Beyaz Kuğu Uçuyor( Günler akıp giderken ) Bölüm-2

• 19 Ağustos 2010 Perşembe 14:39:46

Bölüm-2
Günler Akıp giderken

8
Gözümü açıp kapatıncaya kadar bir ayın nasıl gelip geçtiğini anlayamadım. Sanki bu işle uzun yıllar uğraşıyordum. Yavaş, yavaş işler düzene girmeye başladı. Çevremdeki esnaf arkadaşlarında fark ettirmeden bana yardımcı olmaya çalıştıklarını anlamam çok uzun sürmedi. Dükkânı olduğu gibi elden geçirdim. Şükrü babadan bana kalan yazı ve notları bir muz kolisinin içinde topladım. Hele bir tanesi doğrudan bana yazılan bir mektuptu.
Saffet amca doğru söylemişti. Eski müşteriler geri gelmeye başladı. Bir şey daha yaptım bu da belki Şükrü Baba’ya olan borcumun bir kısmını karşılayabilirdi. Dükkânın önüne bir masa ve iki, üç sandalye koydum. Bir dosya kâğıdına Şükrü Babanın yeri diye yazdım altına da ilave ettim Burada geçireceğiniz zamandan Şükrü baba ve ben onur duyacağız. Bu yazıya ilk başlarda müşterilerim şüphe ile yaklaştılar ama bu düşünceleri çok kısa sürdü. Benim için güzel günler başladı.
9
Bir defterin arka sayfasında kitap aldığı toptancıların adreslerini buldum. Çoğu, yaptığım konuşmalardan sonra aynı şartlarla benimle çalışmayı kabul ettiler. Dün sabah Şükrü babanın oğlu geldi oturduk konuştuk. Dükkâna ilk defa geliyordu. Henüz gitmişti ki bu seferde kapıdan kızı içeri girdi. Öylesine sağa, sola bakındıktan sonra hiç vakit kaybetmeden lafa girdi.
_ Sizi ilk gördüğümde bu işin altından kalkacağınızdan hiç umudum yoktu Kemal Bey. Nasıl diyeyim hani hanım evladı derler ya sizi öyle görmüştüm. Ama fena yanılmışım. Kutlarım sizi. Bana bu konuda iyi bir ders verdiniz. Bundan sonra dış görünüşe hiç bakmayacağım.
_ Sanırım en doğrusu da bu. Hazır gelmişken bazı konuları konuşalım. Mesela dükkân kirası ne kadar olacak.
_ Onlar önemli değil siz bir yerleşin daha sonra hallolur. Ben görmek istediğimi gördüm Babamın

10
gözü arkada kalmayacak. Bu bana yeter. Hadi bu gün bu kadar konuşma yeter ben giderim.
Arkasında kullandığı parfümün hoş kokusunu bırakarak çıkıp gitti.
Rafları düzenlemeye devam ederken en dipteki rafta bulunan kitapların arasında bana yazılmış bir mektup bulmuştum. Anladığım kadarıyla Şükrü baba benimle eğleşmekten zevk alıyordu. Hem dinlenmek hem de biraz nefeslenmek için mektubu okumaya başladım.

Kemal’e
‘’Evlat, nasıl sana hazırladığım sürprizi beğendin mi? Sana bırakmış olduğum mektubu şu anda okuyorsan bil ki ben uzun bir yolculuğa çıkmış olacağım. Merak etme evlat uzun bir yolculuk dediysem fazla uzaklarda olmayacağım. Hemen şuracıkta yanı başında gözlerim hep üzerinde
11
olacak. Yaptığın en ufak bir yanlışlıkta kaşlarımı çatarak sana bakacağım. Belki sen beni görmeyeceksin ama mutlaka hissedeceksin. Bana gelince Bundan sonra çok mutlu olacağıma inanıyorum. Hasan Cevat bir zamanlar Veda’sını cennetin kıyısında beklediyse bende aynısını yapacağım. Veda’mı bekleyeceğim. Hiç usanmadan gelinceye kadar ama çok geç, ama erken. Mutlaka buluşacağız. Ara sıra bu ihtiyar adamı hatırlarsan beni mutlu etmiş olursun. Unutma gözüm daima üzerinde olacak. Bu arada sana bırakmış olduğum notları sakın değerlendirmeyi unutma yaşlı arkadaşın Şükrü Baba’’.
Bu kadardı.
Beyaz Kuğu Uçuyor