emeğin sürekliliği
Sayamadığız kadar yıldan beri varoluşumuzu ; yıl ,yıl kazılan toprağın altından çıkan nesneleri değerlendirerek hiç olmassa görebilebildiğimiz algılayabildiğimiz yorumlayabildiğimiz kadarıyla bilmem kaç yıl evveli bizi bu günlere taşıyan evvellerimizin yaşamları yapabildikleri yapamadıkları hususlarında kanılara varıyoruz.Varoluşlarımızın izlerini, taşlarda, demirlerde, tunçlarda , bakırda, altında, yüksek tabakaların mezar taşlarındaki belirtilerle kavramağa ,anlamağa ve yorumlamağa çalışıyoruz. Toprak altından çıkartılan emtialarda, o zamanların zenginliği ve dolayısıyla gücü ellerinde tutan bir zümrenin bıraktıkları değerli eşyaların zamanlarının tüm yaşamlar hakkında ne kadar doğru bilgi verdiklerini de düşünmemiz gerektiğini düşünmeliyiz.. Küçük yaşamların şaaşalı saltanatları varetmek için sundukları emeği göz ardı ederek , Mısırda Firavunların,Anadoluda krallıkların ,yaşamın varolduğu her köşede, ülkede ,sadece güçlünün dolayısıyla soyguncunun, sömürücünün yaşam tarzlarını değerlendirerek tarih tespitlemek ne kadar doğrudur ki? Efesus’da bulunan kalıntıların,Antalya Aspendosta yükselen medeniyetin gerçek sahiplerinin emeğin olduğunun unutarak değerlendirilmesi ne kadar doğrudur..Yaratılan medeniyetlerde, emeğin yoğun izini yok sayarak tarihi yorumlamak, sunmak, değerlendirmek , riya ile iştiğal etmektir..Zamanın sonsuzluğunda ve sessizliğinde emeğin belirgin çoklu katkısının görülmesi değerlendirmeleri daha çok gerçeklerle bağdaştıracaktır." Emeksiz varlık,boş bir hayalden başka bir şey değildir"..
YORUMLAR
"Efesus’da bulunan kalıntıların,Antalya Aspendosta yükselen medeniyetin gerçek sahiplerinin emeğin olduğunun unutarak değerlendirilmesi ne kadar doğrudur.."
...diyorsunuz.
Bunu bu şekilde değerlendirenler zaten seyrettiklerinden zevk almıyorlardır, neye baktığını anlamıyorlardır ki. konuya girsinler.
Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.