- 2334 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
OKUMAK ÜZERİNE
Okumak üzerine düşünüyorum. Kendi kendime sorular soruyorum. Çok okumak faydalı mıdır? Yoksa çok okumak zararlı mıdır? Kafamda bir sis örgüsü oluşuyor okumak üzerine…
Dere, ırmak ve nehir kenarlarında geziyorum. Suyun içindeki nesneler çok dikkatimi çeiyor. Suya karşı mücadele veren bu nesnelerin özü, benim özümde canlıdır. Bu nesneleri anlamlandırmaya çalıştım. Kafamda oluşan bazı cümleler, sorularımın cevabını verir gibiydi.
Denizleri ve onda yaşayan canlılar düşündüm. Denizin dibindeki; kum, çakıl, taş ve kaya gibi nesneleri düşünmekten kendimi alamadım. Bazı taşlar, kayalar, çakıllar; ırmakta, nehirde ve denizde o kadar özlerini korumuşlardır ki, görülmeğe değerdi. Bu nesneler, kendilerinden bir cevher çıkarmışlardı. Dünyanın en paha biçilmez bir eşyası haline gelmişlerdi. Elmaslar, mücevherler ve aklınıza gelebilecek en değerli eşyalar…
Bu nesneler, üzerlerine devamlı baskı yapan, su karşısında kendi öz benliklerini yitirmeden, yılmaksızın mücadele etmişlerdir. Bu mücadele sonucunda da, mücevherler ve elmaslar ortaya çıkmıştır. Ruhlarındaki özü, asla ve asla kaybetmemişlerdir. Bazı taşlara su vurdukça dağılmış, parçalanmış, onların ne özü kalmış nede cevher. Ruhu da, özü de akan suyla gitmiş denizin derinliklerine…
Okuyan bir insan, ne kadar çok okursa okusun, iradesini kaybetmiş ve kendine kötü yönde bir okuma tekniği uygulamışsa, o kişinin okuması, sabun gibi eriyen bir taş parçasından başka bir şeye benzemeyecektir. İnsanlara faydası dokunur gibi gözükür fakat dokunmaz. İnsanları sever gibi gözükür ama sevmez. İnsanlara yardım eder gibi gözükür ama yardım etmez…
Kendi cevher ve özünü kaybetmeden okuyan, göğün tabakalarına doğru yükselir. Onun dünyasında yıldızlar, güneş ve ay birer arkadaştır. Özden, cevherden benlikten uzak okumalar, insanı yerin derinliklerine batırır. O kişi battıkça batar ve etrafındakileri de batırır…
Kur’an’ın ilk emri “Oku”dur. Sonra kendi kendime sorarım hep. Nasıl bir okuma olmalı? Yaratan Rabbinin adıyla oku! Önce sen kendini tanı, sen kendini tanımadıktan sonra, yaratanını nasıl tanıyacaksın. Yaratan Rabbinin adıyla okumak, insanların özünü, cevherini tanımaktır. Bu tanıma ve tanımlama, bize verilen irade ile gerçekleşir. İradesini kötü yöne kullanıp da kitap okuyanlar, adeta canavarlaşır.
Kitap okuyan insan, özünü ve cevherini yakalayabilmelidir. Özünden ve cevherinden uzak okumalar, insanı hayvanlaştırır hatta daha da aşağılara indirir. O kişi, hayvani duyguların dışında başka bir şey düşünemez ve hayvani duyguların peşinde koştukça koşar…
Okuyan insan, okumanın mahiyetini iyi kavramalıdır. Nasıl okumalıyız? Niçin okumalıyız? Okuduğumuzda neler kazanırız? Okumazsak neler kaybederiz? Okumanın bana ve insanlara faydası neler olabilir? Birtakım sorular sormalı kendi kendine. Kişi bu sordukları soruların cevaplarını kendi zihninde bulmaya çalışmalıdır.
Okuyan insan, iradesini iyi ve güzel yönde kullanıp insanların hayrına olan işler yapmalıdır. İnsan ilkönce kendini tanımalıdır. Her şey, kendini tanımakla başlar. Okumasına da kişi, kendini tanımakla başlamalıdır. İnsan, kendini tanımalı, Rabbini tanımalı ve Allah’ın yarattıklarını tanımalıdır. Okumada bu üç aşamayı yakalayanlar, okumalarını insanların faydasına yönlendirebilirler.
03.11.2003
Üçkaraağaç Köyü/Akdağmadeni
YORUMLAR
Muhteşem bir yazı...Belli bir eğitim seviyesinden geçmeden okunması için seçilen kitaplar dimağlarda iyiden ziyade kötü izler bırakabilir.Sıfırdan okumaya başlayanlar için başucu kitapları olabilecek eserler tanımlanmalıdır.Bunlar okunduktan ve özümsendikten sonra okumak üzere yola çıkılmalıdır.Zira faydadan ziyada zararlı neşriyatların sayısı da azımsanmayacak çoklukta.Çok güzel bir olguya dikkat çekmişsiniz.Kutluyorum efendim.Saygılarım sonsuz.
neneh. tarafından 9/15/2010 12:17:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
İDRİS ÇETİN
geçmiş ramazan bayramınızı tebrik ederim.