- 957 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DOSTLUĞUN AYRILIĞA MEKTUBU
Narçiçeği kırmızısı elbisenle sokaklarına salıverdiğin endamını kaldıramadı bu şehrin caddeleri.Kanıksamaktan yoksun,üzerine örttüğü karanlık yorganlar uykularında boğazından hiç eksilmeyen bir çift el gibiydi.Gözlerinin ferini söndürdü ayrılıkların.Bu şehir yüreğine umutsuzluk işledi biliyorum.
Sen de görebildin sonunda hayatına yepyeni bir ufuk çizmenin gerekliliğini.Kararını verdin:"Hiç duymak istemesem de"gidiyorsun.
Evet biliyorum:Bu şehir mutsuzluğun için direndi senin.Fakat sen bu şehirde huzur bulmak için çok emek verdin.Yok yok bana anlatma.Ben gördüm sırtından aşağıya akıttığın alınterlerini senin.Sen senin adına verilmiş en doğru kararın zirvesindesin şimdi.
Bana her anlatmaya başladığında yeni hayatına filiz vermiş umutlarını,yüreğime ırmaklar akıtıp,karşına senin herzamanki alıştığın gülümsemeyi oturtmaya çalışıyorum.
Arkanda hüzün adına birilerini bırakmaksa niyetin,sen işin o kısmını hiç düşünme.Ben bırakmak istediğin gözyaşları adına bütün hüzünleri şimdiden yüklendim.
Dostluk anlayışımın insanı seni uğurlarken,yine köşe bucak saklanırım gözyaşlarımın arkasına.Bir süre ayrılıklara inancını yitirmişcesine sanki kapım üç kere çalacakmış gibi iki fincanlık kahve bırakırım cezveme.Sen ekmeği koltuğuna sıkıştırıp "kahvaltı hazır mı kadın?"diyebileceğin bir kapı bulabilecek misin peki?
Sonra ufak ufak yanaşırım farklı limanlara belki sen de olduğu kadar birilerinde demiralabilirim ümidiyle.
Seni göremeyince devam ederim günübirlik dalgalara kürek çekmeye.Ta ki alabora olmadan sığınacağım bir liman buluncaya dek.
Bir süre seninle yürüdüğümüz sokaklardan geçmemeye çalışır,yokluğunu farkettirmem hiçbir duvar dibine,hiçbir çaybahçesine.
Mutfağımda oturduğun sandalyenin yerini değiştiririm ilkin,üzerine akıttığın gözyaşların bir an önce kurusun diye.
Sana mektuplar yazarım,okuduğunda yaşantımızın hiç değişmediğini öğreneceğin haberler veren.Arada bir duyarsam geldiğini,soframa bir tane tabak koyarım fazladan.Gelişine heyecanla çırpınırım acemice.En çok hangi yemeği severdi diye?
Arada bir hatırlarım:Hiç beğenmediğin halde sırf ben üzülmeyeyim diye inatla taktığın sana aldığım bilezikleri gülümseyerek yarı ağlamaklı.Sonra indiririm aşağı gözyaşlarımı,bir yutkunuşta denize karışmış yağmur damlası gibi.
Satır satır okurum etinle tırnağınla yazdığın yeni serüvenlerini.
Sen avuç avuç beslediğin balıklarına bir avuç yem de benim için atarsın değil mi?Belki kulağına gelir bir fısıltı şeklinde o balıkların mucizesine dair anlatacaklarım.
Zaman zaman üzülürüm varlğına of çektiğim anları hatırladıkça.Sen onları ciddiye almamıştın zaten değil mi?Ben senin için daha fazla var olamamaktan ofluyordum inan ki.
Umarım o ince ellerin seni bir ömür bırakmayacak mutluluğa uzanır ve ben de alırım haberlerini.
Eğer sana dokunan bir dost eli olursa hayatında,benden daha da dost olabilirse sana beni unutmaktan sakın korkma.Hayat bu:Bazen büyük sevgiler yenik düşebilir araya giren mesafeye,uzaklıklara.Senden gelecek her güzel haber benim için büyük bir sevinçtir asıl sen bunu aklından çıkarma.
Hoşçakal evimin kızı.Ben şimdiden veda edeyim de sana :O son dokunuşta dostluğa, fazla incitmesin ayrılık bizi.
Dilerim hayat gittiğin yerde taptaze bir çiçek buketiyle karşılasın seni.
Ama yine de eğer vakit bulursan yoğunluklarından rica etsem arada bir de olsa sen de hatırlar mısın beni?
Hoşçakal gurbetçi yüreğimin tek dost çırpınışı.
Hoşçakal kıymet bilmez memleketin vedası.HOŞÇAKAL....
YASEMİN GÜLMÜŞ
YORUMLAR
Çok etkileyiciydi. Duygulandım bir hayli.. Tebrik ederim. Saygılarımla..