- 1339 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
mevsimler ilk önce gözlerde başlar.
sonbaharın kırılgan sarısı,ince hastalığa tutulmuş insanın kederi gibi gelir bana.
sonbahar önce gözlerde başlar.saçma olur şimdi gözyaşı dökmek.galiba sonbahar kaybettiklerimiz...
oysa büyük kızım sonbahar,küçük kızım ilkbahar doğumlu.yazınızı okurken fark ettim.
her rengi taşımak biraz biraz.
sevgili kalem yazınızı beğeniyle okudum.
sevgili kaleme yol gösteren yüreğe, ellerinize sağlık.
Aynur Engindeniz
Üzülerek belirtmeliyim ki, maalesef ama maalesef son zamanlarda okuyabildiğim türünün çok, çok güzel örneği bir yazı.
Üzülerek ha! Senin gibi dostu olan düşmanı neylesin dediğini duyar gibiyim. Dur yahu hemen kızma. Yazı içersinde makara yapabileceğim her hangi bir malzeme yok bir kere, üzüntüm sırf bu yüzden inan olsun. Bu kadar doğal, rafine, duygusal bir yazıda armudun sapı, üzümün çöpü muhabbetlerine girersem Allahın gücüne gider maazallah çarpılır, marpılırım.
Cümle kuruluşlarında, kelime seçim ve sıralamasındaki imrenilesi orijinal denemelerde, estetik kaygılar doğa(l) yollarla bertaraf edilmiş. Ne bir cila, ne bir makyaj sadece gözlere sürme, yanaklara hafif allık, tabiri caizse.
Kelimelere bazı yerde ritmik jimnastik yaptırılmış bazı yerlerde artistik patinaj. Hangi birini sayayım;
“nikâh masasında terk edilmiş kızıydı kış” çapraz çift burgu,
“Oysa yağmur, her mevsimin sebiliydi. Sulu gözlülüğü sonbahara verdiler” öne bir buçuk ters parende,
“Her güne bir renk düşüyormuş aslında, siyahı ölüm günlerine vermişler” arkaya doğru üç takla,
“ Kızıl saçlı, cazibesiyle baş döndüren, davetkâr bir kızdı yaz” öne tam burgu, yarım salto
Bir Roma atasözü şöyle der(miş); Hakkının sezarı hakkıya. Bu yüzden, haklı olarak, en içten dileklerimle, bir damperli kamyon dolusu tebrikler.
Anneye yazılan bunca “nağme” den sonra, bir tebrik de muhterem babanıza, taş olup çatlamadığı için. Garanti peygamber sabrı var bey abide. En kısa sürede güzel bir yazı atfedip gönlünü almak lazım bey abinin. Benden söylemesi.
Hoşgörülerine sığınarak, tekrardan tebrikler, selamlar.
Aynur Engindeniz
Babaya name işine gelince, herkeste öyle midir bilmem ama, benim hakkında kesinlikle yazamayacağım yazsam da asla güzel bir eser ortaya çıkartamayacağım konular vardır. En birincisi "aşk" Aşak şiirlerini yazmayı da okumayı da sevmem. İikincisi "babalar" Dayıya teyzeye bile yazılmış yazım var, ama babaya yok...Oysa babam, yeryüzünde kızlarımdan sonra en sevdiğim insandır. Öyle tuhaf bir durum işte.
Sevgilerimle İsmet Abi...Kendine dikkat et...
güzel yazı. çok güzel aforizmalar da var. ustalıkla yazılmış..
"zaman, bir delikanlının ilk kuşak dedesinden kalma küçük bir cep aynasıydı; baktıkça arkayı gösteren…" bu söz dizini özellikle etkileyici olmuş..
yalnız küçük bir eleştiri yazı fazla "steril" duruyor.. her sözcük tek tek çalışılmış, her cümle belirli bir düzen içinde önceden başlıklar belirlenmiş, yerleştirilmiş, açıklanmış gibi...
yazı, teknik bir yazı olmaayıp bir duygu yazısı olduğuna göre yazının "samimi olması" açısından biraz daha doğal biraz daha iç ses yazılabilirdi..
tebrikler..
Aynur Engindeniz
Aynur kardeşim, içime işleyen, beni derinden sarsan bir yazı, hüzün, acı ıstırap, bütün hislerim karıştı.
Ellerine gönlüne sağlık, ben de Engin bey gibi düşünüyorum, güne gelmesi kuvvetle muhtemel bir yazı.
Tekrar tebrikler, tekrar dönüp okuyacağım, sevgi ve selamlar.
''Ey zaman!
Dalgaların gözlerime vurmasın artık! Ben günlerden haziranım.
Annem çorak topraklara gözyaşı akıtarak doğurmuş beni.
Çatlamış toprakların, su istemez dalıyım ben, ağlatmayın, ağlamamalıyım.
Yoksa çürüyecek yapraklarım. ''
Evet ; ağlatmayalım ve çürümesin yapraklar..
Mükemmel bir denemeydi..
Günün yazısı olması kuvvetle muhtemel.
Keşke sabah saatlerinde yazmış olsaydınız. Daha çok insan okurdu bu güzel yazıyı.
Açlık tansiyonumu düşürüyor, o nedenle fazla okuma yapamıyorum.
Tam puanı bırakıp kaçtım.
Selamlar.