Ramazan geldi diye yaz gitmedi...
A dostlar gezin… Gezmenin sadece yeni yerler görüp, dibine vuruncaya kadar eğlenmek olmadığını, ‘param olmadan nereye geziyorum’ düşüncesini zihninizden çıkararak gezin.
Basit bir yaşama şeklidir gezmek. Çok duymuşumdur ‘otur oturduğun yerde’ fırçalarını. Elimdeki kısıtlı(inanın) imkanlarla şu küçücük yaşımda ne çok gezdiğimi, gezmeyi ne çok önemsediğimi sıralamayacağım. Sadece gezmenin yeni bir evrende, yeni bir yaşama başlamak olduğunu vurgulamak isteyeceğim.
Arkadaşlıklar edinirsiniz, siz her yola düştüğünüzde aklınızın köşesine yer eden.
Bir şehirden daha fazlasını yaratırsınız; Konya sizin için Mevlana olmaktan çıkar, Ankara başkent değildir sadece artık, Afyon ne sucuktur ne kaymak, Didim sıradanlığını atar üzerinden sayenizde…
Tanımanın, tanışmanın güzelliği vardır. Bir kez dilin değdi mi çatala onu kaşıklamak istersiniz.
Çağdaş’ı nereden tanıyordum ki yahut İlknur’u veya Derya’yı ya da Ercan’ı… Doğru ya Ercan’ı hep tanıyordum. Sohbeti keyifli varlığı anlamlı kişiler bunlar. ‘Bana ne’ deme, çünkü seninde var öyle dostların etrafında, çünkü tanışmayı,dostlar edinmeyi sadece sınıfta oluşturmayı çoktan bıraktık…
Şimdi yeşil gözlü güzel bayan bakıyor bana… Öğretmenim de sanki kulağımı çekecekmiş edasında süzüyor beni inceden inceye... ‘Böyle de Voleybol oynanır mı?’ der gibiler sanki. Serhat Güngör’ün desteklediği, yedi yıllık ilişki selam çakıyor bana içten gülümsemesiyle…
Peki siz hiç kumsalda deliler gibi, durmaksızın voleybol oynadınız mı? Yahut hiç tanımadığınız adamlarla suyun içinde deve güreşine tutuştunuz mu? Geceleyin yalnızlığınızla kıldığınız nikahınızın 22.yılında kendi efkarında yüzen genç bir grubun arasına katılıp onlarla söylemeye başladınız mı o güzel şarkıyı? Otobüsün camına burnunuzu dayamış onun suretini çizdiğiniz gökyüzünün bir anda yanınızda bitip sohbete başladığını hatırlıyor musunuz?
Doğru ya annemiz bizi ‘yabancılarla konuşma evladım!’ diye büyütmemiş miydi?
Neden büyümedik hala? Ellili yaşlara girmiş amca bile çocuk taklidi yaparak çocuk kalabileceğine inanıyor.
Ramazan geldi diye yaz gitmedi…
Yazı alkol alıp, genç kızları tavlamak veyahut tüm yılını peşinden sürünerek geçirdiği erkek arkadaşından intikam almak için kullananlara pek de lafım yok aslında. Zaten onlarında benimle işi yok!
Nelere para bulamıyoruz ki! Dört paket sigara içmezsen Sığacık da nefis bir gün geçirebilirsin. Biliyor musun bunu, farkında olmayı denedin mi hiç?
Şöyle baktım da yine istediğim gibi ilerlemedi yazım, garip bir şehir hüznü sardı bedeni mi? Bunun ’’i can’t take my eyes off you’’ diye beni ele geçiren the blowers daughter şarkısıyla bir bağlantısı olmalı…
Ama kimse kusura bakmasın benim bünyem yıllık iznini kullanıyor (ömürlük izin var mıdır ki?) onunla seyahat ediyor. Ve Emre Kalcı üstadım şöyle eşlik ediyor Yarım kitabından kendi şarkıma: ’’Bazen bir şehir bile alır başını gider, biri başka bir şehre yürüyünce...’’
İzmir de Yaz Başkadır: seninle&benimle… (coming soon)
Doğuşan IŞIK
12.08.2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.