BAKİRE KADINLAR ,KADIN BAKİRELER
Meydanda davullar vuruluyor , horunlar tepiliyor , sofralar kurulmuş şenlik var , düğün var. Saatler ilerliyor Güneş , Aya bırakıyor yerini . Gün güne bırakıyor yerine . Gelin odasına götürülüyor ardından büyük şamata ile damat gerdeğe sokuluyor.
Her iki ailede merakla ve sabırla beklemeye başlıyor tüfekler elde gelinin berakereti, bu tüfeklerle ilan edilecek . Saatler geçiyor Güneş ışımaya başlıyor Ay onu izliyor simsiyah gece parlak güne bırakıyor yerini . Ancak tüfeklerin dumanı tütmemişti o saate kadar sessizlik öfkeye dönüşmeye başlamıştı …
Türkiye’nin gerçeği diyerek içimize sindiremesekte sessiz kaldığımız görmezden geldiğimiz konu gündemindedir köyün o saatten sonra. “TÖRE CİNAYETLERİ “
Bir yanda çocuk denecek yaşta genç bir kadın ki; en okumuşu ilkokuldan sonra okula gönderilmeyen ve kendinden çok büyük bir adamla genellikle de imam nikahı ile evlendirilen diğer yanda yaşını başını almış aile büyükleri erkekler. O kadının tek suçu yaradanın her kişiyi aynı yaratmaması, esnek zarı olması ve
İlk gecede kanama olmaması !
Aile şerefini ayaklar altına alması !
Toplumsal değerlere karşı gelmesi !
O çocuk yaşta ki genç kadın tüm masumiyetine karşın, aile meclisi kararıyla genellikle cezası az olsun düşüncesiyle ailenin erkeklerinden en genci tarafından yaşamına son nokta konulur .
Diğer yanda aynı yörede yaşayan genç kızlar vardır. Okumuştur ailesinin gurur duyduğu hanım hanımcık iş hayatında başarılı evi ile işi arasında yaşamını sürdüren bir türlü hayırlı kısmeti çıkmadığından evde kalma sınırında yolun yarısına gelmiş. Bu genç kızlar zaman zaman yaşadıkları şehrin dışına çıkarlar. İş seyahati de olabilir bu gezi iş seyahati adı altında tatil de, yada ailenin tanıdığı bir arkadaşının nişanı , düğünü gibi mutlu gününe katılmakta olabilir.
Bu genç kızlar genellikle kimseyi rahatsız etmek istemediklerinden bir tanıdığın evinde değil de nedense yıldızla sınıflandırılan otelde konaklar. Bu oteller de kalanlardan nikah cüzdanı sorulmaz nedense misafiriniz geldiğinde o gece sizinle kalabilir fazla önemsemezler…
Ve genç kızımızın kaldığı süre içinde karşı cinsten arkadaşlar gelir ziyaretine gün ışığında halen odadadır. Aynı yatağı paylaşırlar, tenlerin ısısı birleşir, terleri karışır birbirine, gökyüzünün en üst noktalarına çıkılır, dağların zirvesine de , günün ilk ışıklarıyla yeryüzüne, ovaya inilir…
Bir seyahatte değişik 3-4 arkadaşıyla bu birlikteliği yaşasa da genç kızımız.
Zar sağlamdır, ilk gece kanama olacaktır, ailenin şerefi göklerdedir, toplumsal değerlere karşı gelmemiştir.
BAKİREDİR !
Hayatına giren yatağını paylaştığı karşı cinsten arkadaşının sayısını karıştırsa da, hatta Ünlü bir gazeteci büyüğümüzün bir söyleşisinde “ Bakire bir sevgilim vardı 1 sene birlikte yaşadık, çok istemesine karşın bozmadım ayrıldığımızda bakire idi” dediği gibi yaşamı da olsa .
AİLE KIZIDIR, NAMUSLUDUR, BAKİREDİR genç kızımız!
Vicdanın rahat mı BAKİRE KADINIM ?
Günün birinde nikâhlandığında kocanın yatağına girdiğinde tüm öğrendiğin aşk oyunlarını unutabilecek misin BAKİRE KADINIM?
Topluma ve ailene karşı dürüst olduğunu düşünüyor musun BAKİRE KADINIM ?
Kendini namuslu , dürüst , aile kızı olarak kabul ediyor musun BAKİRE KADINIM?
GERÇEKTE SEN KOCAMAN BİR YALANCISIN BAKİRE KADIN !
Dürüst, namuslu, yaşamı tanıma fırsatı tanınmayan KADIN BAKİRE!
ALLAH RAHMET EYLESİN, MEKANIN CENNET OLSUN KADIN BAKİRE!
e. funda deniz
YORUMLAR
Saygın Funda Hanım
Yüreğinize ve emeğinize sağlık… Farklılıkların dillendirmesinde… Güzellikli bir yazı
ve
Her zaman “EN” düşün değerlendirmeleri bilinçsiz, kültürsüz ve eğitilmemiş toplumların en büyük handikabıdır.
Özetle bu ülke yaşam koşullarındaki genel anlayışta söylemleriyle eylemleri örtüşmeyen, kendisine yapılmak istemediğini başkasına yapan insan toplulukları yöre, çadır ve ümmetçilik anlayışlarından karşıdakinin de kendisi kadar insan olduğu eşitlikçi düşünlerlerle aşılacağına inanıyorum. Dileğim 21 yy gereklerinin ortak akılıyla çağdaş özgür bir emek duygu ve yaşam sevdası yoğun toplumda her bireyin eşitlikçi saygınlıkla yaşamasıdır.
Saygılarımla
erkek bakir, bakir erkek.........buna ne zaman sıra gelecek bunu ne zaman konuşmaya başlayacagız.acaba hangisi daha namuslu....ben artık buna sıra gelsın istiiyorum.
insana cinsiyet penceresınden bakılınca ınsani boyutu ıskalanıyor konunun.
saygılarımla.teşekkürler.
e.funda
Siz ne diyorsunuz ?
Bakir Erkek olurmu hiç ?
Erkek adam reşit olmadan ...
Erkek ve kadın cinsiyetinin tezatlarından biride bu konudur , ancak geleneklerede saygılı olmalıyız ; saygınlığımız yitirmeden , kişiliğimizden taviz vermeden
Teşekkürlerim ve saygılarımla
yanızı büyük bir dikkatle okudum.... ne kadar haklısınız... maalesef toplumuzun kanayan yarası bu...
namusu bacak arasında arayanlar...
kadın bakireler ve bakire kadınlar...
kutluyorum ben bu cesur kalemi ve alkışlayarak ayrılıyorum sayfadan... sevgilerimle...
e.funda
okudum okudum ve sustum düşünceye daldım ,neydi namus bacak arasımı ,beyinde oluşan bir olgumu ,yoksa yürekte saklanan bir gün yaşayan kelebek miydi namus ...namus töreydi, namus onurdu, namus şerefdi ,namus haysiyetti,namus herşeydi de ama! namusun kendisi namussuzdu be.yazıyı okurken Zülfü Livanelinin Mutluluk kitabı geldi aklıma okuyanlar bilir meryemin hikayesini .
Doguda töre ,Batıda özgürlükmüdür ? namus ,sahi namusun rengi ne renk KIRMIZIMI ,bacak aralarında kırmızı rengi saklayıp yüreklerinde fahişe olanların rengi ne renk acaba.! onlarınkidemi kırmızı acaba !
Fahişe gönüllerin bacak arasında sakladığı kırmızının siyahında namus-suz
saygımla güzel ve bir okadar da düşündüren bir yazı okutunuz bize E.funda
jasmina...
e.funda
Saygılarımla
acımasız coğrafyanın değişmeyen yazgısı...... şuçlu kadın...... erkeğe suç yakışmazki....erkek hegemonyasının üst düzey gösterisi.....töreler ...... örf ve adetler....değişmez değiştirilmesi teklif dahi edilemez....bu zamanda bu kafa...... vah ....ki.... vah.....yazacak kalem ...... devamlı yazacak..... korkmayacak....susmayacak....bu güzel yazı gibi..... kutluyorum cesur kaleminizi..... saygılar
e.funda
sağlıcakla kalın
Bir yazgı mıdır yaşam?
Bireyi yalnızlığa iten, bunca çarpık bir düzenin dişleri arasında öğüten, ufalayan, darmadağın eden...
Yoksulluğun hiç farkına varmadan, sabah akşam Tanrı’ya şükreden, tek odalı derme çatma kerpiç damda yaşam süren, bile bile zehirli mantar yiyip ölen...
Kıvrım kıvrım sözcük örtülerini hiç kaldırmayan, düşünmeyen... Okumayan, yazmayan, avuçlarında umut çiçeklerini saklayamayan.
Ilık bir gülüşü, parlayan bir yıldızı hiç özlemeyen... Duygusallığın derinliğine inemeyen... Bir yaşamı harmanlamayan.
Âşık olmayan, sevmeyen, sevilmeyen!
Lekesiz kanatlarıyla havalanan, kırmızı kiremitli evlerin çatılarına konan kuşlarla bir öğle vakti konuşmayan, sevdanın dilini onlara öğretmeyen.
Hiçbir zaman şiir okumayan, “ben şiir sevmem” diyen....
Esnekse öldün !! değilse kurtuldun.Ben böyle düzenin .... Deliriyorum adete şu konuya.Kadının ya da en doğrusu kızın suçu günahı ne ?
Nedir bu kadınların çekisi.Yıllar önce yeşilcamda bir film izlemiştim.Ağa oğlu köyün güzel kızı ile evlenir ancak gerdek gecesi başarısız olduğu için suçu kızın üzerine atardı.Ve kız öldürüldü.Kızın eski sevdiği ise mezarı kazıp kızı çıkarır,,bekaret testi yaptırır ve bakire olduğunu ispat ederdi.
Kadınlarımızın çekisi bu.Kadının mahreminden töre kanunları yazılyor.Daha ne diyebilirim ki.Sözün bittiği yer.Duyarlı yüreğe sonsuz teşekkürler.ERen.
e.funda
sağlıcakla kalın
Funda, galiba hepimiz aynı hatayı yapıyoruz:Yaşanan ve yaşanmakta olan olumsuzlukları eleştir, sana ters gelen şeylere söv, isyan et; onların senden olmadıklarını, onlar gibi düşünmediğini haykır ve rahatla. Ta ki aynı veya benzer bir sorun yaşanıncaya kadar...Bu kısır döngü insan düşünmeye ve muhakeme etmeye başladığından beri var. Malumun ilamı işe yaramaz, artık sorunu yaratan kaynağı tartışmakgerek.Yaklaşık 2000 yıldır millet tanımına girecek biçimde toplu halde yaşıyoruz. Ana eksiğimiz tartışmamamız, beyin fırtınası yapmamamız; düşüncelerimizi sonraki nesillere aktarmamamız. Felsefe yüce ya da ulaşılamaz fikirler kalesi değildir.Felsefe düşünmek ve düşündüklerini diğer insanlarla ve gelecek nesille paylaşmaktır.Tartışmak ve doğruya ulaşmaktır felsefe; önyargısız, acımasız ve kırmadan. Geç kaldık mı? Evet, ama bir yerden de başlamak gerek gelecek nesiller kurtulsun diye. Önyargısız ve acımadan; ama sövmeden, ötekileştirmeden...Tartıştığın için sağol...
e.funda
Yüreklendiren eleştiriniz için teşekkür ederim .
Sağlıcakla kalın