- 977 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
'Bizim işimiz topladığımız zerzevat... Kimiz ki okula gidelim'
Hülya Yüksel. Ailesiyle birlikte Şanlıurfa dan Adana ya göç etmiş. 12 yaşında 10 yaşından beri mevsimlik tarım işçiliği yapıyor. Hülya’yla Mersin huzur kent’te tanıştık. Konuştuğu zaman mimikleriyle herkese sesini duyuran bir kızdı. Hülya sorunlarını anlattı biz dinledik. Siz okuyucuyla paylaşıyoruz empati yapmanızı rica ediyoruz
Hülya 12 yaşında 10 yaşından beri tarlalarda çapa yapıyor. Güneşin altında çalışıyor. Hülya 12 yaşında mevsimlik tarım işçisi. Mevsimlik tarım işçileri içinde. Ne Hülyalar var bir görseniz.
12 yaşında elleri nasırlı.
12 yaşında elleri kalem yerine çapa tutuyor.
12 yaşında 13 saat güneş altında tarlada çalışıyor. Yani çalışma saati bile yaşından büyük. Mevsimlik tarım işçisi çocuklar arasında en zeki olan Hülya sorduklarımıza öyle net öyle güzel cevaplar veriyor ki anlatamam. Yaşından büyük sorulara yaşından büyük cevaplar veriyor. Çöplüklerde yaşıyoruz 3 kuruş para için. Bizi unutmuşlar bizi gören yok. Anamız cahil babamız cahil bizden ne olur ki diyor Hülya
Hülya’lara sahip çıkalım hemen herkes yaşadığı memleketteki mevsimlik tarım işçileriyle görüşsün… Sorunlarını bir şekilde yazılı veya görsel olarak internette yada gazete ve dergilerde yayınlamanın yollarını arasın. Hülya’lar solmasın onlar cahil kalmasın. Sesimiz bir şekilde ulaşması gereken yetkililere ulaşıyordur. Çıkarın o güzünüzdeki kocaman at gözlüklerini. Kaldırın yere atın o at gözlüklerini ve çerçevesini ayakkabınızın topuğuyla ezin. Ve bir daha kullanmayın. Hülya’lara sahip çıkın. Hülya’lara sahip çıkalım
“Hülya’nın son sözleri”
Okumuş olsaydım öğretmen olurdum. Küçük çocuklara eğitim verirdim. İnsanlara faydalı olurdum. Gördüğünüz gibi yinede faydalıyım insanların yiyeceği zerzevatı topluyoruz…
Mevsimlik tarım işçisi Hülya Yüksel Röportajı
Nerden geldiniz buraya?
Adana’dan geldik
Ne için geldiniz?
Çalışmak için(!)
Hülya çalıştığınız koşulları anlatır mısın bize?
Sabahın köründe kalkıp akşama kadar sıcaklarda güneşin altında çalışıyoruz… Bayılmak oluyor bizde ama borcumuz var... Çalışmak zorundayız. Gördüğünüz gibi çöplüklerde yaşıyoruz. Buradaki insanlar yani kadınlar. İşten geliyor kimileri ekmek açıyor. Kimileri yemek yapıyor, çamaşır yıkıyor… Kimileri çocuklarla uğraşıyor. Gördüğünüz gibi köpek gibi sürünüyoruz!
Yaşıtların değişik yerlerde daha değişik yaşıyor. Sen burada değil de şehirde olsaydın ne yapmak isterdin?
Şehirde yaşamış olsaydım. Yani maddi durumumuz olmuş olsaydı… Kadınlara yardım ederdim yani. Fakir insanlara yardım ederdim. Okul derneklerine yardım etmek isterdim. Ama gördüğünüz gibi biz onlardan daha kötü durumdayız
Peki, Hülya okula gittin mi?
Gittim ama bu iş yüzünden devam edemedim!
Kaça kadar gittin?
Üçe kadar gidebildim. Üçü tamamlayamadım
Okuma yazma biliyor musun?
Evet biliyorum(!)
Buradaki yaşıtların arasında okula giden var mı yâda okuma yazma bilen var mı?
Yok, buradaki çocukların çoğu okuma yazma bilmez… Çoğu okula gitmiyor yani. Okul bizim neyimize bizim kaderimiz çizilmiş. Bizim işimiz gücümüz patlıcan, biber, topladığımız zerzevat. Biz kimiz ki okula gidelim.
Okumuş olsaydın ne olmak isterdin?
Okumuş olsaydım, öğretmen olmak isterdim. Evet, öğretmen olmak isterdim(!)
Neden öğretmen olmak isterdin?
Küçük çocuklara eğitim vermek isterdim... Ben okuyamadım “rüyamda görüyorum bazen okumuşum öğretmen olmuşum”
Yani ben eğitim almadım. Eğitim alsaydım öğretmen olurdum… Eğitim alamayan çocuklara eğitim verirdim diyorsun öyle mi?
Evet, öyle ama ancak rüyamda veririm o eğitimi… Çünkü bizi yetkililer unutmuş. Biz parası olan insanların işini üç kuruş için yaparız kenara çekiliriz(!)
Bize zaman ayırdığın ve sorunlarınızı bizimle paylaştığınız için teşekkürler
Ben teşekkür ederim sorunlarımızı dinlediğiniz bizi düşündüğünüz için
Röportaj: Ali Osman Abalı
Mevsimlik tarım işçisi çocuk: Hülya Yüksel
14 Haziran 2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.