- 1110 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
MASALLAR ÜLKESİ
Bir varmış bir yokmuş. Çok çok eski zamanlarmış. Develer tellal, pireler berbermiş. Anam, babamın salıncağını, tıngır mıngır sallarmış.
Masallar ülkesinin biricik prensesiymiş Cemre. Masallar ülkesinde yaşarmış yaşamasına da, bir türlü ülkesine yaraşır bir prenses gibi davranamazmış. Ülkesinde, öyle güzel masallar üretilirmiş ki ; dinlerken geceler, gündüzler buhar olup gidiverirmiş. Böyle bir ülkede, masalların içinde büyümüş Cemre.
Büyüdükçe, fidan gibi serpilmiş, güzelliği dillere destan olmuş. Ülkedeki gençlerin rüyalarını süsler olmuş. O ise hiç birini sevmemiş, sevememiş. Onun sevgiyle, aşkla işi yokmuş. Masallar ülkesi, en sonunda onu sıkar olmuş. Hep içinden “ Buradan başka yerler nasıldır acaba? Bunalıyorum burada. Keşke gidebilsem. Kurtulsam buradan. Bir daha dönüp gelmeyeceğim. Arkama bile bakmayacağım “ diyormuş.
İçindeki sıkıntı, yüzüne yansımış. Güzel yüzü solmuş, asık suratlı ve huysuz biri olmuş, çıkmış. Bu durum, güzelliğini almış, götürmüş.Kraliçe ile kral, kızları için endişelenmeye başlamışlar. Ülkenin en iyi hekimbaşıları bulunmuş, saraya getirilmiş. Yok ! Hiçbir şey değişmiyormuş. Yüzü gülmüyor, eski neşesi yerine gelmiyormuş. Hekimbaşı, muayenenin sonunda, teşhisi koymuş. “Hayal ettiği yere gitme hastalığı var. Hayal kırıklığı yaşıyor “ demiş.
Hava değişikliğine karar vermiş.Bu kararı duyunca, yüzüne minik gülücükler misafir olmuş. Ayrılma zamanı gelmiş ve masallar ülkesinden ayrılmış. İçinde, kimseye anlatamadığı sıkıntı ile birlikte yola çıkmış. Hayal kırıklığıymış bu içindeki sıkıntı.
Cemre, çok temiz kalpliymiş. Herkese güvenir ve hemen arkadaş olurmuş. Sevgisini de gösterirmiş. Herkesin onu gerçekten sevdiğini ve yanından ayrılmayacağını, dostluklarınız ise çıkarsız olduğunu düşünürmüş. Çok sevdiği dostlarına, haddinden fazla değer verirmiş. Onları üzeceğim, kıracağım korkusu taşırmış. Bu korku yüzünden de, kızdığı konularda bile tepkisini gösteremez ve her hareketi olgunlukla karşılarmış. Tepkisini göstermediği için de, onun içinde yaşadığı fırtınaları kimse görmez, görmek istemezmiş.
Çok fedakarmış. Bir iyiliği asla karşılıksız bırakmazmış. Yapılan iyiliğin karşılığını vermek için çabalar dururmuş. Sevdiği insanları, nerede ve nasıl olursa olsun unutmazmış. Bir eski dostunun bir hareketi onu çok üzmüş. Hak da vermiş ama yine de çok üzülmüş. O gün, değişmeye karar vermiş. Çünkü bu şekilde çok yıpranıyormuş. İçine kapanmış, yüzü gülmez, dili söylemez olmuş.Başka diyarlara gitmeye o gün karar vermiş.
İçinde taşıdığı korkularla yola çıkmış. Az gitmiş, uz gitmiş. Dere tepe düz gitmiş. Tabiat örtüsü gittikçe değişmiş. İnsanların yüzleri farklılaşmış. Boyları, posları değişmiş. En sonunda, “ İşte ! aradığım yer burası olmalı “ demiş ve oraya yerleşmiş. Yeni insanlar tanımaya başlamış. Onlarla da samimiyet kurmuş. Fakat eski yaptığı hataları yapmamış. Tüm benliğiyle, kendini onlara adamamış. Beklenti içinde olmamış. Dolayısıyla da hayal kırıklığına uğramamış. Aradaki mesafeyi çok iyi ayarlamış.
Mekanı değişmiş fakat insanlar aslında aynıymış. Hepsi de çiğ süt emmişmiş.Bu konuya, çok fazla kafa yormama kararı almış. İçindeki fırtınalar dinmiş böylelikle. İnsanları oldukları gibi kabul etmiş. Huzura ermiş. Huzuru tekrar bulduktan sonra ülkesine dönmeye karar vermiş.
Onu gerçekten seven anasına, babasına ve masallar ülkesine…Bir ömür boyu mutlu yaşamış. Kendisi de masal üretmeye başlamış...
YORUMLAR
insanlara iyi dediğiniz de bir bakıyorsunuz kötü olmuş;kötü dediğinizde ise iyi olduğunu görürsünüz.O zaman siyah_beyaz gibi net olarak değil insanları ılımlı görmek,insanların da değişe bileceğini kabul edersek daha az üzülmüş oluruz..
Canım!...
Hep öyle değil midir?
Ne kadar yol gidersek gidelim, hep durduğumuz yerdeyizdir. Değişen sadece mekan ve yüzlerdir.
Kırılırız, üzülürüz!
Kaçmak geçici çözümdür sadece...
Çözümü kendi içimizde aramalı ve insanlara hak ettikleri kadar değer vermeliyiz.
Büyüklere masalın çok güzeldi....
Sevgim daim...
İçimizde bulabileceğimiz zenginlikleri dışımızda aramanın anlamı yok.
Dışımıızda sandığımız pek çok sorun da aslında içimizden kaynaklanır. Aşırı beklenti gibi. Samimiyet ve güven bunalımı gibi.
Yazınız bu açılardan çok manalıydı.
Farklı bir anlatım tarzıydı. Yakışıyordu.
Kutlarım.