10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
704
Okunma

Neşenin babası Hasan bey, yüzüne sert bir ifade veren kalın gür kaşlarının altına gizlediği keskin siyah bakışlarını, burnunun ucuna dayadığı gözlükle tamamlıyordu. Mütemadiyen, günlük gazetelerin ekonomi sayfalarını dikkatlice okuyor ve her hafta sonu evde olmanın keyfini çıkartıyordu. Bir yandan kahvesini yudumlarken diğer taraftan eşi Sinem hanıma sesleniyordu;
- Kim bu Neşe’nin arkadaşı?
Sinem hanım ıslak olan ellerini bir havlu yardımıyla kurular vaziyette içeri girdi ve;
- Dershaneden arkadaşıymış, üç gündür okula gidememiş de, Neşe’den ders notlarını almaya gelmiş.
Hasan Bey sinirli bir şekilde gözlüklerini eliyle burnuna doğru indirerek;
- Başka kız mı kalmamış koca sınıfta da bizim kızı bulmuş?..
Sinem hanım bu konuşmanın uzayacağını tahmin ederek karşısındaki koltuğa oturmuş , hararetle konuşmaya başlamışlardı:
- Bak bey, garibin hiç kimsesi yokmuş, yapayalnızmış, bir annesi varmış onun da psikolojisi bozukmuş atmış balkondan kendini ve ölmüş, dolayısıyla devamsızlık yapmış çocuk!..
- Garipse garip, yalnızsa yalnız ben Başıboş Köpekleri Koruma Derneği başkanı mıyım da acıyacağım. Bak, hala sokaklarda sahipsiz köpekler var onları bile doğru dürüst koruyan yok.. Size mi kaldı elin oğlunu korumak?
Sinem Hanımın esmer teni kızarmaya başlamış ve simsiyah gözleri, fal taşı gibi açılmıştı. Hafifce sesini yükselterek:
- Bak günaha giriyorsun Allahın aşkına yapma böyle! Ne hayvan ne de insan sevgisi kaldı sende! Gittikçe değişiyorsun, tanımakta güçlük çekiyorum artık! der demez, Hasan Bey koltuktan ayağa fırladı ve ellerini yukarı doğru açarak;
- Ey Allahım ben ne günah işledim de karşıma bunları çıkardın?
Sinem Hanım:
- Biraz sakinleş lütfen... Çocuk geldi ve gitti. Şimdi Neşe de içeri girer. Olayları, gelir gider tablosuna dönüştürüyorsun hemen muhasebe yapıyorsun.
- Ben muhasebe yapmam ben yöneticiyim koskoca bankanın müdürlüğünü yapıyorum. Ayrıca ince ayrıntılara girmem önüme belgeleri koyarlar ben de imzamı atarım.
Kısa bir sessizliğin ardından Sinem Hanım;
- Yeter ama.. Burası işyerin değil, kızın ve ben de elemanların değiliz. Sana sadece insanca durumun izahını yapıyorum. Beni üzüyorsun.
Hasan Bey iyice kabalaşmaya başlamış ve tepeden bir bakışla;
- Ama kızının dershane parası yatırılınca, efendime söyleyeyim eve öte beri almaya gelince işler değişiyor o zaman patron olarak görüyorsunuz. Yalan de hadi... Bak susuyorsun çünkü haksızsın. Hem senin dilin bu aralar çok uzadı. Biraz kapat çeneni! Son sözümü söylüyorum bu kız üniversite sınavına girecek, böyle bunalımlı ananın depresyona girmiş çocuğuyla arkadaşlığını ilerletir de kazanamazsa; ben burnunuzdan fitil fitil getiririm.
Sinem hanım, kendini sıkmış sıkmış; sonunda dayanamış hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Tam o esnada kapı sesi duyuldu. Neşe, içeri girince şaşkın bir halde:
- Ne oldu burada böyle? Niçin kavga ediyorsunuz? diye sordu.
DEVAM EDECEK
Aysel AKSÜMER
31.05.2010