- 641 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
KÜSKÜN BEGONVİL(3)
Kemal aşkla sarıldı karısına. Ensesine, o en sevdiği minik benin üzerine ateşli bir öpücük
kondurdu. Kollarını karısının incecik beline doladı.
-Aşığım ben sana aşığım…
Zeynep kocasına doğru döndü o da Kemal’ in boynuna doladı kollarını, dudakları aşkla
birleşti ama hemen toparlandı Zeynep:
-Çılgınsın sen, hadi gel çaylarımız soğumadan kahvaltımızı yapalım. Ardaaa hadi bir tanem
sen de gel, bak bugün bu tabaktakiler bitecek, yoksa külahları değişiriz ona göre…
Üçü de neşe içinde oturdular masaya…
-Kemal ben bugün Engin Bey’i bir göreyim diyorum canım. Bir kaç haftadır bir yorgunluk
bir halsizlik anlamıyorum, sabahları külçe gibiyim.
-Neden daha önce söylemedin Zeynep? Kahvaltıdan sonra beraber gideriz olur mu ?
-Yok aşkım sen uyu dinlen ben Arda’yı da alıp çıkacağım. Önemli bir şey olduğunu
düşünmüyorum zaten birkaç vitamin takviyesi ile toparlanırım merak etme. Sonra da
anneme uğramayı düşünüyorum.
-Tamam güzelim. Ben de akşama oraya gelirim birlikte yemek yer, sizi eve bırakır, tekrar
çıkarım. Engin Bey’ e selam söyle ve beni haberdar et olur mu fıstık? Merakta bırakma.
Neşeli kahvaltıdan sonra Kemal duşunu alıp kendini yatağın şefkatli kollarına bıraktı. O
kadar yorgundu ki hemen derin bir uykuya daldı. Zeynep mutfağı toparlarken Arda’ya
seslendi:
-Arda hadi oğlum sen de bir an önce giyin çıkalım.
Bulaşıkları makineye yerleştirip, tezgahı temizledikten sonra odaya girdi. Kemal’i çoktan
uyumuştu. Aşkla seyretti bu sevdiği adamı. Herkese, her şeye kulak tıkamış onun
sevgisine karşılık vermişti. Bu evlilik sürmez diyenlere inat 5 yıldır gayet mutlu gidiyordu
evlilikleri. Şıpsevdi dedikleri Kemal hala aşıktı ona. Dedikleri olmamıştı işte. Kemal’in aşkı
artarak devam ediyordu.
Dolabı tıka basa elbise doluydu ama Zeynep gene o vazgeçemediği kotunu giydi, üzerine
şilebezi bluzunu. Saçlarını arkasında topladı, makyaj yapmayı sevmiyordu, hele yaz
mevsiminde. Dudaklarına hafif bir parlatıcı sürdü, birkaç fırça darbesi ile kirpiklerini
belirginleştirdi… Tamam işte hazırdı. Şöyle aynada izledi kendini. Güzel kadındı, ince uzun
boylu, koyu kestane saçları, yeşile çalan ela gözleri ve harika gülümsemesi ile göz
dolduruyordu.
- Anne ben hazırım. Arabamı da alabilir miyim? Dedemle bahçede oynarız. Bana
söz vermişti.
- Tamam al canım . Hadi çıkalım artık.
DEVAM EDECEK
YORUMLAR
ÇOK GÜZELYA NEGÜZEL MUTLU BİR AİLE TABLOSU HERKEZE İNAT GÜZEL BİR SEVGİ TABLOSU HELAL OLSUN İNŞALLAH SONUDA BÖYLE GİDER DUR BAKEM OKUYAYIM HELE YÜREĞİNE SAĞLIK BİTANEM HARİKAYDI
Hicran Aydın Akçakaya
geç kaldım okumak ta af dilerim kardeşim
geç kaldım ama nerdeyse okumasaydım diyeceğim....
hayırlısı ile sıra okumadığım bölümlerde.
Hicran Aydın Akçakaya
Ah.. Hicarn hanım, ben Kemal derken acaba Zeynep'te mi bir hastalık çıkacak?
Öykülerimiz de bizden birer parça oluyorlar değil mi? Onlar için üzülür ve merakla bekler olduk...
Bakalım gelecek bölümler neler gösterecek...
Sevgilerimle
Hicran Aydın Akçakaya
Hicran Aydın Akçakaya
ben sondan başladım sanırım..başa doğru giderim artık :=)
diyaloglar harikaydı..öykü de öyle..
kutlarım dost..
sevgim ve saygımla..
Hicran Aydın Akçakaya
tşkler sevgi ve saygılarımla...
Çok güzel bir anlatım, sıcak konuşmalar ve ortam, büyüleyici bir atmosfer vardı satırlarda, bir solukta okudum. Zeynep'i merak ettim artık diğer bölüme heyecanımı saklayacağım. Tebrik ediyorum çok güzel gidiyor.. Sevgilerimle...
Hicran Aydın Akçakaya
tşk ederim sevgilerimle...