Sonbahar ve Hayat
Sonbahar ruzgarı estiginde dallarda yaprakları bir ürperme aldı hepsi dallardakı sessiz bekleyişlerinde bu ana hazırlanmışlardı ancak ölüm nekadar hazırlansalarda onları ürpertti.
Solgunlaşmaya başlayanları daha yeşil olanlarına veda etmek için son sözlerini nefeslerinde saklarlarken daha yeşil kalanları o kaçınılmaz sonun huznunu yaşıyorlardı.
Rüzgar şiddetlendikce ilk önce kuruyanlar son sözlerini elveda yaz diyerek arkadaşlarına iletirlerken göçmen kuşlar da yavaşça sürüler halinde sesizce göklerdekı yüksekliklerine çıkmaya başlıyorlar her sey ruzgara ve soguk havaya kendini bırkamaya başlıyordu.
Ee insanda aynı sekilde değilmiydi ya yasamın pırıltıları bir müddet sonra kendini o yaşlı çelimsiz beden ve o donuk gözlere hapsederek biraz daha direniyor daha sonra ise bazen son nefesde veda ile bazen ise bir dua edecek vakıt bulup yada bazen ne oldugunu bile anlamadan göçüp gitmiyormuydu.
Hayat aslında her sonbaharda biz insanlara gerekli dersi o titreyen solgun yapraklarında hatırlatmıyordu ama insan asla ve asla o son zaman gelmeden kendinede bu titreyen yapraklarda olan ürpertinin olacagına ölümün onu bulacagına inanmıyordu.
Hayat dene şu değer aslında her insana her nefesde bir hediye değilmiydi. Umarım bu herkesce daha kısa surede anlaşıabilir. Böylece insanda dah güzel daha verimli daha insana yakışır bir hayat sürebilir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.