Kamera Şakasııı !..
Konutun yalnızca yatak odasının loş ışığı yanıyordu. Polisler ise nöbetteydi. Sinyal kesici Jammer araç ise görevi başındaydı. Evin hanımefendisi ince kırmızı parlak geceliğiyle makyaj masasında son rötuşlarındaydı. Diplomat ise sabırsızdı. Heyecanla seslendi;
“Hadi hanım çok bekletmedin mi? Yarına erken kalkmam lazım. Bir sürü ülke sorunları bizi bekliyor.”
“Dur bey bir tıkırdı duydum!”
“Aldırma sen hele gel yanıma!”
“Sana bir ses duydum diyorum, sanki saatin çalışması gibi. Sakın gizli kamera yerleştirmiş olmasınlar!”
“Nerden çıkardın bunu! Dışarıda Jammer aracı yirmi dört saat görev başında, hele gel yanıma!”
“Bey vallahi bir ses var! Yarın kamuoyuna düşersek inan rezil oluruz. Geçenlerde bir haber okudum. Amerikalı gazeteci Wayne Madaen, dünyada bir çok diplomatın NASA tarafından dinlendiğini iddia etmiş.”
“…….. ????” Diplomat soru işaretleri arasında uykusuna daldığında ülkenin sorunlarıyla boğuşmaktan kabus içindeydi…
İşte okurlarım dünyanın herhangi bir ülkesinde herkesin başından gelebilecek kısa bir öykü.
Evet, Amerika’da neler oluyor neler!... Gazetecilerin çeneleri açıldı. Türkiye’nin “Başkalaşmak”ta olduğunu ve Prof Bernard Lewis’in; “ Türkiye’de kansız iç savaş var” demesi düşündürücü ve ürkütücü sözler. Yine gazeteci Stephens’in görüşünü aldığı Prof Lewis daha sonra; “ İran kendini laik bir Cumhuriyete dönüştürürken Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan laik Cumhuriyetin on yıl içinde İran İslam Cumhuriyeti’ne daha fazla benzeyeceğini” söylüyor.
Senaryolar okyanus ötesinde!.. Boşuna söylememişler “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye…
Gelelim Anayasa konusuna; Süreç başladı. Video görüntüleri, komplo, istifa ve parti başkanı adayları derken siyasi manevralar, ülkenin ciddi sorunları gündemden düşüp, magazinleşerek halkın önünde sahneye konmaya başlandı.
Bu konuda bir çift sözde benden; “Kendi namusumuzu koruduğumuz kadar, karşımızdakinin namusuna da saygı gösterirsek, dünya süt liman olurdu.” Tabi ki, kimseyi yargılama hakkına sahip değiliz, ancak siyasilerinde her yönüyle topluma örnek olmaları gerekmektedir. Anayasada temel haklarımızdan olan ve “Özel hayatın gizliliği başlıklı 20. maddesinde de belirtildiği üzere, özel ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı kesin hüküm olduğundan, böyle bir olayı gerçekleştiren kişilerin yaptıkları da namussuzlukla eşdeğerdir. Bunu yapanlara da değiştirilecek bir kanunla caydırıcı cezalar verilebilir.
Gelelim gündemdeki “Anayasa Değişikliği” konusuna;
ABD’de Anayasa Mahkemesi üye sayısı Dokuz. Biz ise borçlarımızın çokluğunu düşünmeden bu sayıyı 19’a çıkarmaya çalışıyoruz. Düşünsenize yeni oluşacak makamlara harcanacak paralarla kim bilir kaç tane okul veya teşrifatları yapılırdı. ABD’den çok mu zenginiz?
Başbakan “ Ramazan ayında halkımıza iftardan sahura kadar referandumu konuşacağız” dedi.
İnşallah sohbete dalıp da iftar vaktini kaçırmayız!...
Ayrıca AKP toplantısında; “Belirlenen tarihte yapılacak referandum kampanyasında CHP, MHP ve BTP ve başka kesimlerinde “HAYIR” kampanyası yürütmesinin çok zor hale getirir. Dolayısıyla bu tarihte yapılacak bir kampanyada “HAYIR” sonucu çıkması neredeyse imkansız hale gelir” denmiş…
Ne de olsa Ramazan mübarek ay. Hayırlara vesile olduğu kutsal bir ay…
Yine erzaklar, çekler, beyaz eşyalar ve daha nice promosyonlar, Ayşe teyzenin kapısının önüne konacak!... Kimsenin bir şey demeye hakkı yok ki! Ramazan ayı ‘hayır’ ayı değil mi? Yardım gerekir yardım…
Ne demişler; Gücü elinde bulunduran iktidarlar, kullandığı yöntemlerle az veya çok tatmin edici sonuçlara ulaşabilirlermiş…
Allah devletimize zeval vermesin!...
“Amin…”
Lokman Suresi’nin 33 ncü ayetinde; “ … Allah’ın vaadi haktır; dünya hayatı sizi sakın aldatmasın, o yaman aldatıcı, sizi Allah’la aldatmasın”
Siyasetle uğraşanlara duyurulur!...
İşte size Dinayet’in 22 bin kişi üzerinde yaptığı ürkütücü araştırma;
% 20 lik kesimin Kur’an-ı hayatta hiç eline almadığı, % 60’ının eline aldığı halde okumadığını, % 40’ının okuyabildiği, % 80’lik kısmının ise okuduğunu ancak manasını bilmediğini söylemişler.
İşte asıl meselede bu araştırmanın içinde gizli. Zaten Kur’an-ı anlayarak okusaydık, sanırım bizi dinle aldatanlara prim vermeyecektik…
Gelin daldan dala yolculuk yapalım…
Dünyanın, eğitimde, refahta ve uzun ömürlü yaşamda liderliği elinden bırakmayan Norveç’e benzer bir ülkede yaşamak ister misiniz? Kim istemez değil mi? Suç oranının az olduğu bu ülkede cezaevleri bile bırakın beşi, yedi yıldızlı… İnsan utancından suç işlemez!
Ya bizde?
Cezaevleri doldu taştı… Ranza yetiştiremiyoruz! “ On yılda ne mahkumlar yetiştirdik Ana yurda!” Bakınız lüks olmasa da 379 cezaevinde 90 bin 558 mahkum kalıyormuş.
Bırakın laf salatalığını da Norveç gibi bir ülke oluşturun. Millet bunun için oy verdi. Koğuşlara ek ranza için değil!...
Bu haftalıkta bu kadar. Sevgi ve sağlıcakla kalın…
Ertuğrul Erdoğan
16 Mayıs 2010 /Bursa
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.