- 539 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Oruç Baba’nın Kıssadan Hisseleri-3
-Bir trafik kazası. Araba üç takla attıktan sonra paramparça oluyor. İçindeki iki kişiden biri anında ölüyor, diğeri can çekişiyor. Pek fazla işlek bir yol değil. On dakika kadar sonra bir araba oradan geçiyor, ancak kazayı görmesine rağmen durma niyeti yok. Biraz sonra iki kişi enkazın yanında beliriyor. Yardım edeceğe benziyorlar. Ölü ve yaralıya yöneliyorlar. O da ne? Kazazedelerin ceplerini karıştırıp bir şeyler alıyorlar. Etraftaki dağılan eşyalardan da bazılarını alıp hızla oradan uzaklaşıyorlar.
-Bir başka kaza şehrin en işlek caddesinde meydana gelmiş. Yaralı bir kişi var. Kafasından kanlar akıyor. Acı içersinde kıvranıyor, bağırıyor. Sesi yürekleri dağlıyor. Birçok kişi yardıma koşmuş. Cankurtaran fazla gecikmiyor. Sedyeye koymaya çalışıyor onlarca kişi. Bu arada bir tanesi yaralının yere düşen telefonunu kimseye fark ettirmeden alıyor ve cebine atıyor.
Oruç Baba der ki: Bencillik ve çıkarcılık merhameti, ahlakı, dürüstlüğü, iyiliği kısacası insanı insan yapan tüm değerleri bir anda yok edip, bazı kişilerin insanlık elbisesini çıkarır ve çırılçıplak bırakır. Artık o insan değildir. Ona ne dersen de: İster iblis, ister zebani…
**
-Ömrünü veriyor resimlere. Açlıkla, hastalıklarla mücadele ederek geçiriyor son günlerini. Öldükten yıllar sonra ise tablolarının bir tanesi bile servet değerinde satılıyor.
-Ciltler dolusu roman yazıyor. Çoğunu okuyucuyla buluşturabilecek imkanlara sahip değil. Zaten böyle bir çabası da yok. Öldüğünün farkına bile varmıyor birçok insan. Bugün ise eserleri edebiyat dünyasının en değerlileri arasında.
Oruç Baba der ki: Sanatçılara gerçekten hayranım. Çünkü bizler zevk peşinde koşarken, miskinlik yaparken; onlar, ya düşünmekle ya da bir şeyler yapmakla ömürlerini tüketirler.
xxx
YORUMLAR
Kazazedelerin ceplerini karıştırıp bir şeyler alıyorlar. Etraftaki dağılan eşyalardan da bazılarını alıp hızla oradan uzaklaşıyorlar.
Evet okadar imansiz insan var ki can cekisen mi varmis ölen mi varmis bakmadan ne var ne yok ona bakiyorlar
Böyle olanlar nasl bir ruh tasiyor inanilmaz.
Düsünen beyinler her zaman hayattan fazlasini alir fuzuli yere ne beyin yorar ne de el.
Yine cok güzeldi yüreginize saglik
Sonsuz saygimla
Ömer Faruk Hüsmüllü
Bir çok olayda başkalarının felaketleri maalesef kimilerinin bayramı olabilmektedir.
Selam,sevgi ve saygılar.
Öncelikle hoş geldiniz...Umarım tatiliniz güzel geçmiştir...
Oruç baba ne derse doğruyu söyler...1999 Marmara Depremini bir bir yaşayan biri olarak, öyle olaylara tanık oldum ki... Birçok zengin, bir dilim ekmeğe muhtaç kaldı...Öyle fakirler vardı ki, birden bire zengin oldular...
Rabbim boğazımızdan haram bir lokma ekmek geçirmeyi nasip etmesin inşallah...
Sevgi ve saygı ile...
Ömer Faruk Hüsmüllü
Hoş bulduk.Teşekkür ederim.
Tatil güzeldi, oradaki dostlarla sohbet güzeldi.Çünkü bazı arkadaşlarla tam 43 yıl aradan sonra tekrar bir araya gelmiştik. Zaman nasıl da akıp gitmiş!...
Selam,sevgi ve saygılarımla.
Ölüden bile faydalanmak kadar insanlık dışı ne olabilir ki? Maalesef geçen seneydi sanırım bir sel felaketinde sele kapılan eşyaları yüzsüzce yağmalayanlar vardı ekranda. Utanç duymuştum insanlık adına.. Bu kadar alçabilir mi insanlar. Başkasının mutsuzluğu üzerinden çıkar sağlamak ne üzücü..
Diğer söz de harika. Boş boş oturmaktansa düşünmek ve üretmek gerçekten güzel..
Çok anlamlıydı paylaşımınız. Teşekkür ederim. Saygı ve selamlarımla..
AYSEL AKSÜMER tarafından 7/27/2010 6:17:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ömer Faruk Hüsmüllü
Merhaba.
Değerli yorumunuza teşekkürler.
Deprem olan yerlerde de yağma ve talana çokca rastlanıyor.
Kimisi can derdinde iken maalesef kimisi de çıkar/mal derdinde olabiliyor.
Selam ve saygılar.