Selim’in adamları tarafından.
Ayrıca ’Korkusuz’a karşı kendisinin de kuyruk acısı vardı.Hiç aklından çıkmıyordu.Bu acı,yüreğinde kor gibi yanıyordu.İntikam hissiyle yanıp tutuşmaktaydı.Aylar öncesi,pavyonların birinde kafeslenmişti,hem de tuvalette.Korkusuzun elindeki silahın soğuk namlusunu ensesinde hissedince;nasıl da ayakları titremeye başlamış,korkudan altına kaçırmıştı."O baş belası köpek herifin tehditvari sözleri,hala kulaklarında yankı yapıyor": Beni unuttun mu Kerim!Sen unutsan da ben,seni asla unutmam.Bundan sonra haracımı iki misli olarak istiyorum.Anladın mı? Yoksa başına gelecekleri sen düşün..."
Medyanın bir kısmına, faili meçhul gibi lanse edilen bu cinayetler, bir handikaptı onun için. Sıkıntı yaratıyordu. Düşman, kendi menziline doğru yavaş yavaş yaklaşmaktaydı. Bir gün gelecek, kendi damarına basacaktı.Bu da bir gerçekti.Bu belanın darbesini yemeden tedbirini almak zorundaydı.Yoksa aynı darbeler,kendi başına gelecekti.
Öncelikle adamlarının sayısını artırdı. Sanki etten duvar örmüştü kendisine. Sekiz kişiye kadar çıkardı,saylarını. Üç tanesi, kemikleşmiş adamıydı .Diğerlerini ise bir takım testlerden geçirdikten sonra örgütünün içerisine aldı.Testlerden ziyade, adamların mazilerindeki şecereleri çok önemliydi.
Hapishaneye girip,çıkmışlar mı?İşledikleri suçların nitelikleri nelerdir.Suç kızartıcı eylemde bulunmuşlar mı?Kumarcı özellikleri var mı?Bütün bunlar,önemliydi. Yüz kızartıcı suçun olup olmadığı önem sırasında birinci sıraya geliyordu.Özellikle kız ve erkek çocuklarına tecavüz girişimleri tasvip etmediği konulardı.Diğerlerini sineye çekerdi ama bunları asla kabullenemezdi.
Gizli bir korku içerisindeydi.Kendisi, hapishaneye hiç girip çıkmadı, oradaki yaşamın acı ve gizemli yüzünü hiç tatmadı. Sadece birkaç kez nezarethanede kalmışlığı vardı. Hepsi o kadar. Onda da aynasızlara para yedirdiği için kolasına, içkisine kadar ayağına geldi.Sigarası eksik olmadı yaka cebinden.
Oldukça zeki; tehlikeleri sezinlemede oldukça ustaydı. Yabanıl bir çakal gibi koku alırdı.Burnu,hassastı.Bir o kadar da belaları alt etmede marifetliydi.Bütün bu özelliklerinin parasının gücünden kaynaklandığına inanıyordu.Paraya Allah diye tapardı yeri geldiğinde.O da biliyordu ki; paranın açamayacağı kapı yoktu.Bu zamana dek bütün bürokratik engelleri parayla açmayı;ismini devlet katmanlarında “hayırsever Kerim” diye lanse edilebilmeyi başarabilmişti.
Çocuk esirgeme kurumlarına, huzur evlerine, kimsesizler yurduna yüklü miktarda parasal yardım yapmakta her zaman birinci sırada olurdu. İpi herkesten önce göğüsler, başkasına birinciliği kaptırmazdı.
Ayrıca kimsesiz, bakıma muhtaç çocukların, gençlerin okul burslarını yüklenirdi.
Şehirdeki önemli açılışlara katılır, çelenk gönderir; protokole yakın yerlerde kendisine yer açmasını becerirdi. Bu özelliklerinden dolayı; legal çevrelerde “Hayırsever Kerim” diye anılırdı.
Emlakçilik, galericilik; “kara parasını” aktardığı sektörlerdi.Asıl finansman kaynağı;esrar,eroin kaçakçılığıydı. Bu yüzden yurt dışından yüklü miktarda kara para gelir, bunu da;Emlakçilik ve galericilik sektöründe rahatlıkla aklardı.Emlakçilikteki işlerini taşeron bir şirket yürütüyordu.Kendisi, emlakçiliğin “e” sinden anlamazdı.
Galericilikteki işlerini de maaşlı tuttuğu orta yaşlı birine vermişti. Bilgisayar bağlantıları, kameralıydı. Kendi bürosundan rahatlıkla bütün işlerini takip edebiliyordu. Yanlış yapan olursa, gerekli uyarıyı adamları tarafından gecikmeden hallederdi. Affı yoktu. Topuğa sıktırdığı mermilerle ateş dansı yaptırmaktan oldukça zevk alırdı. Hiç kimse de gidip polise şikayet etme cesareti gösteremezdi. Bunun yanında görevlerini eksiksiz tamamlayanlara ise; karşılığını vermekte gecikmez, hatta ekstradan para da dağıttığı olurdu.
Bu özellikleri ile Tilki Kerim, yer altı dünyasının diğer “babaları” yanında oldukça farklı biriydi. Her ne kadar kendi hareket alanları daralsa da; birbirleri ile hırlaşmaktan oldukça uzak durmaya çalışıyorlardı.Kendilerine dokunmayan yılan bin yıl yaşasın felsefesi gütmeleri,onların işine geliyordu.Yeter ki kendi işlerine karışan birileri çıkmasındı.
Bazen hesapta olmayan “hop” diye çıkıp işlerine çomak sokmaktan zevk alan birileri çıkınca;işler sarpa sarıyordu. Bütün yer altı dünyasının korkulu belasıydı.Yer altının acımasız raconcusu,Korkusuz Selim’den başkası olamazdı,bu.
Tilki Kerim de bütün kara para aklayan “babalar” gibi genç sevgili edinmişti. Her ne kadar eşi ve beş çocuğu olsa da gizemli bir aşk hayatı vardı. Eşi ve çocuklarının isteklerini kesinlikle ikiletmez, yaz mevsiminde yazlıklarına gönderir, kışın da kayak merkezlerine.
İşlerinin yoğunluğunu bahane ederek bir kez olsun ailesi ile birlikte olduğu vaki değildi.Kırk beşin üzerinde olmasına rağmen, genç görünmek hoşuna gidiyordu…Yaşlanma fobisi,kendisini oldukça rahatsız ediyordu. Elinden geldiği kadar sabah sporlarını aksatmamaya özen gösteriyor, genellikle villasındaki salonundaki bantlarda sporunu yapmayı yeğliyordu. Doğaya yalnız başına çıkmaktan tedirgin olur, yalnızlık korkusu, fobilerinin içinde yer alırdı.
Genç sevgilisi ile beş yıldır aşk yaşıyor, aynı zamanda sekreteri olduğu için kendisine yönelik olan dedikoduları bertaraf ettiğini düşünüyordu.
Sevgilisi, ucuz(!) kadınlardan oluşan tipdi. Yabancı uyruklu, ithal kadınlardan. Fahişelik yapmak için ülkelerinden kaçıp gelen sarışın bir bombaydı. Türkiye’ye ayak basar basmaz;ilk ağına takıldığı erkek ,Tilki Kerim olmuştu. Parasal gücüne boyun eğmiş, ilk durak yeri onun mekanı olmuş, bir daha da oradan ayrılmamıştı. Tilki Kerim’in cinsel ihtiyaçlarını karşılamakta oldukça cömert davranıyordu. Cilveliydi. Bir erkeği,yatakta;baştan çıkaracak bütün özelliklere sahipti.Sevişirken bütün tabuları yıkar,erkeğinin bütün isteklerine boyun eğerdi.Türkçeyi kısa zamanda öğrenmesi,işlerini kolaylaştırmış;Tilki Kerim’in gönlünde adeta taht kurmuştu.Gerçi Türkçe konuşması,o kadar da önemli değildi,Tilki Kerim için.Onun cinsel fantezilerini yerine getirsin yeterdi.Başka bir şey gözünde yoktu.
Tilki Kerim, onun için lüks bir semtten daire almış. İçini de son model mobilyalarla döşemişti. Zamanının çoğunluğunu birlikte geçiriyorlardı. Ona; adından ziyade ”sarışın bombam” diye hitap etmekten hoşlanırdı. Adını,bürosunda resmi işleri yürütürken kullanmayı yeğlerdi. Anna! Bazen dili sürçtüğünde “Anne!” dediği de olurdu, farkında olmadan. Kısa ve uzun süreli seyahatlerinde sevgilisi Anna’yı yanından kesinlikle ayırmazdı.
Yaşamı, kazasız belasız istediği gibi sürüp giderken; son günlerde rahatı kaçmışa benziyordu. Uzaklardan beliren fırtına,yavaş yavaş hortum şekline dönüşüp kendisine doğru gelmekteydi.Bunu sezinlemişti sezinlemesine ama nasıl tedbirini alacaktı,şimdi bunun hesaplarını yapıyordu.Karşısındaki sekreteri ile geyik muhabbeti yapmasına rağmen hep bu sıkıntılar ile cebelleşmekteydi.Önündeki beyaz kağıda gelişi güzel bir şeyler karalıyor,yazıp çiziyordu.
Birden bire sekreteri “sarışın bombasına” :
-Sevgilim, bütün adamlarıma bilgi ver;bir saat sonra çok acil bir toplantı yapacağım.Kim,neredeyse hemen gelsinler.Hadi durma,telefon numaralarını tuşla bakayım’
- Emredersin canim! Geldiğinden bu tarafa “ı” ları bir türlü telaffuz edemiyordu. Daima “i” olarak çıkardı dudaklarının arasından.
DEVAM EDECEK
YORUMLAR
Öykü iyi gidiyor müdavimleri de düzenli olarak izemeyi sürdürüyorlar gördüğüm kadarıyla, memnuniyet verici. Uzun soluklu bir yazı olmasından kaynaklandığını düşündüğüm kimi küçük tefek ayrıntıların gözden kaçırılması bu anlamda mazur görülmeli kitap oluşturulma aşamasında halledilebilecek sorunlar bunlar. "Sevgilisi, ucuz(!) kadınlardan oluşan tiplerdi" cümlesi çoğul ekle bitirilirken öznenin de çoğul olması gerektiği gibi, burada "Sevgilileri,..." şeklinde cümlenin başlaması doğru olur. Başarılı çalışmanın devamı için kuvvet diliyorum. Saygımla...
ayhansarıkaya
Teşekkür ederim arkadaşım.
Her zaman beklerim sayfama.
Sevgi ve saygılar...
asran
Bu kadar karmaşık olayı toparlayabilmen harika...Kurguda kopukluk olmaması da hayret verici...İlgiyle izliyorum. Kerim'in sekreterinin sevgilisi olması da işine yaramış galiba. Gül gibi anlaşıp gidiyorlar maşallah:)
On puan veriyorum. Sürekli ileriye gittiği için...Sevgiler...
ayhansarıkaya
İnşallah toparlarım kazasız belasız.
Selamlar.