Öğretmen ve Gül
Berika,yine her zamanki gibi batman ağırlığındaki ıssız rüyasıyla çekyatından doğruldu.Etrafına bakındığında karanlığın boynuna kadar yapıştığını ve pencereyi yarı kapalı olarak bıraktığını gördü.Balkon kapısının yanındaki mavi örtülü ütü masasında kırılmayı isteyen bir bardak gördü.Ani bir hamle yapıp minik elleriyle onu hemen kavradı.Lavaboya doğru ilerledi.Halıfleks zeminde ilerlerken desenlere paralel yürümeyi gelenek haline getirdiği için,yine aynı şekilde devam etti.Aynanın karşısında duran sanki kendisi değildi.Tuhaf ve bitkin yüzün içerisine yerleştirilmiş kırmızı tonda çift boncuklara şahit oldu.Akşam ödevlerini geç saate bıraktığı için çok yorgun kalkmıştı.Bunu hissediyordu.Kelimenin tam manasıyla isteksiz bir iskelet hareketlisini canlandırıyordu.
Çalışma masasının üzerinde duran siyah-kırmızı alaşım kapaklı kitaba gözü takıldı.Aslında kitap hacim itibariyle çok da kalın değildi.Bir solukta bitirebilir ve her zamanki yapmış olduğu hedef yörüngesinde diğer bekleyen kitaplara da bilgi misafirliği edebilirdi.Önünde ne de olsa çok zaman vardı.Öyle düşünüyor ve pırlanta tasarımına o yönden bakabiliyordu.Okul-ev ve hedefleri.Öğretmeninden duymuştu:
“Hedefe kitlenen bir insanın yapacak olduğu her hamle,akılan bir otu çağrıştırır.Bu yüzden seçiminizi doğru yapın ki atılan oku yakalama ve geri getirme talihsizliğine düşmeyin.”
Annesi,bugün her zamanki rutin işlerinden başka bir meşgale peşinde koşturuyordu.En azından Berika’nın izlenimleri böyleydi.Annesi bir iş yaparken onu seyretmesini severdi,hem de çok.Ne de olsa annesiydi.
“Hayırlı sabahlar kızım”
“Sana da anne.”
“Ne o,okul hazırlığı yapmayacak mısın?”
“Bugün hafta sonunun ilk günü anne.”
“Aaa..unutmuşum kızım,kusura bakma.”
“Anne,her zamankinden farklı bir şekilde ne yapıyorsun bugün?”
“Bugün kandil gecesi kızım.Huzur günlerimizden daha da fazla huzur sağlayacak bir zaman dilimi.Bu günü iyi değerlendirmeliyiz.Komşulara dağıtılmak üzere gül kurabiyesi hazırlayacağım.Biliyorsun O bizim Efendimiz..Gülümüz..”
“Onun için mi gül kurabiyesi hazırlıyorsun anneciğim?”
“Evet kızım,evet.Hem de seve seve hazırlayacağım.”
Minik kız,annesinden izin isteyerek biraz kitap okuyacağını söyledi.Aslında amacı farklıydı.Neydi annesini bu kadar etkileyen bu gül?Küçük yaşında bunu anlayabilmesi mümkün müydü?
Bu tatlı diyalogdan sonra Berika,kendi için hazırlanmış çalışma odasına geçti.Düşünceliydi.Derin düşünceler “gül” ile bütünleştiğinde ortaya hep bu hissi yumak girmekteydi:”ağlamak”..ne güzel bir duygu kumaşı ki,insan onu üzerinden çıkarmak istemez.
Annesinin geçen hafta bir kitapevinden satın aldığı kitaba göz gezdiriyordu:”En Güzel Gül”..işte şimdi anlamıştı her şeyi,gülün etkisini.”Annemin en son okuduğu kitap mutlaka budur” diye düşündü tatlı düşünceli kız.Çok etkisinde kalmış olmalı ki ağzına almış olduğu “gül” sözünden hemen sonra hareket sayısı artar hale geliyordu.Nabzını hızlandıran bir yetinin varlığını hissetti.
Biraz kitaba göz gezdirmeye başladı.Öncelikle izinsiz bir iş yaptığını düşündü.Sonra hemen kendisine çeki düzen veren bir çevik düşünceyle net konuştu:”Bu konuda izin almaya gerek var mıdır ki?Hem annem benim kitap okumamı çok sever,hatta bayılır..”İçinden tebessüm etti.Kitabın kapağındaki yaldızların bile bir cazibesi vardı kendisi için.Kitabın yazarının hayatını okudukça değişiyordu.Sanki kitabı yazan annesiydi.Annesi gibi konuşuyordu.Annesinin heyecanını hissetti bu hayatın çerçevesinde.Bu adam kimdi,kimdi bu yazar?Annesine bunu az sonra soracaktı.kimdi bu değerli insan?
Çerçeveyle mühürlenmiş de sanki kitabın duvarına çiviyle asılmış gibiydi.Tebessüm ediyor ve sanki “sen de yaşın ilerlediğin zaman bu kitabı okuyacaksın” demek istiyordu.Kitabın içerisindeki bölüm bölüm ayrılmış işaretli kısımlara göz gezdirmekteydi.Bu kısımların orta kısımlarında gül desenli yazılar vardı.Mest olmuştu adeta.Minik kız bugün “gül” dersi almıştı.Kitaptan gül kokusuna benzer bir kokunun geldiğine şahit oldu.Hayır,yanılmamıştı.Kitaba gizli bir el tarafından sürülmüş veya sıkılmış gül kokusu vardı.Her dairesiyle okunmayı hak eden bir özellik taşıdığı belliydi.Hislendi.Biraz durgun hareketle kitabı kapatarak aldığı yere koydu.Oturduğu sandalyeden belini esneyerek doğrulttu.Kemikçiklerinden bir tanesinin “çıt” sesini duydu.
Mutfaktan annesi sesleniyordu:
“Kızııım,gelir misin?”
“Geldim anne.”
“Kızım şimdi sana güzel bir görev vereceğim,yapar mısın?”
“Tabiî ki anne.Seve seve ve isteyerek.”
Kızının memnuniyet veren bu cevabına annesi çok sevindi.Eğilerek çiçek yanaklı kızına bir buse hediye etti.
“Anne,istersen ben sana bir soru sormak istiyorum” dedi Berika.
“Tabiî ki,sor.”
“Kusura bakma ama,az önce izin almadan bir kitabı inceledim.Hani senin en son satın aldığın kitap.”
“Olsun önemli değil.Aksine sevindim bile…”
“Tahmin etmiştim zaten.”
“ Evet,sorunu bekliyorum.”
“Anne,kitabın baş sayfasında kitap yazarının hayatını anlatan bir yer vardı.Orada kitabın yazarının olması lazım.,yanılmıyorsam,bir fotoğrafı vardı.Kimdir bu fotoğraftaki değerli bir insan.Öğretmen mi yoksa?”
Annesi,derin bir nefes aldı.Belli ki geçmişine ait bir süreci elleriyle tutmak istiyordu.
“Evet kızım,tanıyorum o insanı.O benim lisedeki edebiyat öğretmenimdi.Gazetede kendisinin bir kitap yayımlamış olduğunu okumuştum.Kısmet geçen haftayaymış.Gittim ve hiç vakit kaybetmeden o kitabı sahiplendim.Sen de büyüyünce o kitabı okuyacaksın.Söz mü küçük hanım?”
“Söz anneciğim.Buna bütün kalbinle inanabilirsin.Sen istersin de ben okumaz mıyım?Hatta iste,büyüyünce ben de senin öğretmenin gibi bir öğretmen olayım.”
Annesi duygulanmıştı,fazla da belli etmeden ona sarıldı.Kulağına fısıldama tarzında:
“İnşallah kızım,tabiî ki isterim senin de böyle değerli bir insan olmanı..”
Gülleri anlatmak lazımdı.”Gül İnsan” ın hayatını okudukça.Her evde ve her muhabbette O’nun gül kokusu taçlandırılmalıydı.Bir kandil değil,geceler kalp duvarlarına kandil gecesinin hediyeleri gibi asılmalıydı.Sadece geceler değil,zamanın alternatif bekleyen elmas sütunları da gölgelendirmeliydi dört bir yanı.Çarşı-pazar neşeli ve “gül” e vurulmuş tarzda adımlarını atmalıydı.Bu öyle bir aşktı ki elden tutan değil,insanı hayatı boyunca sürükleyen bir atmosferdi.
Annesi ve Berika,apartmanın gül kokan merdivenlerinde huzur adımlarıyla ilerliyor,yaptıkları ve yapacakları iyilikleri “gül” destekli hayalleriyle koşturuyorlardı.
Gürsel ÇOPUR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.