- 663 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
KÜSKÜN BEGONVİL (6)
Aydınlık bekleme salonuna geldiklerinde Zeynep Arda’nın yanına oturdu. Sehpanın
üzerindeki dergileri karıştırmaya başladı. Arda elindeki bir yat dergisinin içine dalmıştı
çoktan. Keyifle resimlere bakıyordu.
Zeynep’in elindeki ise, anne bebek dergisi idi. Derginin sayfalarını karıştırırken Arda’nın
bebekliği geldi aklına.
Sonra hamileliği… Çok rahat bir hamilelik geçirmişti. Ne sabah bulantısı ne kusmalar ne
aşerme. Kemal habire sorup dururdu:
-Aşkım canın bir şey çekiyor mu? Diye.
- Hayır derdi, vallahi bir şey istemiyorum. Her şey çok iştah açıcı geliyor gözüme.
Bu yüzden olmalı ki dokuzuncu ayın sonunda tamamen bir dubaya dönmüştü. Elli üç kilo ile
hamile kalmış sezaryene girdiğinde ise tam yetmiş beş kilo idi. Aslında normal doğum
taraftarıydı ama Arda normal yollardan gelmek istememişti anlaşılan. Son haftaya kadar bir
türlü doğum pozisyonunu alamadı. Doktoru son kontrolünde büyük bir ihtimalle sezaryen
yapacağız demişti. Dediği gibi de oldu. Daha doğuma üç hafta vardı. O gece Zeynep
sürekli banyo ile yatağı arasında mekik dokumuştu. Sabah içindeki baskıya, bir de bel
ağrısı eklenmişti.
Sızlanmayı sevmezdi pek Zeynep. Bunun için ne Kemal’i uyandırdı ne de sabah onu işe yolcu
ederken sancısından bahsetti. Kemal fark eder gibi oldu ama Zeynep :
-Yok aşkım, yaramazlık yapıyor sadece Arda’mız. Daha aramıza katılmasına üç hafta var.
-Vallahi hiç içim rahat değil. Bak istersen şu Aydın işini iptal edeyim.
- Aaa yok bir şeyim dedim. Sen işinden olma. Hem merak etme bir şey olursa annemleri
ararım. Babam evde, götürür beni hemen, tamam mı?
- Valla aklım sende gidiyorum haberin olsun. Telefonunu yanından ayırma. Dakika başı
ararım ben seni…
- Tamam aşkım…
Kemal evden çıktıktan sonra hem belinde hem kasıklarında aynı anda beliren şiddetli bir
sancıyla Zeynep sarsıldı. Hemen arkasından bacaklarının arasından sızan sıvı ile ne
yapacağını bilmez halde telefona koştu.
Tuşları zorla çevirerek:
-Anne! Anneeee… Bebek geliyor!
- Zeynepppp! Bekle kızım hemen geliyoruz.
Zeynep’in annesi telaş içinde kocasının yanına gitti:
-Bey bey çabuk arabayı çıkar garajdan Zeynep sancılanmış.
-Ne diyorsun hanım daha üç haftası yok muydu?
-Yahu bey ne diyorsam onu yap sen. Kızın suyu falan gelmiş. Bebek ters, hemen hastaneye
yetiştirmeliyiz. İkisinin de hayatı tehlikede, hadi hadi!
DEVAM EDECEK
YORUMLAR
Hicran Aydın Akçakaya
Hicran Aydın Akçakaya
Çok severek ve ilgi ile okuyorum. Çok güzel anlatıyorsun canım benim.. Sevgilerimi sunuyorum.
Hicran Aydın Akçakaya
çok güzel anlatım
sağlam kalem, ama bizi de merakta bırakmaya kararlı galiba...
kutladım hicran kardeş...
her dem saygımla.
Hicran Aydın Akçakaya
KAHROLSUN İSRAİL
KAHROLSUN İSRAİL
KAHROLSUN İSRAİL
KAHROLSUN İSRAİL
KAHROLSUN İSRAİL
KAHROLSUN İSRAİL
destek verin heryere yazalım
LÜTFEN TEPKİSİZ KALMAYIN!!!!!
Hicran Aydın Akçakaya
KAHROLSUN İSRAİL
KAHROLSUN İSRAİL
KAHROLSUN İSRAİL
KAHROLSUN İSRAİL
KAHROLSUN İSRAİL
Merhaba,
Ne güzel,içten,doğal,akıcı bir anlatım..
Şiirlerin gibi öykün de çok başarılı sevgili arkadaşım,
Kutluyorum sizi,Merakla bir sonraki bölümü bekliyorum.
Sevgiler.