Tanıdığım Hamit Fethi GÖZLER
Hazırlayan: Bekir YALÇINKAYA
Yıl; 1988
Yer; Ankara’nın Yukarı Ayrancı Reşat Nuri Sokağı’ndaki 69 Numaralı Ortanca Apartmanı’nın 19. Dairesi.
Ev sahibleri; Ünlü edebiyatçı ve araştırmacı yazar Hamit Fethi ile oğlu Mehmet Ziya Gözler.
Misafirler; Göktürk Mehmet Uytun, Bekir Yalçınkaya, İsa Kayacan, Tevfik Turan Atasever, İhsan Kurt, İbrahim Yalçınkaya, Mehmet Cebe, Sabahattin Çankaya, Coşkun Ertepınar, İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, Abdullah Ortaç Özdemir, Muhammed Zeki Mert, Ramazan Güngör, Emine Akbulut, İhsan Sözer ve biraz da o gün ajandamıza not düşmediğimiz bazı isimler..
Şairler Yazarlar ve Sanatsevenler Derneği (YAZSANDER)’i kuralı henüz birkaç ay olmuş. Resmi olarak 19 Ocak 1988’de kuruluşunu tamamladığımız bu cemiyette, bu itibarla zamanımızın büyük bir bölümünü bazı resmi bazı formaliteleri tamamlamakla geçirsek de, edebi sohbet toplantılarımızı aralıksız her hafta ya Cumartesi, ya da Pazar günleri sürdürüyoruz. Dolayısıyla Türkiye genelinde, Ankara merkezli bir şair yazar derneğini, aynı zamanda sanatı seven her kesimin insanıyla buluşturma gayesiyle çıktığımız yolda hayli mesafe katetmişiz. Sadece merkezi Strasburg Caddesi 6/3 numarada bulunan dernek çalışmalarını zaman zaman bazı önemli mekânlara taşıma gayreti içindeyiz.
İşte bu gayeye matuf bir şiir gününü de rahmetli Hamit Fethi Gözler’in evinde gerçekleştiriyoruz.
Gözler, ülkemizde edebiyatı içine sindiren ve bu konuda daha o zamanlar otuzun üzerinde eser veren bir değerli edebiyatçıydı. Bu itibarla katıldığı sohbetlerde genellikle kendisinden edebiyatımız üzerine söyleşilerde bulunmasını talep ederdik. Ama kendi evindeki sohbetin talebi yine kendisinden gelmişti. Bizi, o gün; edebi çalışmaları seven ve sevdikleri kadar genç kuşaklara sevdirmeye çalışan insanlarla buluşturacak olan Gözler’in evinde, öncelikli kişiler itibariyle şiir okumaya, edebi görüşlerimizi dile getirmeye ve tam da şairlik havasını solumaya başlamıştık ki bir anda, adeta sesler ve nefesler kesildi..
Bulunduğumuz salona, elinde siyah paltosuyla, hışımla aksaçlı ve sert bakışlı bir adam girdi. Girişiyle birlikte de mazeretini beyan buyurdu; “Dostlar, bugün Hamit Bey’in evinde toplantıda olduğunuzu hanımımdan öğrenir öğrenmez, bavulumu eve bırakıp doğru buraya koştum. Adana’dan uçakla yeni gelmeme rağmen bu nezih toplantıyı kaçırmak istemedim.”
Herkesin kendisine çok samimi ve içten davrandığı ve kucaklaştığı bir anda, o günlerin edebiyatçılarının henüz genç şairler listesinde yer verdiği biz, bu ak saçlı adamın kim olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Kimilerinin Fethi Bey, kimilerinin de Fethi Abi diye iltifat gösterdiği Fethi Bey, kısa süre sonra kendisini tanımayanlara da tanıştırıldı. O ak saçlı, yürek bakışlı, ama aslında içinde, kaç asır öncesinden sinmiş kalmış bir Osmanlı edebi, mertliği ve alicenaplığı bulunan bu adamın bize Fethi Tevetoğlu olduğu söylendi.
Tevetoğlu ismini uzaktan uzağa duyan ve bazen zindanların adamı, bazen milliyetçi camianın siyasi abidesi olarak şayiasına vukuf olan ben, işte o gün Fethi Tevetoğlu’nu birebir tanıyacak ve bir güzel hatırayı benliğime kazıyacak konuşmasını dinleme imkânı bulacaktım.
Her şiir veya nesir gününde yeni yeni isimlerle maiyetini ve çevresini genişleten YAZSANDER’in o günden itibaren kazandığı yeni ve çok önemli isim olan rahmetli Tevetoğlu, artık ileride dernek faaliyetlerimizi mümkün mertebe hep takib edecekti.
İnsanların hayatında, ister cemiyet içinde alim, veli, ister halkın katmanında deli olsun, mutlaka özel bir günü vardır. Bizim de Hamit Fethi Gözler’in evinde bulunuşumuz; Adana’dan uçakla gelip evine apar topar bavulunu bırakıp, elde paltosu ve soluk soluğa aramıza katılma azmindeki bir adam ile tanışma vesilemiz olacaktı. Bir salon dolusu insan arasında, itibar neticesi bize henüz tanışma fırsatının gelmediği anlardan bir an, rahmetli Göktürk Mehmet Uytun ağabeyimiz, bizi diğerlerimize tanıştırıyordu; “Bekir Yalçınkaya, Gazeteci, şair yazar ve memur..”
Evet, bulunduğum cemiyet içinde, özellikle de YAZSANDER kurucu üyeleri arasında, dikkat ederdim ki en uzun ünvanlı kişi bendim.. Uzun deyişli bir tanıtımın ardından şiir okuma vaktim gelmişti. Ve o gün ben hayatımın anlamını etkileyecek bir iltifata sebeb şu şiirimi okuyordum:
HANGİ YASAK
Üç işgalci namına Sakarya Caddesi’nde
Lut Kavmi’nden bir sayfa açan reziller vardır
“Küfre hizmet” yazıyor birinci maddesinde
Mukadder hayattan vazgeçen reziller vardır
İlahi çağrılara hoş değil şeytan sesi
Batılsa nerden geldi, gafletse neyin nesi
Hayvan damı, mallık ahır, yarasalar izbesi
Zannedip Sakarya’yı seçen reziller vardır
Burnu kancalı vahşi horlar ehil insanı
His yok.. bu nasıl gençlik; soğuk ve soluk kanı
Yıllarca güde güde peşindeki hayvanı
Ad’dan gelip Semud’a göçen reziller vardır
Öyle Sakarya’ki bu sahipsizlik tabutu
İçindeki nesne taş; Uzza putu, Lat putu
Ses-nefes vermese de cezbediyor sükûtu
Bülbül! Çilegülünü biçen reziller vardır
Ey Sakarya! Göğsünde bu avuttuğun baş, bak
Tarihinden siliyor, tarihi yaprak yaprak
Ezanı duyması hür, safa uyması yasak
Özsuyunu cin ile içen reziller vardır
Hamit fethi GÖZLER Kimdir?
Türkiye’nin önemli araştırmacı ve edebiyatçıları arasında yer alan Hamit Fethi Gözler 1919 yılında İzmir’de dünyaya geldi. Babası Üsküplü Ali Rıza Bey, annesi İstanbullu Muazzez Hanımdır.
Yunan’lıların İzmir’i işgal ettiği yıllarda çocukluk günlerini yaşamakta olan Gözler, işgâlin getirdiği zorba döneminin sıkıntılarını çekti. Zira, O’nun ifadesiyle, Yunanlılar babası Ali Rıza Bey’in İzmir Kemeraltı’ndaki büyük ticarethanesine el koymuşlardı. O günlerde İzmir’de yaşayan Rumlar, Yunan’lıları Türk’lere karşı kışkırtmayı başarınca, Ali Rıza Bey’in ticarethanesi de bir çok iş yeri gibi yakılmaktan kurtulamamıştı. Böylece Ali Rıza Bey’in bütün gelir kaynakları adeta kurutulmuş oldu.
Gözler’in hatıra nakilleri itibariyle sonradan gelişenlere bakacak olursak; “Bu duruma çok üzülen Ali Rıza Bey, Yunanlılar ile savaşan ve milli mücadelesini sürdüren Yörük Ali Efe’nin askerleri arasına katıldı. İstiklal Savaşı’nın sonuna kadar da düşmanlarla gırtlak gırtlağa, süngü süngüye çarpıştı.
Bu olup bitenlerden habersiz olarak yaşayan Hamit Fethi Gözler ise o zamanlar 6 yaşında bir çocuktu. Dolayısıyla hayatın manasını idrak etmekten yoksun olsa da babasının mallarına el konulmasıyla içine düştükleri yoksulluğu gayet iyi hatırlamaktadır. Savaş sona erdikten sonra Ali Rıza Bey, yeniden ticarete dönmüştür, ama bu defa işleri iyi gitmemiştir. Bu sebeble ailenin Bursa’ya bir umut yolculuğu başlar. 1928’li yıllarda Bursa’ya geldiklerinde Hamit Fethi Gözler, ilkokul 2. sınıfta okuyan; çalışkan, uslu, zeki ve edebiyata meraklı bir öğrencidir.
O’nun gençlik günlerinde, ülkesini istila eden düşmanının her türlü kötülüklerini gören ve onlarla hayatı pahasına savaşan babası Ali Rıza Bey’in ne yazık ki Bursa’da da işleri iyi gitmez. Bir yandan savaşın getirdiği zorluklar, diğer yandan işgalin ağırlığını üzerinde en çok hisseden illerden olan İzmir’den Bursa’ya yapılan yoğun göçler itibariyle sonunda baş gösteren geçim sıkıntısı, Ali Rıza Bey’i kısa zamanda oldukça yıpratır. Nihayet bu sıkıntıların bir tezahürü olarak Gözler’in babası Ali Rıza Bey geçirdiği bir kalb krizi neticesi hayata veda eder. Babası vefat ettiğinde Hamit Fethi Gözler henüz ilkokul 3. sınıfta okuyan bir öğrencidir.
Babasının ölümünün ardından ailenin bütün yükü artık çoğunlukla anne Muazzez Hanım’ın, biraz da abla Sahure’nin omuzlarındadır. Annesi Muazzez bir taraftan terzilik yapmakta, bir taraftan da Hamit’ini okutmaktadır. Bu şekilde devam eden hayatın içinden yüksek tahsile adım atan bir Hamit Fethi çıkmış ve yükselme hakkını elde etmiştir.
Öğretmen olarak tahsilini tamamlayan Hamit Fethi Gözler’ ilkokul öğretmenliğiyle başladığı eğiti hayatını, beş yıl sonra Hopa Oratokulu’nda Türkçe öğretmeni olarak devam ettirir. Sonra sırasıyla Silvan, Kırıkhan, Kaşhan Ortaokulu Müdürlüğü ve Türkçe öğretmenliği görevlerinde bulunur ve 1964 yılında Ankara Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü ve Türkçe öğretmenliğine tayin edilir. Atatürk Ortaokulu’nda da on yıl hizmet veren Gözler, Anafartalar Lisesi’nde edebiyat dersleri okutur. 1974 yılında kendi isteğiyle emekli olur.”
Hamit Fethi Bey’in iki çocuğundan birisi olan Mehmet Ziya Gözler, bu ünlü edebiyatçı ile yollarımızın birleştiği yıllarda MTA’da Genel Müdürlük görevini yürütmekteydi.
1938 yılında yazarlığa adım atan Hamit Fethi Gözler bugüne kadar değişik konularda bir çok makaleler yazmıştır. Çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanan yazılarının sayısı beş yüzün üzerindedir. Otuz yıllık meslek hayatında iyi bir eğitimci olarak görev yapan Gözler, bir taraftan milli ve manevi duygulara sahip binlerce öğrenci yetiştirirken, öbür taraftan da durmaksızın kitap yazmayı sürdürdü. Yazdığı kıymetli kitaplarla çevresini ve toplumumuzu aydınlattı. Yıllarını vererek ortaya koyduğu eserleri arasında ders ve yardımcı ders kitapları ile edebi kaynak kitapları bulunan Gözler’in bizimle hasbihâl ettiği 1988’li yıllarda yayına soktuğu eser sayısı 28 idi.
Çocuk hikâyeleriyle masalları da yazan Hamit Fethi Gözler ülkemizin önemli edebiyatçılarından birisiydi. Gözler, dolu dolu hayatını noktalayarak Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.
Allah rahmet eyleye, mekânı Cennet ola..
ESERLERİ
1-Namık Kemal Ruhu
2-Vatan ve Kahramanlık Şiirleri Antolojisi (2. Baskı)
3-Açıklamalı Kahramanlık Hikâyeleri
4-Türkçe Deyimler ve Türkçe Terimleri Sözlüğü (5. Baskı)
5-Örnekleriyle Temel Kompozisyon Bilgileri (5. Baskı)
6-Örnekleriyle Açıklamalı Atasözleri ve Güzel Sözler (2. Baskı)
7-Halk Edebiyatında Milliyet Unsurları
8-Türkçemiz 1, 2, 3 (Prof. Dr. Hikmet Tanyu ile birlikte, 50. Baskı)
9-Yunus’tan Bugüne Türk Şiiri (3. Baskı)
10-Örnekleriyle Türkçe’mizin Açıklamalı Büyük Deyimler Sözlüğü (2. Baskı)
11-Ömer Seyfettin, Hayatı, Fikirleri ve Eserlerinin Özellikleri
12-Örnekli ve Uygulamalı Hece Vezni
13-Örnekleriyle Türkçe ve Edebiyat Bilgileri Kaynak Kitabı 82. Baskı)
14-Örnekleriyle Yardımcı Edebiyat Kitabı 1 (2. Baskı)
15-Örnekleriyle Yardımcı Edebiyat Kitabı 2 (2. Baskı)
16-Örnekleriyle Yardımcı Edebiyat Kitabı 3 (3. Baskı)
17-Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü (Mehmet Ziya Gözler ile Birlikte)
18-Ziya Paşa’nın Terkibi Bendi Üzerine Düşünceler
Muhammet Zeki Mert’ten
Sayın Hamit Fethi Gözler’e;
FETHİ AĞABEYİMİZ
Edip âlim Fethi ağabeyimiz
Lütfedip bizleri davet ettiniz
Nurlansın her zaman mutlu eviniz
Sevgi saygı size Fethi ağabeyimiz
Dinlenir her zaman hoş sohbetiniz
İlim irfan yazar hep kaleminiz
Dert görmesin dilerim elleriniz
Sevgi saygı size Fethi ağabeyimiz
Her zaman bizlere örnek oldunuz
Bize nice güzel öğüt verdiniz
Sevginizle doldu naciz gönlümüz
Sevgi saygı size Fethi ağabeyimiz
Allah’tan dileriz uzun ömürler
Sizinle olsun nice mutlu günler
Şairler yazarlar hep sizi dinler
Sevgi saygı size Fethi ağabeyimiz
Ne söylese azdır Mert kardeşiniz
Dileriz böyle geçer günleriniz
İnanın siz bizi mutlu ettiniz
Sevgi saygı size Fethi ağabeyimiz
-M. Zeki Mert Demetevler/Ankara
Yeni Ufuk Gazetesi; 17 Kasım 1988
Yıl: 3 Sayı: 260
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.