- 718 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
IHLAMUR YAPRAĞI (BÖLÜM-4 : BİR AŞK DOĞUYOR)
Onur; Neşe’nin elinden polarını alırken, gözleri bir anda birbiriyle buluştu. Neşe’nin masmavi gözlerinin derinliğine daldı. Aynı zamanda poların üzerinde birbirine değen ellerinin sıcaklıklarını hissediyorlardı. Kızgın bir sobanın sıcaklığında eli yanan bir insanın ani refleksle elini çekmesi gibi çekivermişlerdi ellerini. Küçücük bir el teması kalp atışlarının ritmini değiştirmişti.
Neşe :
- "Sen nerede oturuyorsun?
Onur:
-" Keçiören’de.
Bu kısa konuşmanın ardından; Neşe küçük bir çığlık attı. Ve:
- İnanmıyorum Onur, biz de üç gün önce o semte taşındık. Komşuymuşuz da haberimiz yokmuş. Hem de ne güzel oldu bak birlikte gideriz" diye sevincini belirtti.
Daha sonra Neşe "Babasının Bakanlıklarda bir bankada müdür olduğunu ve her zaman arabasıyla bıraktığını, ancak bugün işi çıktığı için onu bırakamadığını ve otobüsle eve gitmek zorunda kaldığını" ifade etti.
Kısa bir sessizlik oldu aralarında sonra Neşe; "otobüs niye gelmediyse, bazen böyle geç geliyor, malum Ankara’nın meşhur trafiği" diyerek tekrar giriş yaptı.
Onur susuyor ama Neşe sevimli haliyle çeşit çeşit konuya pasaportsuz geçiyordu. Her cümlesinin sonuna da kulakları, parmakları ve güzel boynuna takıştırdığı takılar gibi "mı", "mi" soru eklerinden takılar iliştirerek sürekli bir soru-cevap ortamı yaratıyordu.
Onur o kadar şaşkındı ki... 18 yıllık hayatında; toplasa bütün konuşmalarını, belki de bu kadar konuşmamıştı. Hatta kulakları bile kendinden çıkan sese şaşırmıştı.
Derken Keçiören Otobüsü epey bir gecikmeden sonra nazlı nazlı durağa süzüldü. Onur, Neşe’ye önce binmesi için yol verdi ve Neşe’nin çantasını açmasına meydan vermeden iki öğrenci lütfen diyerek kendi cebinden para çıkararak muavine doğru uzattı.
Yine kaldıkları yerden başlamışlardı konuşmaya.. Sanki otobüsün içerisindeki kalabalık yok olmuş, otobüs onlara kapatılmış, şoför; gazino patronu, muavin ise kemancıydı. Yolcuların "muavin tarafındaki gençler, lütfen biraz ilerler misiniz? sözleri onları bir anda büyülü ortamdan uzaklaştırmıştı.
Otobüs Keçiören’e giriş yapmış, yolcular duraklarda yavaş yavaş inmeye başlamışlardı. Onur’un son durakta inmesi gerekiyordu ama Neşe’yi yeni taşındıkları için belki acemidir diye kendisini bırakmak istedi.
Çekingen bir şekilde "Neşe hangi durakta ineceksen söyle de muavine dursun. Hem istersen ben de ineyim seni evine bırakayım. Zaten bundan sonraki durak bizim ev, ben yürürüm" diye teklifte bulundu.
Neşe sevinmiş, nezaketen "Zahmet olmasın sana" diye bir laf atmıştı ortaya ama istekli olduğunu tavırlarıyla belli etmişti.
Bahar durağında inecek var diyerek ikisi de aşağı indiler. Yürüyorlardı ama aslında uçuyorlardı. Neşe hızlı yürürlerse bu yolun kısalacağını düşünerek "Onur, bugün çok yorgunum da, üstelik ayakkabım vuruyor, biraz yavaş gidebilir miyiz? diye küçük bir yalan uydurmuştu. Tabiki Onur’un da canına minnet yavaş yavaş, konuşa konuşa apartmanın önüne kadar geldiler.
Evet ayrılık vakti gelmişti. Neşe "Çok memnun oldum, hayatımın en güzel günüydü" derken çok samimiydi. Onur kendisini konuşmayı bilmeyen ama sahibi tarafından konuşma öğretilen muhabbet kuşları gibi hissediyordu. Resmen bugün bülbül gibi konuşmuştu. Sanki yıllardır içinde akmak isteyen bir nehir varmış da şimdi çağlıyormuş gibi hissediyordu.
Onur "Ben de, hem de çok" diyebildi. Çünkü kalbinin hızlı atışı sesini iyice titrek hale getiriyordu. Hadi görüşürüz dediler ve tokalaştılar. Aslında Neşe yanaklarından öpmek istemişti ama çekinmişti. Zaten Onur ondan beterdi.
Neşe yarın görüşürüz deyip apartmanına girerken hala arkasını dönmüş Onur’a bakıyordu. Onur da karşı caddeye geçmiş, fakat kafasını sürekli geriye atarak Neşe’nin apartmanın merdivenlerini çıkışını izliyordu.
Onur, yaşadıklarına inanamıyordu. Neşe adeta hayatına neşe getirmişti. Yüzünde bir tebessüs, kalbinde çarpıntı yoksa aşık mı olmuştu. Şu romanlarda yaşananlar gibi...
DEVAM EDECEK
Aysel AKSÜMER
22.05.2010
YORUMLAR
Aysel AKSÜMER
okurken resimli bir romanın sayfalarını okur gibi çeviriyorum paragrafları...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Sevgili Aysel, kalem gittikçe yerine oturuyor. Hikaye belirginleşmeye, karakterleri tanımaya başladık. Bir de aşk doğuyor ne güzel!
Kutlarım. sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
Acele işim var.sonra okuyacam.slm.
Okudum:
İki gencin aşkları,öyküyü zenginleştirmiş.Anlatım,giddikçe güzelleşiyor.Zamanla daha da iyi olacak...
Aksiyon arttıkça bölümler de uzayacak ve öykü gerçek yerini bulacaktır...
Yazarını kutlarım.
"Düşe kalka pişeceğiz işte.Hatalarımızla buradayız. "diye düşünmekteyim.
Selamlar.
ayhansarıkaya tarafından 5/22/2010 8:42:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Ayy çok hoş yaa..Film tadındaydı.Ah gençlik dedirtecek türden.Kutlarım Ayselciğim :)