Çırpınırdı Türüt; bakıp kanlı türküsüne...
Karadeniz türkülerini Kamil Sönmez’le, Erkan Ocaklı’yla, Tuğrul-Ömer-Bilge Şan’la, , Süreyya Davulcuoğlu’yla, Ümit Tokcan’la sevdi Türkiye… Sonra rahmetli Kazım Koyuncu ile Volkan Konak ayrı bir tad verdi Karadeniz ezgilerine…
Şimdilerde türkülere kan düşürmek isteniyor.
Şimdi Arif Şirin diye, kendisine ozan diyen bir adam çıkıyor. Kalleşçe katledilmesinin utancını hâlâ duyduğumuz gazeteci Hrant Dink’in katil zanlısı ve azmettiricilerini kahraman gösteren bir şiir yazıyor; İsmail Türüt diye bir adam da bunu Karadeniz şivesiyle türkü yapıyor. Kimi şarlatanlar da bu türküye klip ekleyip internet sitelerinde yayınlıyor…
Eli kanlı katillerin adlarını, güya başka anlamda kullanıyormuş gibi; kendisini akıllı, âlemi kör, aptal sanan Türüt diye bir türkücü (!) kan dolu, kin dolu, kafatasçı sözler dolu dizelerle, Karadeniz’in o güzelim türkülerine gölge düşürüyor.
O Karadeniz değil mi ki; deli dalgalarıyla, bir ülkenin kurtuluşunu selamlarcasına Bandırma Vapuru’na kucak açan..
O Karadeniz değil mi ki, her kelimesi saflıkla dolu, her cümlesi yürekten gelen fıkralarıyla, zeka fışkıran bir topluluğa ev sahipliği yapan…
O Karadeniz değil mi ki; yemyeşil dağlarıyla, yaylalarıyla, dört bir yana ün salan…
Ve o Karadeniz değil mi ki; adamı sırtından vuranları adam saymayan…
Biz Karadeniz denince mert insanların yurdu; hamsiler, fındıklar, çaylar diyarı biliriz… Türüt ise, sırtından adam vuranları yiğit biliyor; Karadeniz şivesiyle aklınca türkü yaparak, katilleri, kan dökenleri göklere çıkarıyor.
Türküye kan düşürmeye çalışıyor Türüt..
Ama bilmiyor ki, o insanların ırkçı damarlarını kabartmaya çalışarak kin tohumları eken o türkücü (!); ne türkülere kan düşer; ne de onca düşün adamı, sanatçı, delikanlı yiğit yetiştirmiş Karadeniz’in adı lekelenir… Karadeniz, azgın dalgalarıyla kini de boğar, nefreti de…
30 bin kişinin katili terörist başına “sayın” diyen kimi siyasetçiler ve hatta Başbakan, bu gaflet ve dalaletlerinin hesabını yargı önünde verirlerken; suçsuz, günahsız bir yurttaşımızı kalleşçe sırtından vuran katilleri türküleriyle (!) kahraman göstermeye çalışan türkücüler (!) de, Karadeniz’in mertlik, yiğitlik, insanlık, hoşgörü dalgalarında yok olup giderler…
Bu utanç vesikası türkü, Türüt’ün ilk vukuatı değil. Şimdilerde kafatasçı tavırlar içindeki adam, 1994’te şeriat heveslisiydi. Bakın ne diyordu türküsünde (!) 1994’te…
“Esselamünaleyküm deyip başlayacağım
Mekke’de Mina’da Şeytan taşlayacağım
İbreti alem için gidin Rize’ye bakın
Şevki Yılmaz hocama gidin nazar boncuğu takın
Bu medya kahpe, her şeyi abartıyor
Hocamın icraatları göğsümüzü kabartıyor
30 tane dosyaya bilmem ki ne yazdılar
Sadece beni değil bir milleti üzdüler
Mücahit Şevki Yılmaz İslam’ın mareşali
Bunların kanlarında var Allah’ın nişanı
Sonunda karar verdik, sen vekil olmalısın
Rizelilerin haklarını orada aramalısın.”
İşte böyle bir türkücünün (!) suçu öven, suçluyu kahraman gösterip, insanları suça teşvik eden türkülerine (!) en güzel cevabı, Karadeniz’in yerel internet gazetesi Karalahana’da, Özhan Öztürk veriyor:
“Ordulu Yunus, Rizeli Sadık, Hüseyin Dilaver, Piçoğlu Osman, Fahrettin Dilaver, Bahattin Çamurali, Hasan Tunç ve daha adını sayamadığımız yüzlerce Karadenizli müzisyenin türkü sözlerine bakıyoruz: aşk acısı, gurbet, ayrılık, ama en coşkulu hatta cinsellik yüklü dizelerde bile Alevi saz aşıklarınkinden geri kalmayan insan sevgisi taşıyor. Yıllar sonra bile aynı keyifle dinliyor, yüreğimizde aşka, dostluğa, kardeşliğe dair duygular doğurduklarına şahit oluyoruz. Kahramanlık hatta eşkıyalık türküleri bile zayıf olanın yanında, derebeyleri hatta bizzat devlete karşı yoksulların yanında olan, adaletsizliğe isyan eden kader kurbanlarının mücadelelerini anlatır ki Köroğlu, Karacoğlan geleneğinin mirasıdırlar; nefret duygusuna yabancıdırlar.
Türüt’ün türküsünde tam tersine namertçe vurulan, silahsız, savunmasız, korumasız, yapayalnız birisinin katledilmesine methiye düzülüyor.. Karadenizliler’in tetikçilikten başka yapacakları iş yok mudur? Bu mudur gençlerimize layık gördüğümüz gelecek, bizi dosta düşmana tanıtacak yeni imajımız? Tüm Karadenizliler’i Hrant Dink’in katline ortak etmeye çalışan bu zihniyeti sahiplenecek miyiz?
Haçan uşaklar kendimize soracağuz yane: ‘hau kayde turki midur fuşki yemek midur’ diye..”
YORUMLAR
Plan yapmayın plan gitmez Karadeniz’de / Kahpelik yalan dolan tutmaz Karadeniz’de / Ne Conisi ne Rusu pusu kurmasın pusu / Bölücülük borusu da ötmez Karadeniz’de / Bırakın çan çalmayı Ermenici olmayı/ Millet böyle dolmayı yutmaz Karadeniz’de / Ogün böyle desinler bugün böyle desinler / Fatihalar Yasinler bitmez Karadeniz’de / Şerefini şanını ortaya koy canını / Hiçkimse vatanını satmaz Karadeniz’de / Vatan satsa bir kişi anında biter işi / Türk ve İslam güneşi batmaz Karadeniz’de / Bizde varken bu duruş emiceniz olsa Bush / Alayınız beş kuruş etmez Karadeniz’de / Anladık var gocunuz belli kuyruk acınız / Kargaşaya gücünüz yetmez Karadeniz’de.
Türkünün tamamı bu..
Yazıya temel olan şikayetler ise;
"Ogün böyle desinler bugün böyle desinler / Fatihalar Yasinler bitmez Karadeniz’de "
bölümü..
Peki dğer bölümler ne oluyor?
Bölücülük borusu ötmez,plan gitmez karadenizde, kahpelik yalan dolan tutmaz, ne conisi ne rusu kurmasın pusu,kimse vatanını satmaz karadenizde,kargaşaya gücünüz yetmez karadenizde
türü bölümlere de mi aynı şidetle karşıyız yani?
Öyleyse bütünü karalamak niye?
Kişisel görüşüm söz ve müzik çok güzel.. Klip ve hazırlanan video ise maksatlı ve çok çirkin..
Yazı ise pire için yorgan yakmış gibi.. Üstelik pire de tartışmalı...
Saygılar...
Mehmet Hocam kaleminiz daim olsun..Gündem maddesi olarak eskisin hatta hiç hatırlanmasın isterdik bu olayı.Çünkü bu olay pek bir reklam malzemesine dönüştürüldü.Bakın şarkısı bile tutturuldu cahiliyet namına.Kolay çıkılan yüksekten inmek için merdiven dahi kullanmayanlar çoğunlukta ülkemizde biliyorsunuz.İsmail Türüt 'te içlerinde...Kâmil Ağabey, Süreyya Abla,Volkan ve Kazım...Aralarında hazin göçü yaşayanları bile halâ sevgi ve alkış ile akıllarımızda.Irkçılığı ve kini teşvik eden bir insan nasıl sanat adına alkışlanabilirki...cevapsa eğer sorunuza ; "turki değildur"...
Saygılarımla,