- 668 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Darwinistler'den 'İşte Öylesine Hikayeler'-V
Yalayarak Annelerinin Ter Bezlerini Süt Bezlerine Dönüştüren Yavrular
Memeliler ile sürüngenler arasında çok büyük yapısal farklılıklar vardır. Bu farklılıklardan biri de memelilerin sütleridir. Evrimciler sürüngenlerin memelilere dönüştüğünü iddia ederler. Ama o zaman bu canlının soyunu sürdürebilmesi için süt salgılamasına da bir açıklama getirmeleri gerekir. Bir sürüngenin nasıl olup da bir anda süt salgılamaya başladığını bakın bir Darwinist, nasıl ’öylesine bir hikaye’ ile açıklıyor:
Soğuk bölgelerde yaşayan bazı sürüngenler, vücutlarını ısıtacak bir yöntem geliştirdiler... Pulları giderek daha sivri hale geldi ve sonunda tüylere evrimleşti. Bu arada gerçekleşen bir diğer adaptasyon ise terlemenin gelişmesi oldu; bu, canlıya gerektiğinde suyun buharlaşması sayesinde vücudunu soğutma imkanı veriyordu. Bu arada beklenmedik bir biçimde, bazı yavrular beslenmek için annelerinin vücudunda oluşan teri yalamaya başladılar. Bazı ter bezleri bu nedenle giderek daha zengin bir salgı salgılamaya başladılar ve bu salgı sonunda süt haline dönüştü. Bu sayede bu ilk memelilerin yavruları hayata daha iyi bir başlangıç yaptılar. (George Gamow, Martynas Ycas, Mr. Tompkins Inside Himself, Allen & Unwin, Londra, 1966, s. 149)
Bir canlının, annesinin vücudundaki teri "yalayarak" ortaya süt gibi son derece iyi hesaplanmış, besleyici değeri çok iyi ayarlanmış bir besini çıkarması, ancak öykülerde yeri olabilecek bir inanıştır. Dahası, son derece kompleks bir mekanizma olan ve vücut ısısının sabit tutulması için mutlak ihtiyaç duyulan terleme mekanizmasının, sürüngenlerde hiç yok iken memelilerde nasıl ortaya çıktığı bile evrimci mantıkla açıklanamaz.
Evrimci kaynaklarda sık sık yer alan bu ve benzeri hikayeler, evrim teorisinin bilimden ne denli uzak olduğunun bir kanıtıdır. Ancak burada yine üzerinde düşünülmesi gereken, bir bilim adamının buna nasıl inanabiliyor olduğudur. Şu sonuca varmak mümkün; Philip Johnson’ın belirttiği gibi, "Darwinciler için bir şeyin olduğunu hayal edebilmek, o şeyin gerçekleştiğine emin olmaları için yeterlidir." Philip E. Johnson, Objections Sustained, Intervarsity Press, 1998, s. 23
Tabi ki devam edecek...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.