- 597 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CHP' DE YENİ YOL HARİTASI NE OLMALIDIR ?
CHP’DE YENİ YOL HARİTASI
NE OLMALIDIR ?
Dr. Sadık Özen
CHP Kongresini başından sonuna kadar izledim. Bu denli coşkulu bir kongreyi bu güne kadar görmemiş olduğumu söyleyebilirim. Son derecede güzel, başarılı ve düzeyli bir kongre oldu. Gerek, Genel Başkanlığa seçilen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu, gerekse Cumhuriyet Halk Partisi’ni yürekten kutluyor ve bu başarının devamını diliyorum.
Kılıçdaroğlu; giyimi-kuşamı, alçakgönüllü hal ve hareketleri, değindiği konular, konuşmasında kullandığı sözcükler, vücut dili, emekli, işçi, çiftçi, esnaf ve fakir hakla gönderdiği mesajlarla gerçek bir halkçı genel başkan görünümü verdi.
CHP ve ülkemiz için, bu olumlu ve umut verici bir yeniliktir. Birçok kişi tarafından, birçok defa ifade edildiği gibi bu bir iktidara yürüyüş hareketidir. Hayırlı ve uğurlu olsun.
Ancak mesele sadece Genel Başkan değişikliği ile bitmiyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa seçilmesi kadar önemli konu, Parti Meclisi ve MKYK üyeleri ile Yürütme Kurulu’nun seçimidir.
Değişim hareketi ne yazık ki bir olumsuzlukla başlamıştır. Bu olumsuzluk; bu hareketi yönetenlerin başında eskiden beri eleştirilen ve partinin başında çöreklenmiş olan statükocu zümrenin olmasıdır. Gerçek bir yenilikçi hareketin başında bu zevat olmamalıydı. Veya en azından yeni teşkil edilen parti meclisinde görev almama özveri ve basiretini gösterebilmiş olmalılardı. Ama ne yazık ki, ülkemizde çıkar ilişkileri her zaman ön planda olmuştur.
Etrafıma kötümserlik aşılama gibi bir niyetim yok. Ancak, kapalı kapılar ardında konuşulan şeylerin, açıkça dile getirilmesinde bir sakınca olmadığını düşünüyorum. Meseleye bu açıdan bakıldığında Sayın Kılıçdaroğlu’nun işi zor görünüyor. Dilerim sahip olduğu cesur, dürüst ve kararlı kişiliği ile bu zorluğu aşar.
Kılıçdaroğlu’nun gelmesiyle toplumda yeni umutlar yeşermiştir. Özellikle, Atatürkçü, ulusalcı ve laiklik ilkelerine sahip CHP’nin; Kılıçdaroğlu kimliğindeki bir vatandaşını partisinin en yüksek makamına taşıması, ilkelerine bağlılığındaki samimiyetin çok belirgin bir göstergesi olmuştur. Bu durum, bu yönüyle de fevkalade olumludur. Ancak sahip olunan nitelikler T.C vatandaşı olmanın gereği olarak değerlendirilmeli ve herhangi bir pozitif ayrımcılık olarak değerlendirilme yoluna gidilmemelidir. Bu konuya gereken dikkatin gösterileceğine inanıyorum.
Kılıçdaroğlu ile başlayan bu hareketten beklenenler nelerdir? Şimdi kısaca bunların üzerinde duralım.
Yıllardan beri CHP içinde parti içi demokrasinin olmadığından yakınılmakta ve bu konuda yoğun eleştirilerde bulunulmaktaydı. Adeta partinin kapısı, bu partiye gönül vermiş insanlara kapatılmıştı ve sadece oylarını almak üzere bir tutum izleniyordu. Aslında bu durum diğer tüm partiler için de geçerliydi. CHP, ülkemize demokrasiyi ve çok partili hayatı getirmiş olan bir parti olarak böyle bir tutum ona hiç yakışmıyordu. Dolayısıyla gerek partililer, gerekse kamuoyu tarafından beklenen ilk şey bu olumsuzluğun ortadan kaldırılmasıdır. CHP bir kitle partisidir ve partinin başındaki statükocu birkaç kişi tarafından yönetilmeyi hak etmiyor.
Gelişen olağanüstü koşullar ve zaman darlığı nedeniyle, bu konunun bu kadar kısa bir süreçte kökünden halledilmesi düşünülemez. Önemli olan, böyle bir yola girileceğini gösteren ilk adımların atılmasıdır. Parti meclisinde yapılacak değişiklikler ilerisi için güvence verecek bir başlangıç olmalıdır.
Esasen, yeni yönetimden beklenen, aynı değer ve önemdeki bir girişim de parti organlarının yenilenmesi ve Cumhuriyet ilkelerine gönül vermiş genç kuşak partililerin yönetimde yer almalarına fırsat verilmesidir. Kadınlara partide daha çok yer verilmesi konusunda da aynı yolun izlenmesi gerektiği kanısındayım. Geçen demokratik mücadele sürecinde kendilerini kanıtlamış ve temayüz etmiş isimlere, onların başvuruları olmaksızın, parti tarafından teklif götürülmesi uygun olacaktır. Gelişimi, yeni yönetim listesinin açıklanmasıyla göreceğiz.
Bu arada, Sayın Kılıçdaroğlu’na yol gösterenler arasında, onu yanlış yönlendirmeye çalışanların da olduğu görülüyor. Ünlü bazı bilim adamları ve gazeteciler; Baykal döneminde, Cumhuriyetin ilanı sırasında konulan temel ilkelerin günümüze kadar geçen süreçte, ödün verilmeksizin katı bir şekilde uygulandığı eleştirilerek, yeni yönetimin bu konularda daha taviz kar davranması şeklinde telkinlerde bulunulmaya çalışıldığı gözleniyor.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu tür telkinlere kulak vermesi ve ilkelerinde değişiklik yapması beklenemez. Zira o tam bir cumhuriyetçidir ve böyle bir şey kendisine destekte bulunanları aldatması ve kendi kendini inkâr etmesi anlamına gelir.
Burada ismini verme gereği duymadığım bir bilim adamı, “Altıok” içinde yer alan “Milliyetçilik” okunun, etnik milliyetçilik anlamına geldiğini ve bu okun artık CHP’nin ilkeleri arasından ve ambleminden çıkarılması gerektiği hakkında görüş bildiriyor. Oysa CHP’nin ilkeleri arasında yer alan milliyetçilik ilkesi hiçbir zaman etnik bir anlam taşımamakta olup, böyle düşünmek büyük bir gaflettir.
Devletimiz, her türlü etnik köken ve inanç ayrılığını içinde barındıran, bir “Ulus Devlet” ilkesi ve “Üniter Devlet yapısı” mantığını korunmak üzere kurulmuştur. Bütün vatandaşlarımız eşit olarak aynı haklara sahip kılınmış ve hepsi “Birinci sınıf vatandaş” kabul edilmiştir. Hiç kimseye pozitif veya negatif ayrımcılık söz konusu olamaz. Ancak, etnik köken veya inanç değerlerine bağlı olmayarak, bazı yörelerimizde, geçmiş yıllardan günümüze kadar uzanan bir “Geri kalmışlık” ve “Mahrumiyet” in söz konusu olduğu bir gerçektir.
Bunları ortadan kaldırmak ve vatandaşlar arasında eşitliği sağlamak T.C Hükümetleri’nin en başta gelen vazifelerindendir. Nitekim Sayın Kılıçdaroğlu ilk yaptığı konuşmasında, iktidara geldiğinde, bu konuda yapılması gerekenleri öncelikle ele alacağını ve mayınlı sahalardan temizlenen arazilerin vatandaşlara dağıtılacağını beyan etmiş bulunuyor. Türk Halkı, bütünüyle, devletimizin üniter yapısı bozulmadan mağdur durumdaki vatandaşlarımıza katkı sağlayacak ve onları rahatlatacak her türlü önlemin alınmasını yürekten istemektedir.
Bunun yanında şehit kanı dökülmemesi için alınacak makul önlemleri halkımız canı gönülden onaylayacaktır. Yeter ki bunlar devletimizin egemenlik ve bağımsızlığını tartışılır hale getiren olumsuz girişimler olmasınlar. CHP, gerek bugünkü muhalefet döneminde, gerekse iktidara geldikten sonra bütün bu sorunların takipçisi ve destekçisi olacaktır. Yeter ki, yapılmak istenenler iyi niyetle ve belli değer yargıları korunarak gündeme getirilsin.
Yazımın sonuna yaklaştığım şu anda yeni parti meclisi listesi açıklandı. Bu kısa süre içinde yapılabileceklerin azamisinin yapıldığı görülüyor. Listede yeni isimlere yer verilebilmiş olması son derecede sevindiricidir. Keşke, eski yönetimden 14 kişinin ayrıldığı bir durumda kalan 4 kişi de ayrılanlar arasına konulabilmiş olsaydı. O takdirde, gerçek bir reformdan bahsedilebilirdi. Baykal’a yakınlığı olanların saf dışı bırakıldıkları gibi olumsuz bir görüntü doğmuş olsa da, fevkalade denilebilecek kadar iyi bir sonuç ortaya çıkmıştır.
Sayın Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, göreve yeni gelen herkesi kutluyor, kendilerine başarı dileklerimi sunuyorum. Cumhuriyet Halk Partisi ile birlikte ülkemize ve halkımıza hayırlı olmasını diliyorum.
Saygılarımla…
23 Mayıs 2010
www.fikirplatformu.com
www.edebiyatdefteri.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.