BİZ OLMAKTAN KORKUYORUZ
Biz olmaktan korkuyoruz. Kendimizden duygularımızdan nasılda ürküyoruz.
Bu kaçış neden kimden kaçıyoruz. Kendimizi bir karekterin altına gömmek yaptığımız.Olur olmadık yerde çıkınça karşımıza nasılda utanıyoruz bizden. Ben bunu nasıl yaptım sözcüğünün altında yatan bu belkide. Yalan duygulara teslim etmiş kendimizi yürüyoruz. içimizde üç ses nerden geldiği belli olmayan peki sen hangisinin bilmiyorsun.
Bi karmaşanın içindeyiz zaten kalabalık sokaklar devamlı konuşan insanlar ve üç ses içinde sen hangisi olduğunu bilmeden karışıyorsun kalabalığa ve üçünü de itip olmak istediğin gibi davranıyosun peki o senmisin...bu benmiyim ...
YORUMLAR
Yaşayamıyorum her zaman, nedendir bilmiyorum,
kopuyor film bir yerlerinden yaşayamıyorum işte…
Yaşamak istediğim gibi yaşayamıyorum, bırakmıyorlar beni
Kim dersen bilmiyorum, bildiğim bir şey varsa yaşayamıyorum
Dilediğim gibi kahkaha atamıyorum, gülemiyorum,
Sonra ağlayamıyorum mesela, sanki beni tutan birileri var
Evet göremiyorum belki, ama dilediğim gibi yaşayamıyorum..
Ne bileyim işte her zaman yaşamayı beceremiyorum…
Dileğimce yaşayamayınca, taklid ediyorum birilerini
Olmuyor, maske takıyorum, birilerine benziyorum işte…
Benzemesem sanki benzetecekler beni birilerine… bende benziyorum…
Sonra yaşamım değişiyor. Yaşam, evet benim yaşamım.
Ama benim yaşamıma benzemiyor. Sanki bir başkası girmiş içime.
Yada bir sahnede başkasının yaşamını oynuyorum, onu yaşıyorum ustaca.
Nasıl oluyor bilemiyorum ama her zaman yaşamayı beceremiyorum işte…
Yüzüme bakan ne güzel gülüyorsun ne kadar mutlusun diyor.
Oysaki ben ağlıyorum, yüreğim kan ağlıyor benim.
Ne kadar güzel konuşuyorsun, ne kadar etkileyici söylüyorsun diyor
Oysaki ben O’ndan ayrıldım ayrılalı, kökten kestim dilimi
Lal oldum tek bir kelime demedim kimseye.
İyi ki kavuştuk, ne büyük bir mutluluk kavuşmanız,
Sonra ne güzel bir beraberlik diyorlar
İnan ki dostum yalnız yaşıyorum çoktandır.
Ayrıldıkça ayrılıyor, uzaklaştıkça uzaklaşıyorum onlardan
Gülüyorum hayır ağlıyorum, artık bende bilmiyorum,
Ne diyeyim işte her zaman yaşamayı beceremiyorum.
İsyan ettiğim anlar oluyor, bağırıyorum…
sesim kısılıncaya kadar bağırıyorum
Yaşamak istediğim anlar oluyor, isyanımla yaşıyorum.
Yırtıyorum yüzümdeki maskeyi,
yırtılan maske değil sanki yüzümü yırtıyorum..
Sonra koşmak istiyorum bazen, koşuyorum,
Ayağımda derman kalmayıncaya kadar,
Yorgunluktan düşünceye kadar,
çamurlu bir sokağa yığılıncaya kadar koşuyorum… koşuyorum.
Sonra şehrin, bu pis şehrin bilmediğim çamurlu bir sokağında
Çamurlara bulaşmış, bulaşmamış çamurlara yığılmış
Hatta çamurlara gömülmüş bir halde buluyorum kendimi…
Şimdi gülmek istiyorum, gülüyorum… kahkahayla gülüyorum.
Ve mutluyum şimdi, mutluluktan uçuyorum işte…
Mutluluğum o kadar büyüyor ki, şehrin hepsini kucaklıyor…
Şehrin somurtkan insanları çevreliyor beni, ve hepsi bir anda
Kahkahalar atıyor… bir an olsun eğleniyorlar
hepsi bir ağızdan şu deliye bak diyorlar… şu deliye
Ve şehrin bütün sirenleri çalmaya başlamıştır.
Şehir için tehlike çanları çalmaktadır.
Şehrin önemli bir yasası çiğnenmiştir.
Maskesiz evet maskesiz gezme yasağı.
Sahtede olsa kahkahayla gülen insanların yüzlerini
Ambulansların o çığırtkan sesi kendine getirmiştir.
Şehrin insanları artık endişe ve korkuyla izlemekteler beni.
Memurların karga tulumba beni ambulansa atmalarını.
Ve görülen gerçek yüzümü ellerindeki maskelerle,
Bir ayıbı örtercesine örtmelerini…
Gerçek yüzümden yansıyan ışığın başkalarını etkilememesi için,
Vermiş oldukları öz verili çalışmalarını…
Ama bu çok kısa mutluluk eylemi onlara yetmemiş,
Uyanmamışlardır. Görülen kısacık bir rüyadır bu.
Ve bu rüya bitmiştir şimdi.
İnsanların yüzleri tekrar soğuk ve somurtkan halini almıştır.
Onları bir an eğlendiren, beni ise mutluluktan uçuran…
Olay bitmiştir…rüya bitmiştir…
şehir tekrar rahatlamıştır.
Kalabalık amaçsız amaçları için dağılmış,
Ambulans tehlikeli bir işi daha bitirmenin mutluluğu içinde
Hastanenin yolunu tutmuştur.
Yasalarına bir an isyan ettiğim tımarhaneden,
karantina altına alınmak ve şehrin insanlarını korumak için
Bir başka tımarhaneye, tımar edilmek üzere götürülüyorum…
Sevgili dostum
Delice… deli… yaşamak ise delirmek, olsun yaşamak ne güzel şey
Kendin gibi yaşamak. Delicesine kendin gibi yaşamak… ne güzel şey.
Delirmek; zindanda bir el kadar olan pencereden
Mavi gök yüzüne bakmak
Bir an olsun gerçeğinle yani kendinle yüzleşmek
Hayatı kesintisiz gerçek hedefine doğru, kendince yaşamak,
Ne güzel şey…
Ne yazık, her zaman yaşamayı,
kendim gibi yaşamayı beceremiyorum işte.
Be dostum…
***
daha önce yazdığım bir şiirimin bir kısmı aklıma geldi nedense...aynı duyguları yaşar dururuz yabancılaşanbu mutsuz hayatta...ve farkında olanlar aynı acıları hisseder...
tebrikler...
hayırlı ramazanlar
Bi karmaşanın içindeyiz zaten kalabalık sokaklar devamlı konuşan insanlar ve üç ses içinde sen hangisi olduğunu bilmeden karışıyorsun kalabalığa ve üçünü de itip olmak istediğin gibi davranıyosun peki o
senmisin...bu benmiyim ...
yazınız gerçekten güzel selen hanım ama finali çok daha hoş du kutlarım