Nasıl hissediyorum? (Traji-komik)
Kapı koluna asılıp sonra yere düşen ve birde kapının kapanmasıyla sıkışmış toz bezi gibi, klavyenin hiç kullanılmayan scroll lock tuşu gibi, elbise dolabındaki en sevilmeyen kravat gibi, yeni yağmur almış toprağın kuru yerinde kalmış can çekişen solucan gibi, hatıra defterinin boş sayfası gibi, hareket edemeyen sadece dalgalarla sürüklenen deniz kestanesi gibi, ağustos sıcağında 8 saat direksiyon sallamış kamyon şoförünün koltuk altı teri gibi, pırıl pırıl giyinip, saçları mis gibi kokan ilk okul 1. sınıf çocukların arasında 3. kez aynı yılı okumak zorunda kalan üstü başı harabe ve kafası bitli geri zekâlı bir öğrenci bozuntusu gibi, hit olsun diye yapılmış ama emek harcanmayan dandik sözlere sahip adi bir pop şarkısı gibi, şiddetli depremler sonrası çok ihtişamlı fakat yıkılıp paramparça olmuş bir apartman gibi, silinmesi zor panjur arası toz zerreciği gibi, üzerinde dosya yazan pembe renkli saman karondan işe yaramaz dosya gibi, gene yağmurlu havada iyi bir dağcının botunun sağ tekinin altındaki kurmuş çamur gibi, ben kendimi zurnanın son deliği, kemerin son ilmeği, fermuarın son dişi, yeni içilmiş kahvenin fincanda kalan son yudumu, 82 yaşında bir dedenin ağzında kalan son azı dişi gibi hissediyorum.
Serhat CAN
26.09.2007