- 602 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
IHLAMUR YAPRAĞI (19)
Babası, bu talihsiz cümleleri sarfederken; Neşe çok mani olmaya çalışmış fakat başaramamıştı.
Babasının gözlerinin içine yalvarır halde;
- Yapma baba, sebepsiz yere üzdün hepimizi, Onur’un hiçbir suçu yoktu ki, ne kadar acımasızca konuştun baba!
diyerek gözyaşları arasında odasına doğru koştuğunda annesinin yüreği için için yanmıştı. Sinirlerine hakim olamıyordu Sinem Hanım ve titreyen ellerini belinin üzerine koyarak konuşmaya başladı eşiyle;
-Bugün kızımız büyük bir sınava girdi ve sen gereksiz kaprislerinle burnumuzdan getirdin, şimdi mutlu musun? Söyle lütfen!..
- Bana bak! Ben dünyanın parasını ödedim bu dershanelere. Eğer bu muhabbetlerine yeşil ışık yaksaydım onlar aşk meşk davasından sınava konsantre bile olamazlardı. Ben doğru olanı yaptım hem sorunlu bir çocukla kızım arkadaşlık edemez benim anladın mı?
Hasan Bey sonra eli ile çenesini ovuşturarak pencere kenarına doğru gitti ve;
- Sırf sınav öncesi stres yaşamayın diye “atamamı bile size söylemedim” neler yaşadığımı bir ben biliyorum bir de Allah!
- Ne diyorsun sen! Anlamadım ne ataması bu?!
- Bankaya yakın zaman önce başlayan bir yeni yetme; beni üst makama şikayet etmiş. Meğer sırtını dayadığı adamlar varmış nereden bilebilirdim bana bunu yapacaklarını sonuç ise ortada…
Sinem hanımın bastığı zemin ayağının altından kayıyor gibi oldu ve sandalyenin kenarından zor tutunarak anca yerine oturabildi. Dermansız bir sesle;
- Peki nereye çıktı bu atama ve ne zaman başlaman gerekiyor?
- Denizli’nin bir ilçesi küçük bir yermiş. Size hissettirmedim ilk düşüncem emeklilik dilekçemi vermekti ama onların ekmeğine yağ sürmek olurdu. Yıllık iznimi aldım bir de meyil sürem var. Neşe’nin sınavının bitmesini bekledim söylemek için.. Toparlanırız yavaş yavaş…
- Peki Neşe üniversiteyi kazanırsa ne olacak?
- Ona göre kodlayacak canım, Pamukkale Üniversitesine falan girer…
Tam o sırada Neşe odasından çıktı ve lafın üzerine geldi.. Gözleri yuvasından fırlayacak gibi bakarak;
- Ne diyorsunuz siz yahu… Kim gidiyormuş Pamukkale Üniversitesine?
diye meraklı bakışlarla anne ve babasına gözünü dikti.
Hasan Bey;
- Sen şimdi git, elini yüzünü yıka tamam mı? Sonra anlatırım ben sana..
Neşe kafasını sağa sola çevirirken derin bir of çekti ve;
- Ben çocuk değilim bana da danışın bir şeylere karar verirken bir zahmet!
Hasan Bey
- Bana cevap verme yoksa kötü yaparım seni anladın mı? diye kükredi.
Sinem Hanım Neşe’nin kolundan incitmeden tutarak doğru odasına götürdü ve tüm olanlardan kendisinin de şimdi haberdar olduğunu ve çok üzüldüğünü ifade etti. Bir yandan anlatıyor bir yandan karşılıklı ağlıyorlardı başlarına gelenler için..
Neşe annesine sarılmış kara kara düşünüyor ve durum muhakemesi yapıyordu.
- Bankadaki elemanlar zafer çığlıkları atıyorlardır şimdi.. Biz ise bu savaşın esirleri.. Mazlumların ahını alan babam, aheste aheste çekenler de ben, annem bir de hiçbir günahı olmayan Onur’um..
DEVAM EDECEK
Aysel AKSÜMER
04.06.2010
..
YORUMLAR
Çok güzeldi yine anlatımın Ayselciğim yaşattın yine .tebrik ederim.
Sevgimle .Hayırlı cumalar.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
işyerinde de aynı bu adam anlaşıldı ve hatalarının ceremsini kızı ile eşi çekecek... ne fena... çok güzel devam ediyor... bakalım neler olacak... sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
yine çok sade duru ve akıcı fakat öykü açıldıkça açılıyor zor olmayacak mı aysel hanım karekterlerin hepsini finale taşımak. roman olsa ana olayların yanında bir kaç yan olay da olur rahat rahat. fakat öykü de bu biraz zor gibi. ama siz iyi gidiyorsunuz. vardır biir bildiğiniz elbet.
keyifle okuyoruz. kolay gelsin.
Aysel AKSÜMER
Öykü değişik mecralara yol alıyor, kolay gelsin, sevgilerimle devamını bekliyorum.