- 1406 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sevgililer Sevgilisinin Burcu...
...Dünyanın 3, 5 milyar yıldır varlığından söz edildiğine göre; Dinler tarihinden eski olmalı yıldızların tarihi diye düşünürken, kendi hayatımın miladı geldi aklıma. Baharı müjdeleyen çiçeklerin maviliği, güneşin sevgisini sıcaklığıyla paylaştığı ve yağmurun toprağı öptüğü zamanlardı... Yılın bu zamanları, belki de bütün zamanlar da beklenen uzun bir kıştan sonra gelen en güzel günlerdi.. Ayağının altına cennet serilen bir kadın, zor olsa da üçüncü çoçuğunu dünyaya getiriyordu.. O gün 20 nisan’dı... Ve daha demincek yıllarda geçse demincek ilahi bir emirle ona ruh emanet eden melekle konuşuyordu bebek: "Beni dünyaya göndermeyin, orda kötülük varmış, orda savaş varmış, orda iki yüzlüler varmiş" dedi "benden önce gidip hemen geri dönenler öyle dedilr"... "hem orda sizin gibi melekler yokmuş kim koruyacak ki beni siz olmadan"... şimdiyedek duyulmamış en güzel sesle melek: "merak etme sen, bizi görmesende hep çok yakınında olacağız sana verdiğimiz emaneti senle beraber koruyacağız hem orda bizden daha iyi kalpli biri daha var seni çok seven ve koruyacak olan"... Bebek yine tedirgin, "peki ben onu nasıl tanıyacağım" der... Bebeğin baş parmağını bırakırken melek son defa seslenir "sen ona anne diyeceksin"... Ve belkide o ayrılıktandır, her doğan bebek ağlayarak dünyaya gelir ve her bebek meleğin son dokunduğu baş parmağını emer uyurken... Bu bir sırdı ve hep böyle olmuştur asırlardır... O gün 20 nisan 1966...
... Dinler tarihinden eskidir yıldızların tarihi ki, Sevgililer sevgilisi Peygamberimizin (s.a.v) Dünyaya geldiği gece bir yıldız doğdu. İlk defa parlayan bu yıldız dejenere olmuş bir dinin alimleri tarafından görüldüğünde "O" nun doğduğunu anlamışlardı... "O" sadece ana rahminde değil Dünyadada meleklerle konuşacaktı... Ona düşmanlık edenlere bile düşmanlık etmeyecek, "Ne zülmediniz nede zülme uğrayınız" diyecek, en cazip teklifleri bile reddedip, "Ayı bir elime, güneşi diğerine koysanız bile inancımdan asla vaz geçmem" diyecekti... Hep iyiyi, doğruyu ve barışı anlatacaktı... "O" alemlere rahmet olsun diye Dünyaya gönderilmişti.. O gün 20 nisan 571...
...Dünyanın, sürekli kendi etrafında ve güneşin etrafında döndüğünü düşünürsek evrenin muazzam büyüklüğünü ve sonsuzluğunu anlamak zor elbette... Hele güneşin de bir yıldız olduğunu ve pek çok yıldızın sönüp kaybolduğunu ama zaman ve hız hesaplamasına göre olmadığı halde varmış gibi görmemiz bir muamma değil elbet... Ancak olmaması gereken karanlığın imparatorluğu... Dünyanın bu dönüşü bazen karanlığa düşer. Nazi Almanyasının, gamalı haç sevdalısı bir deli, Dünyayı kana boğabilecek kadar zalimdi eli... "Beceri ve yetenek eğitimin bir ürünü değildir. Bu yetenek kişide doğuştan vardır. Yani bu Tanrının bir lütfüdür"... deyip kendi gibi olmasını istediği üstün (arı) ırk varetmekti niyeti ki "yaşam hakkı mücadele gücün kadardır" deyip zayıflara şans tanımayan bir diktatördü Adolf Hitler... Adı hep savaşla anılıyordu... Yarattığı kaosu "Dünyayı tanrıya insansız teslim edeceğim" sözü ile açıklıyordu ve bu adam doğduğu gün de 20 nisan 1889...
Şimdi yıldızlar konuşuyor; "Bu tarihte doğan erkekler, Doğuştan sorumluluk duygusuna sahiptirler. Çevrelerine daima dürüst, adaletli ve yardım sever davranırlar. Risk almayı severler. İnançlarından asla vazgeçmezler. Sezgisel güçleri sayesinde kendilerinden gizlenen her türlü olayı hemen algılarlar. Dikkatli olmak onların yaşamında önemli bir yer tutmaz. İnatçı yapıları yüzünden onları ikna etmek zordur"... Tırnak içinde yazılan son paragraf aslında ne zaman doğarsa doğsun her insan için az yada çok geçerlidir. Elbette ki hiç kimsenin doğum tarihi kendi elinde değildir ama insan oğlu hep bi merak içindedir... Bunu bilen burç yazarları bir K beş N sorularına cevap vermeden en genel cümlelerle keşkeleri olanların keşkesi, umitsizlerin ümidi, meraklıların merağı... Yani hayallerin , düşlerin, duyguların masalcısı gibi yazarlar... Hava tacirleridir, oksijeni parayla satarlar...
İkizlerin derdine başak boy verir
akrep çöle düşer yengeç su verir
ok yay dan fırlayınca oğlak dağa çıksa nafile
aslan kükrese de boğa aldırmaz ki gafile
terazi yandan çarklı balık hangi kefede
kova nın dibi çıktı koç kurban edilirken nerede..
... Haa yıldızlar mı? Vardır elbet onlarında bi dili dinginliği... Hiç bir şey tesadüf olmadığına göre şimdi yukarıda mevzu edilen üç insan oturmuşlar yanyana... Metnin yazarı ortada, sağ tarafına Sevgililer sevgilisini buyur etmiş ve sol tarafında istemeye istemeye Hitleri... Üçü de 20 nisan doğumlu ve üçünün de burçu koç... Şimdi öyle bir burç olmalı ki okunduğunda üçünüde anlatmalı... Tarih 20 nisan 2010... Aslında metnin yazarının içindeki sevgi, Peygaberimizin (s.a.v) içindeki ümmet sevgisi kadar çokmuş ama aynı zamanda Hitler kadar da intihara meyilli...
YORUMLAR
Bu yazıyı görünce kurduğunuz bağlantı biraz komik geldi nedense! Burçların özelliklerini sayınca, Peygamber efendimiz için uygun olan şartları bir başka insan karşılamayınca, denklemi tersten çözmeye kalkıp; 'Yahu Peygamber efendimiz ile bir katili aynı liste içine koyan bir burç çözümlemesini ben kabul etmiyorum!' diyorsunuz. Bu aslında basit ve hatalı bir denklem çözümü.
Şöyle düşünürsek; Peygamber efendimiz insanlardan bir insan ve kendi doğumu üzerine olan burcun en güzel örnekleri kendisinde. Aslında bütün burçların en güzel özellikleri kendisinde; ki o böyle yaratılmak zorundaydı ki; en güzel insan ve ulu bir peygamber olsun!
Burçların yok olduğunu söylemek, hele ki bu denklem ile yok olduğunu kanıtlamaya kalkmak biraz beyhude bir uğraş olmuş. Nedense burçları, biz gazetelerden öğrendiğimiz için burçların asıl manası olanlarına bile karşı oluyoruz, duruyoruz.
Benim şahsi kanaatim, din de 'burçların olmadığına dair bir sahih kanıt görmediğim için' burçlar vardır efendim. Buna inanmak da, öyle basit insan olmanın karakteriyse varsın olsun!
Ama işin en güzel yanı da, inanmadığınız burçların etkisi altında kalıp son cümleyi kurmanız efendim..
Hürmetle:)
mutluluk mavi çocuk
Kaldı ki amaç burçların yok olduğunu kanıtlamak değildi "... Haa yıldızlar mı? Vardır elbet onlarında bi dili dinginliği..." dediğimize göre, bunu kanıtlamaya çalışmak bizim işimiz değildi.
Din de burçların olduğuna dair sahih bir bilgi olan "falın, büyünün ve büyücülüğün" günah olduğu ile ilgili diye düşünüyorum. Hele genelde anlatırken Peygamber efendimiz sözü diye başladığımız sahih olan hadislerin yanında bir o kadar da sahih olmayanı mevcutken... Ve Allah (c.c) bize basit ins-an olmamamız için akıl bahşetmiştir diğer yaratılanlardan farklı olarak. Yoksa yıldızlara göz yumarsam sabah güneşin doğuşunu da kaçıracağımı bilirim... "Gaybı yalnız Allah bilir" Tekrar teşekkürler saygı ile...
Okumaktan keyif aldım. Farklı ve ilginç bir konu aynı zamanda güzel bir anlatım. Bilgilendiriciydi ve hoştu. Tebrikler. Saygılarımla.