Bir Anıdan Anektodlar..
değerli arkadaşım saliç’e sevgi ve saygılarımla...)
Bir ikindi sonrası daldım içeriye…içim de hafif bir burukluk vardı..az önce ikindi namazını da kıldım...başımı iyice suyun dibine bıraktım..serinlemeye ihtiyacım vardı…ıslandıkça içimde ıslanıverdi bu çöl sıcaklarında…
.bugün yine elektrik gitti..az önce geldi…elektrik olmadığı için namaz kıldığım camide sıcacıktı..aslında başımı suyun dibinde ıslatmamın sebeplerinden biri de bu…hani elektrik olsa içerde klima çalışacak püfür püfür.. buna ihtiyacım olmayacak o zaman…kısmet diyelim…
elektrik yazdığım yazıya da darbe vuruyor.istediğim zaman şu nette gelip gönlümce bir şeyler yazamıyorum..
yaşadıklarımı,sıkıntılarımı çiziktiremeyince daha daralıyorum..sanki biri beni sıkboğaz ediyormuşçasına canım közleniyor….
Bugün 28 Ağustos cumartesi…hava düne göre daha sıcaktı….sabah erken uyanamadım…çok geç yatınca erken kalamıyorum bu aralar…malum oruç mevsimindeyiz…iftardan sonra terebih namazı kılıyorum..ardından hemen cadde üzerindeki kahvehaneye gidip bir iki çay içiyorum…o sıralar telim mutlaka çalınır..sağ olsun arkadaşlarım ve dostlarım beni yalnız bırakmazlar..iyi günde de kötü günde de hep yanımda olurlar…bazen düşünüyor ve kendime soruyorum? sonra tatlı bir tebessüm oluşuyor yüzümde…ne biliyor musunuz? merak ettiniz eminim..
Çevrem acayip derecede geniştir…özellikle yaşadığım kendi dışındaki çevrem de azımsanmayacak bi azamette….bunların hepsi karışırda yan yana gelirse devasa bir kalabalık oluşur…
Geçen gün ofiste yürüyoruz… bu arada ofis Diyarbakır’ın merkezi ilçelerinden biri..şehrin kalbi hemen hemen burada atar diyebilirim..bütün iş merkezleri,barlar,pasajlar sanat sokakları,ressamlar edebiyatçılar,enteller burada toplanır…
yanımda ablak suratlı tıknaz boylu yılların eskitemediği dostum uğur var…yüzü geçen yılla göre hayli pörsümüş…evlendikten sonra evcil yaşam acaba onu yordu mu..yok ama uğur öyle pek etliye sütlüye karışan biri değil..ev işlerine de yardım etmez…ara da bir yardım etmiş ve bu durumu atlamışsam sevgili dostum beni affetsin. Çoğu zaman kahvaltıya yada bizi akşam yemeğine çağırır…yemeği kendisinin hazırladığını görmedim…yenge hemen hamarat ve çabuk elleriyle şip şak eder beş dakikada yemeği sofraya dizer…bizim uğur yanındaki suyu bile doldurmaktan üşenir…ne yalan söyleyeyim çocuk benim bardağımı dolduruyor…aferin ona…seni çok seviyorum minnoşşum…
yazarken bile utandım…minnoş bizim uğur’un yan adı…evde yıllarca mavi gözlü bir Van kedisi büyüttü…bu yüzden onun adı da minnoş kaldı….
Uğur ile yürürken,beş adım atmadan duruyoruz.mutlaka geçen on kişiden biri bizi tanıyor..ayak üstü konuşmamızı kısa tutmaya çalışıyoruz..çünkü birazdan başka biri ile daha konuşacağız..velhasıl bu fasıl biz dağ kapı meydanına yetişene kadar sürdü…bizi hayli yordu diyebilirim..hani yanımızda bir yabancı olsa bizimle bu yürüyüşten sonra kesinlikle bir adım bile atmaz…çok önceden bu deneyimleri de yaşadık…
Adam zırt pırt durunca’’abi bu ne ya yolda konuşuyonuz,sokakta konuşuyonoz,bi on dakika gezemedik şurda’deyip yüzünde oluşan sinirli havayı görmelisiniz..bu yüzden ortak tanıdıklarla gezmeyi daha fazla tercih ediyoruz….
Arkadaş çevrem ve dostlarım kabarık olunca arada bir telimi kapar kimse ulaşamazsın isterim..çünkü benimde her insan gibi dinlemeye,üzülmeye,sıkıntılarımı beyaz kağıtla paylaşmaya ihtiyacım…
Bu konuda tıpkı çok sevdiğim ve değer verdiğim Saliçime benziyorum..saliçim diyorum çünkü onu öylesine kendime yakın hissediyorum ki..o benim için özel bir insan…
Onun da tıpkı tıynetti benim gibi…bu soylu duygusunu o kadar çok seviyorum ki inanın anlatacak ne cümle var nede bu kadar birikmişim var…hele kimsenin yanında hüznünü yansıtmaması,sıkıntılarını dile getirmemesi,içinde onu yiyip bitiren duygularını hep bastırması ve özellikle hep neşeli görülmesi aslında Saliç’imin ne kadar güler yüzlü ve soylu bir insan olduğunu gösteriyor…
Bu yönlerimiz birbirimizin aynısı.aslında kişisel anlamda bir çok yönümüz benzer…siyasetti sevmemesi çok hoşuma gidiyor..hep öyle kalmanı istiyorum saliçim…hiçbir zaman siyasette karışma ve bulaşma….bak sigara da içmek yok…bir ara kazara bi tane içmişin…))) bişey olmaz…..
Kendi aramızda konuşurken yaptığımız bazı esprilerden örnek vermek istedim…
Hem insan olarak hem de toplumsal anlamda duyarlılık olarak çok beğendiğim bir insan…okumaya karşı devamlı bir savaş içinde…okudukça keyifleniyor…okuduğundan acayip tatlanıyor…bir şeyler karalıyor belli belirsiz..)) arada bir yazdıklarını eleştiriyorum…anlayışla karşılıyor tüm olanları…hep iyiyi,hep daha iyi olmak için devamlı bir mücadele içinde..bu savaşta onu yalnız bırakmıyorum tabi ki..her zaman yanında olduğumu söylüyorum..benden güç aldığını biliyorum.bana ihtiyacı var..benim de ona ihtiyacım…
onu çok seviyorum…bir insan olarak benim için çok anlamlı ve değerli….
Mutfakta da hamarat bir kız..bir orduya bu kadar çabuk yemek yapan birini görmedim…eve gelen adamın sayısı kaç olursa olsun saliçim hemencecik yemeği yapar…yemekten sonra çok güzel tatlı yapar..arada bir eline dizine bulaştırsa da çoğu kez iyi yaptığına tanık olmuşumdur…)) gerçi bugüne kadar yaptığı herhangi bir şeyi tatmadım ama gözlemlerim ve benim şu tanış olduğum saliçim bundan daha az değil…anlattıklarım emin olun karşılamıyor hiçbir davranışını…taktir ettiğim önemli insanlardan biri….
Hep mutlu ve umutlu olmasını istiyorum..yaşamında ben olayım yada olmayayım hiç önemli değil…geleceğe dair yüzünün tebessüm ediyor etmesini bilmem mutluluğum için yeterlidir…ama hep yanında olmayı düşünüyorum…çünkü benim varlığım onu epey mutlu ediyor…
Duygu yüklü bir kız olması,dünya tatlısı bir melek kadar güzel ve hoş olması onun bir başka özelliği..yüzüne bakarken..sadece resimlerden gördüm onu…) canlı bire bir tanık olmadım..resimdeki saliçimin yüzü tıpkı yıldızların tesirindeki yaldız ışıltısı gibi… gözleri bu kadar anlamlı ve çok şey anlatıyor.hele gözlerine yansıyan özlem bana şuradan ona sarılayım duygusunu veriyor…
Aslında anlatacak çok şey var…ve az sonra iftar okunacak saliçim…
Canım şu an bir bardak su istiyor…rica etsem getirir misin canım?
Yalnız bardağı sakın yere düşürme..)))) canım benimn…
Birazdan akşam okunacak…bir oruçlu gün daha sona erecek…
Yemekten sonra bir iki sigara tellendiririm,sonra her zaman oturduğum kahveye gelip çay içerim….
Dışarı da bir iftar telaşı var….herkes bir şeyler almanın havasında…
Neyse bende çıkayım bari…saliçime saygı ve sevgilerimle….