- 2006 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
SAHİPSİZ CENAZE
1989 yılı, günlerden Cumartesi ve bir kış sabahı. Beş liseli arkadaş Üniversite sınavlarına hazırlanmak ve soru çözmek için buluşmuştuk. Muhammet en son gelenimizdi.Üzerinde bir durgunluk, yüzünde hüzün vardı. Hiç onu böyle görmemiştik.
Ben;
-Muhammet ne oldu dedim.
Muhammet
- Mahallede Talat abi vardı ya, o ölmüş
Hep bir ağızdan ;
- Allah Rahmet etsin, taksiratlarını affetsin dedik
Osman :
-Yapabileceğimiz bir şey var mı ? acaba dedi.
Muhammet:
-Arkadaşlar öldüğüne bir üzüldüm. Fakat cenazesini kaldıracak kimse yok. Cenaze akşamdan beri bekliyormuş. Bunu duydum bin üzüldüm. İki serseri arkadaşı var. Onlar ne belediyeye bildirmiş, ne de komşulara.
Herkes birbirinin yüzüne bakıyordu. Daha önce cenaze kaldırma işlemleri veya benzeri bir şey yapmamıştık. Ne yapacağımızı bilmiyorduk. Benim aklıma Berber Salih Amca geldi. Babacan herkese yardıma koşan, hayırsever biriydi. Onu bulup olayı anlattık. O da baya üzülmüştü.
Ağzından kelimeler iç yaralayarak dökülmüştü.
- Böyle dindar bir kentte, sahipsiz bir cenaze. Gençler şimdi Mezarlıklar Müdürlüğüne gidip, yer alacağız. Ben mezar yeriyle uğraşırken siz arabayla cenazeyi alıp yıkamaya götürür, Narmanlı Camiinde cenaze namazını kıldırdıktan sonra Asri Mezarlığına getirirsiniz.dedi.
Herkes birbirinin yüzüne bakıyordu. Acaba yapabilir miyiz.? düşünceleri içerisindeyken
Salih Amca :
- Aferin gençler. Allah elbet bu yaptıklarınızı karşılıksız bırakmayacaktır. dedi.
Olaya son noktayı koymuştu.
Muhammet :
- Arkadaşlar acaba babalarımıza bildirsek daha iyi olmayacak mı?. dedi.
Babalarımız tanımazdı ki. Onlara duyurup cenazeyi kaldırmaya çalışırsak bir gün daha bekleyecekti. Zaten Salih Amca ilgileniyordu. Biz sadece yardım edecektik. Artık iş başa düşmüştü.
Beraber işlemleri yapmak için Salih Amcayla birlikte Mezarlıklar Müdürlüğüne gittik. O mezar numarasını alıp Erzurum’un tek ve büyük mezarlığı olan Asri Mezarlığına gitti. Bizde cenaze arabasını alıp Talat abinin evine gittik.
Talat abi İyi biriydi. Her gördüğümüzde selamlaşır muhabbet ederdik. İnsanlar bazı yanlışlar yaptığını söylese de biz bir şeyini görmemiştik. Yapmışsa da herhalde çok zorda kalıp, karın doyurmak için yaptığı küçük şeylerdi. Belki de insanın adı çıkacağına, canı çıksın meselesiydi. Herhalde öylede olmuştu..
Kalbim güm güm atıyordu. Evine gittiğimizde bir kanepe üzerinde yatıyordu. Evde fazla bir eşya yoktu.Ev buz gibiydi. Ciğerlerinden hasta olduğu halde, yoksulluktan tedavi olamamış, başvurduğu kapılarda yüzüne kapanmış, şimdi önümüzde gencecik bir fidan uzanmış yatıyordu. 30 yaşında ya vardı, ya yoktu. Onu ölüme terk etmişlerdi.
Gencecik bir fidanı yaşlı diye budarlar,
Gam keder hüzün eli şifa diye yuyarlar,
Hayat sokağında bir ceset kişi diye duyarlar,
Adet oldu üstüne bir kağıt örter giderler,
Şurda şöyle burada böyle yaşadı derler,
Bir taraftan acırlar, bir taraftan gülerler,
Uzun kısa demeyip günahına girerler,
Hiç misali hayatına bir sünger çekip giderler,
Arabadaki 2 kişinin de yardımıyla, orda ki çarşaflardan birine sarıp, tabuta koyduk. Gasılhaneye gideceğimizi söylediler. Hava gerçekten çok soğuk ve kar diz boyuydu. Araba yavaş yavaş gidiyordu. Bizse gördüğümüz manzara ve yaşadığımız olaylar karşısında suskunlaşmış, hepimiz başımız önümüzde yere bakıyorduk. Gasılhanede yıkama işlemlerini yapıp Narmanlı Camiine doğru yola koyulduk. Sahipsiz bir cenaze ve cenazesini kaldıran 3-5 tane lise talebesi. Hepimiz çok hüzünlüydük. Bu düşünceler içersinde Narmanlı Camiine gelmiştik. Musalla taşına götürmek için tabutun altına girdik. Camii bahçesinde mahşeri bir kalabalık vardı. Kalabalığı aşıp Musalla taşının yanına geldiğimizde üzerinde bir cenaze olduğunu gördük. Bizde Talat Abinin cenazesini yan musalla taşına koyduk. Ordakilere
-Ne oluyor, kimin cenazesidir bu? dedik.
-Erzurum’un büyük din alimlerinden. dediler. Biz birbirimize baktık. Hüznün yanında bir sevinç oluşmuştu. Allahım sen buyuruyorsun ki;
- Birinin cenazesini görürseniz, namazlarına katılın. Eğer cenaze hayırlıysa, o cenaze yüzünden namaz kılan cemaati, eğer cemaatin içinden birisi hayırlıysa o cenazeyi ve diğer cemaatteki kişilere mağfiret ederim. diyorsun.
Demek ki hikmetinden sual olmuyor. Bir gece beklemesi ve bugün burada bu saatte bulunması, bu kadar kalabalık bir cemaat ve cenaze namazı . İnanıyorum ki senin hikmetinden. Ey Allah`ım ellerimi açmış gönülden diliyorum ki;
- ‘ Ey Allah’ım eğer burada yatan gerçek bir alimse bu sahipsiz cenazeye ve bu cemaate mağfiret buyur. Yok eğer cenazede hayırlı bir insan varsa hem bu cenazelere, hem de bize mağfiret buyur.’
Mahşeri bir kalabalık ile birlikte, ikindi namazının akabinde cenaze namazını kıldık. Artık gözüm ne soğuk görüyor, ne de vücüdum hissediyordu. Bütün bedenimi ateş sarmıştı. En azından sahipsiz cenaze burada yalnız kalmamıştı. Garibi Rabbi yalnız bırakmamıştı.
Hayat seyrine devam eder diğerleri yaşarlar,
Aklı selim kişiler bu manzaraya şaşarlar,
Konuşmaya yok fırsat deli diye taşlarlar
Bir sözcükte bin teselli, sabır deyip giderler,
Cenazeyi alıp Asri mezarlığına doğru yola koyulduk. Görevimizi yapmamızın verdiği bir sükün içerisinde Asri mezarlığına vardık. Salih amca mezarı kazdırmış bekliyordu. Defin işlemlerini bitirip dualarımızı yaptıktan sonra sahipsiz cenazeyi, asıl sahibine emanet edip, oradan ayrıldık.
Dört omuz tahta at, sessizliğe giderler,
Diğerleri bir maziyi, bir geleceği seyrederler,
Hayat veren o dilde, sessiz şimdi kelimeler
Kara toprağa bırakıp, üzgün üzgün giderler,
Toprak üstüne toprak, yığıp yığıp derler,
Sevap niyetine bir avuç sırayla serperler
Hayat dolu o bedende ölü gibi hayaller,
Üstüne, bir kürek toprakda, fazladan
Atıp giderler.
Allah’ım hayatımda bu ve buna benzer olaylarda, gençliğimden beri beni görevlendirdiğin için sana hamd ediyorum.
Saygılarımla,
Not: Şiirim Atıp giderler adıyla sitede daha önce yayınlanmıştır.
YORUMLAR
Çok güzel bir anı çok güzel bir anlatım içim acıdı okurken gözyaşlarıma mani olamadım.Allah kimsesizlerin kimsesidir ve sevdiği kullarına başka kulları aracılığı ile yardım eder.Allah sizden ve o yardım edenlerden razı olsun mutlaka ama mutlaka insanlar yaptıkları iyiliğin karşılığını dünyada almayınca ölmeyecekler kalanıda ahirete intikal edecektir..kutlarım yazmaya devam edin kaleminiz kuvvetli..
Ne mutlu bu hikayeyi kaleme alan kişiye diye düşündüm, yazıyı okurken. Gencecik bir yaşta ve zor bir koşulda cesur davranabilmek ve yardımsever olabilmek. Üstelik de yazının sonunda yaşamı boyunca, yardımseverlikle görevlendirdirildiği için teşekkür edilmiş. Bazı şeylerin farkında olarak yaşayabilmek, ayrıcalık diye düşünüyorum.
Yazıyı okurken farkettim de hiç kimse sahipsiz ya da yalnız değil aslında. Mutlaka biryerlerde, tertemiz ruhunda kocaman yürek taşıyan birileri var ve onlar ihtiyaç durumunda kendilerini görevli görüyorlar. Yaradanımız, hiç bir kulunu yapayalnız bırakmıyor. Etkileyici bir yazıydı. Selam ve saygılarımla
Cok güzeldi, aci dolu da olsa insana sonuna yaklastikca yine de bir huzur veren bir yaziydi bu.
Dün gece bu yaziyi yariya kadar okudum cikmak zorunda kalmistim ve aklim bu yazida ve o ölen insanda kalmisti.
Allahin sevgili kuluymus bu ölen kisi bence.Allah rahmet eylesin mekani cennet olsun.
Ailesi nerdeydi kimbilir kimse sahip cikmasa da yaradan kulunu birakmiyor.
Ne kadar sevabi büyüktür bu yaptiginizin.
Insanin hafizasindan silinmeyecek bir ani.
Yüreginize saglik degerli dost.
Sonsuz saygimla
Çok etkilendim. Şu anda ne yazacağımı bilemedim bir an düşündüm düşündüm.. Allah kimseyi sahipsiz etmesin dedim ama Allah herkesin yardımcısıdır sözü bir kez daha doğrulandı nitekim yardım etmişsiniz. İnsanlık budur işte.. Siz ve arkadaşlarınızı aileniz çok iyi terbiye etmiş. Saygılarımla..
Harika bir anlatım ben beğendim.
Ayrıca yaşadım da.
Buz gibi bir ürperti oldu içimde
aslında ne çok var değilmi sahipsiz insancıklar
Ya bizler müslümanız diye övünüyoruz.
Buna hakkımız olmadığını gördüm artık.
Bir insana yardım etmedikten sonra ,bir çorba bir ilaç bir söylem olmadıktan sonra ne insanlık ne başka şey varım diye sevinmek bence abes kaçar.
Saygımla dost kutlarım içten samimi ve hissetiren yazınızı.