- 658 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Allah Kolay Olanı Buyurur
Dinden uzak cahiliye toplumlarında, insanları dini yaşamaktan alıkoyan pek çok telkin yerleşmiştir. Bu telkinlerin en tehlikelilerinden biri, dini yaşamanın zor olduğu şeklindeki gerçek dışı inanıştır. Bu kimseler, dini asıl kaynak olan Kur’an’dan ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetinden öğrenmedikleri için, din adı altında birçok hurafe ve kulaktan dolma asılsız inancın ‘din’ olduğunu zannederler. Dinin, hayatlarını zorlaştıracak kısıtlamalar getireceğine inanırlar. Oysa bu inanç insanın apaçık düşmanı olan şeytanın bir taktiği ve aldatmacasıdır. Şeytan bu planını sinsi ve sessiz bir şekilde uygulamaya koyarak, insanları kendi yoluna çekmektedir. Kuran’da, “O, size ancak kötülüğü, hayasızlığı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” (Bakara Suresi, 169) ayetiyle şeytanın bu telkinlerine dikkat çekilmektedir. Gerçekte ise Allah’ın dinini yaşamak, ve emirlerini yerine getirmek son derece kolaydır.
Rabbimiz "... Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez..." (Bakara Suresi, 185) ayetiyle bu gerçeği tüm insanlara haber vermektedir. Hüküm verenlerin hakimi olan Allah, tüm emir ve hükümlerini insanların fıtratlarına en uygun şekilde yaratmıştır ve hiçbirinde bir zorluk yoktur. Ve Rabbimiz’in sınırları içinde yaşayan bir kişi, fıtratına uygun en güzel hayata sahiptir.
Yüce Allah, Kur’an’da din ahlakının kolay olduğunu, iman edenlerin işlerini kolaylaştıracağını, "Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz." (A’la Suresi, 8) ayetiyle haber vermektedir.
"… O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi…" (Hac Suresi, 78)
İnsanların dinde zorluk olarak gördükleri uygulama veya inançlar ise, dine sonradan müşrikler veya insanları dinden uzaklaştırmak isteyen inkarcılar tarafından eklenmiş ve gerçek dinmiş gibi insanlara aktarılmıştır. Asıl zor olan, Allah’ın bildirdiği sınırları tanımayan insanlardan oluşan bir toplumda yaşamaktır. Bu tarz bir hayat, son derece kötü sonuçlara da yol açar.
Peygamberimiz(sav) de; “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” sözleriyle insanları uyarmakta ve "Din kolaydır. Kimse dine karşı şedid olamaz. Zira dine mağlub düşer. (Yani dinin kolaylığına intibak etmeli. Sıkı tutayım diyen aciz kalır.) Hattı hareketinizi doğrultun, (hududa) yakın olun." (RamuzEl-Hadis, 1. Cilt, s.98) hadisiyle de Rabbimiz’in sınırlarını aşmamayı hatırlatmaktadır.
Bediüzzaman Said Nursi de bu konuyu şu ifadelerle açıklamıştır:
"Küfür yolunda yürümek, buzlar üzerinde yürümekten daha zahmetli ve daha tehlikelidir. İman yolu ise, suda, havada, ziyada yürümek ve yüzmek gibi pek kolay ve zahmetsizdir." (Mesnevi-i Nuriye s.71)
Ayrıca Şualar isimli eserinde insanların samimiyetle dini yaşamaları halinde kolay ve güzel bir yaşama sahip olacaklarını şu sözlerle ifade etmiştir:
“İman ve tevhid yolu, gayet kısa ve doğru ve müstakim ve kolaydır. Ve küfür ve inkâr yolları gayet uzun ve müşkilâtlı ve tehlikelidir. Demek bu istikametli ve hikmetli ve herşeyde en kısa ve kolay yolda sevkedilen bu kâinatta, elbette şirk ve küfrün hakikatları olamaz ve îman ve tevhidin hakikatları, bu kâinata güneş gibi lâzım ve vâcibdir. Hem ahlâk-ı insaniyede en rahat, en faydalı, en kısa, en selâmetli yol ise sırat-ı müstakimde, istikamettedir.” (Şualar Sf.490)
Kur’an tüm insanlığa aydınlığı, estetiği ve güzelliği anlatır. Ancak karanlık zihniyetli cahiliye insanı ortaya adeta bir kabus tablosu çıkarır. Kendi kafasındaki ve ruhundaki karanlığı anlatır bu kişi, o din değildir. Gerçek din pırıl pırıl aydınlıktır, huzur ve ferahlıktır. Samimi müminler için kesintisiz bir mutluluk ve huzurla dolu olan Allah’ın aydınlık ve dosdoğru yolu, yaşamlarından sonsuz ahirete uzanır.
Allah’a iman edip ona sımsıkı sarılanları ise (Allah), kendisinden bir rahmet ve lütfa kavuşturacak ve onları kendisine varan doğru bir yola iletecektir. (Nisa Suresi, 175)
YORUMLAR
Başbakanın,maden faciasıyla ilgili ''kader'' açıklaması ve bu açıklamaya tepki gösterilmemesi gösteriyor ki,bizim insanımız çoğu şeyi yanlış anladığı gibi,dini de yanlış anlamış.Dini,ruhani bir eylem olarak görmeyip,boyun eğilecek bir güç olarak görmek,zihin olarak cahiliye devrinde yaşamaktan farksızdır.