III. Sen Güven Nedir Bilir misin?
Güven. Nasıl da mayhoş bakıyor nemli kirpiklerinden? Berhane içinde uyuyan alımlı bir İstanbul delikanlısı gibi sırıtıveriyor. Ne yana koysan sönüveriyor civar objeler. El pençe divan duruyorlar tek sıra yanında kalanlar. Yıllanmış bir roman misali süslüyor tozlu rafları. O olmasa bir kütüphane yokmuş gibi… İçinde millet olmayan devletmiş gibi… Aşk gibi… Okulun en sosyete kızını tavlamaya benziyor onu kazanmak. Bugün var, yarın yok. Pembe bir yalana ya da buz gibi bir iftiraya bakar yokluğu. Geri dönüşü olmayan bir balık ağı resmi gibi afişe olur zihinlerde. Sussan çözüm değil, konuşsan ne mümkün… Sen güven nedir bilir misin? Yoldan geçen herhangi birine güvendin mi hiç? Seni milyon kez aldatan dostuna bir kez daha hiçbir şey olmamış gibi güvendin mi? Seni ilk kandırdığında ona nedensiz bir gülümseme yolladın mı?
Sen güven nedir bilir misin? Karşılıksız güveni… Sorgulamadan… Acaba beni aldatıyor mu, beni neden aramıyor diye düşünmeden güvenmeyi… İçinde en ufak bir şüphe taşımadan… Karşılıksız güvenmeyi?
Sen sorgusuz güvenmeyi bilir misin? Kendine güvenmeyi?
Dostlarım geçiyor hep bu hazan köprüsünden. Tek bir solgun yaprağa dokunmadan, tek bir susuz dalı incitmeden geçiyor bu ömür törpüsünden. Sorgulamadan… Hatalar yapıyoruz, yalanlar söylüyoruz. Ama öğreniyoruz. Bu köprüden ben de geçiyorum günde milyon kez. Acaba yıkılır mı diye sorgulamadan. Güvenerek… Hiç düşünmeden… Sen güven nedir bilir misin? Güven, üç beş çapulcunun şamar oğlanı değildir. Güven özdür. Varsan var, yoksa yoksundur… 27.04.2010
Utku Duyar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.