- 820 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
GECE YARISI MEKTUPLARI-16
SİRENLER DUAYI ÇALIYOR
Vakit gece yarısını çoktan geçti. Perdeler çekildi, ışıklar söndü birer birer, ses kesildi... Gülüşler, sevinçler, hayaller uykunun kollarına bıraktı kendini. Uykuya daldı şehir. Ben ayaktayım. Geceyi seviyorum çünkü geceleri çözülüyor benim dilim. Ben de aşk, şiir ve acı geceleri çıkıyor gün yüzüne...
‘Küçüğüm’
Minik Serçe söylüyor ve yüreğimde ayaklanıyor kelimeler. Hüzne bulanıyor kirpiklerim...Basra’da yalın ayak koşan bir çocuk oluyorum. Kerküklü bir annenin avuçlarında buluyorum kendimi. Yağmur düşlerime kar yağıyor. Üşüyorum. Ellerini arıyorum sonra sımsıkı tutmak için...
Küçüğüm.
Bulanık bakışlı çocuklar kuşatıyor dört bir yanımı.
Her gece rüyama giriyorlar
Gözleri daha hiç söylenmemiş bir şiirin ilk dizesi
Elleri çok tanıdık
çocuk elleri...
Küçüğüm
Sirenler duayı çalıyor biliyor musun?
‘Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var’ der Kitap
‘Duanın da bir vakti var’ der büyükler.
İşte bak yine sirenler çalıyor.
Gecenin sessizliğinde kanıyor güller
Küçüğüm
Nereye gidersen git dünyaya kapayamıyorsun gözlerini. Kalbindeki yaraları unutamıyorsun... Çocuğu ölmüş bir annenin feryadını, annesini yitirmiş küçük bir kızın kumlara dökülen gözyaşlarını, eşlerinin gözleri önünde dövülen babaların çaresizliğini... İçinde taşıyorsun evden, işe; işden eve...
Küçüğüm
Nasıl bir hayattır yaşadığımız?
İnsan insanı öldürüyor
Ve çocukları vuruyorlar düşlerinde
Kim sahneliyor bu oyunu?
Ve bu oyunun kaçıncı perdesi?
Ve..ve..ve...ve..ve...
Niye bize hep ağıt yakmak düşüyor?
Küçüğüm
Söylenecek çok söz var. Oysa ben şu yarı gecede sana mektup yazacaktım. Adınla çağırdığım yorgun kalbimin çözecektim dilini. Ateş denizi gözlerimde uçan mavi kanatlı kelebekten bahsedecektin sana...yaz yağmurlarından ve bahar çiçeklerinden söz edecektim.
Saat 3.44
Son sigaramı da yaktım. Çayım her zamanki gibi yine soğumuş. Bu kez Zara söylüyor. Buruk acı...‘ Sevmek korkulu rüya/Yalnızlık büyük acı/Hangi kapıyı çalsam /Karşımda buruk acı/Hayat öyle bir han ki/Acı içinde hancı