- 3752 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
AŞK DEFTERİMDEN ANEKTODLAR…
Defolu aşklar defolsun sloganıyla yeni bir aşka yelken açma. Fabrika üretimi aşklar sadece tersanelerde kalır, bir türlü denize indirilemez.
Ruhu aç olanın bedeni doymaz. Nefis ruhun kreması bedenin aromasıdır. Ruhun kreması fazla kaçınca beden yücelir fakat bedenin aroması fazla kaçınca ruh alçaklaşır. İkisi kıvamında olunca insan erdem sahibi olur.
Aşkı, saygıyı, sevgiyi aynı yüreğe sığdıran ve aynı yürekte bulan insan alışkanlıklarının kölesi olmaz.
Ahde vefa gösteren insan ahdin sefasını sürer. Ahdi rafa kaldıran insan aldatılmanın cefasıyla ve kandırılmanın cezasıyla sürünür.
Delinin aşkından, akıllının düşmanlığından sakınınız. Zira deli; aşık olduğunu sanır. Oysa akıllı; düşman olduğundan emindir.
Durumdan vazife çıkaranlar bazen iyi koca olabilirler ama daima kötü bir aşıktırlar.
Susan aşık konuşan yabancıdan daha sıkıcıdır. Çünkü susan âşık keşfedilmenin keyfini sürer, konuşan yabancı ise keşfedilmeyi beklemektedir.
Gözünde aşk olanın elleri buz kesilir, çünkü bütün ateşi dudaklarında toplanır.
Kimseye yalan söyleme ama aşkına bazen yalan söyle. Çünkü düş kırıklığı, aşkın buz banyosudur.
Denizde bir yelkenlideyseniz rüzgâr yoksa panikleyebilirsiniz. Aşk deryasında ise kürekleriniz olmasa dahi paniklemeyin. Zira gerektiğinde kürek, gerektiğinde yelken ve gerektiğinde rüzgâr olmak; iyilik meleğinizin en büyük zevkidir.
Issız bir adaya düştüğünüzde tanrıdan yanınızda olmasını dileyeceğiniz üç şey “Kadın!, Kadın!, yine Kadın!” değil aşk, aşk, yine aşk olmalıdır. Zira aşk yoksa kadın sadece denizdeki balıktır ve yine sadece karnınızı doyurur.
Kadın sadece aşkın gözlüğüdür. Aşk ise sevdiğiniz kadını göreceğiniz dürbün, hayır mikroskoptur. Teleleskop ise aşık olduğunuz kadının yüreğidir.
Aşk bir kabak çekirdeği gibidir. Erkeğin dudaklarında karpuz çekirdeğine dönüşür ve acıtır kadının dudaklarında ay çekirdeğine pardon aşk çekirdeğine dönüşür ve kanatır dudaklarınızı.
Dudakların görevi sadece ıslık çalmak olsaydı aşıkların dudakları sekse fon oluşturmak için saksafon çalarlardı. Oysa dudak aşkın yüreklere inmesini sağlayan buselerin ıslak imzasıdır.
Aşka sırtınızı döndüğünüzde ihanet yatağınıza girmiş demektir. Zira aşk sadece sevdiğinizin göğsünde sizi uykuya yatırır.
Aşkın gözyaşları ihanet kapınızı çaldığında yağmur yağdırmayan kısır şimşeklere dönüşür. Yıldırımlar sadece anne olduğunuzu hatırladığınızda çakmaya başlar. Kasırgaların evreye girmesi için zamanı geriye alarak nerede hata yaptığınızı düşünmeli ve ona bir şans tanımalısınız. Belki Tanrı o an sizi affeder. Siz kendinizi affetmeseniz bile.
Aşkın reçetesini doktorlar yazmaz. Zira gönülün tanımını bilim hala yapamadı. Çünkü aşk gerçeğin değil kehanetin mucizesidir.
Aşk özgürlüğün özgürlükle çarpışmasından ortaya çıkan en şiddetli enerjidir. Bu enerji yüreklere felaket bedenlere saadet getirir. Yürekli bedenlerde ise ayyaşlığa sebep olur. Onların durumunu sokak fenerlerinden öğrenebiliriz.
Aşkın büyüsünü yürek yapar beden şekillendirir.
Gizli aşk yoktur. Eğer aşk varsa yüreğinizin tik taklerini sağır sultan bile duyar. Sırdaşınız tanrı ise zaten ilk günden haberdardır.
Yasak aşk her zinciri kırar. Çünkü aşk özgürlüğün ateşten gömleğidir.
İnsan bir kişiye aşık olur. Zira insanın bir kalbi vardır. Çifte yüreğim var diyenler şıpsevdiden başka bir şey değildir.
Aşka soru sorulmaz. Aşka soru soranların aşık olmama gibi büyük bir sorunları vardır.
Aşk gelirse şimşekle gelir yüreklere, eğer hoş geldiniz demezseniz bir kasırgayla yüreğinizi harap eder ve çıkıp gider bedeninizden.
Kime aşık olacağını bilmeyen kendine aşıktır. Onun kara sevdası sadece yalnızlıktır. Onun en kadim dostu ebedi pişmanlıktır.
Aşk ruhu, ekmek bedeni doyurmak ister. Aşk ne zaman ki ruhla birlikte bedeni de doyurur o zaman işte beden insana dönüşür.
Aşka çalım atanlar sadece kendi galesine gol atar. Çünkü aşık olan insanlar aynı takımın oyuncularıdır. Çünkü aşk iki kişilik bir takım oyunudur.
Aşk galibi olmayan bir zaferdir. Çünkü aşk her zaman kazanır, aşıklar kaybeder. Aşıklar ne kaybeder derseniz, onu zahmet olacak ama aşıklara sorunuz.
Şaşkın aşık yoktur, cahil aşık vardır. Çünkü aşk yaşayarak öğrenilir, öğrenilerek yaşanmaz.
Aşkın hatırası olmaz. Aşkın hatırasını tutanlar aşkı yazmaktan yaşamaya fırsat bulamazlar. Aşkın destanı olur; çünkü aşk destanı coşkunun ve heyecanın aklı ve mantığı tükettiği andır. Yaşanır ve iki insanla birlikte yok olur gider.
Aşık; kim, ne maksatla, ne zaman, nerede, ne yapacak diye sormaya başladığında aşk tükenmiş sadece tortu olarak geride kıskançlık kalmıştır.
Bir kadına âşık olmak, bir çalgı aletine merak salmaya benzer. Uygun notalara dokunduğunuzda size en güzel melodiyi fısıldar. Güftesinde bütün dizeler aşk ile başlar aşk ile biter.
Aşk diyor ki
Sevenimahçup etmedik ama sevdiğimize kendimizi sevdiremedik. Çünkü ya sevmesini bilmedik ya da haddinden fazla sevdik.
Şimdiki aşklar reklamlardan daha kısa.
Kime güzel söz söylesem ona aşık olduğumu sanıyor. Oysa ben onlara değili o sözü söyleten hayal ettiğim kişiye aşığım.
Umursamıyorum artık hiç birşeyi ve istemiyorum kimseyi yanımda. Her gelen biraz daha acıtıp gidiyor nasılsa.
Kimse bilsin istemiyorum artık kalbimin nasıl kırıldığını. İşte bu yüzden herkesden gizlerim yüzüm gülerken içimin ağladığını.
Terk edilirken görüşürüz kelimesini duymaktan sancılı bir şey yok. Zaten öldürdün be birde umut mu veriyorsun.
Ben sevdayı bir damla gözyaşında aradım ki ağladım aktı gitti diyeyim, ben sevdayı yüreğimde yaşadım, nasıl söküp atayım.
Kimseye gönlümü vermedim içinde seni görürler diye. Kimsenin gönlünü almadım içinde seni görürüm diye.
Her erkek zeki, güzel, anlayışlı, çok sevecek bir kadın isterü iyi güzelde adama sormazlar mı bunları hak edecek ne yaptık?
Okeyde beklenen son taş gibisin, bekliyorum gelmiyorsun. Ama gelme zaten. Ne zaman gelsen sen bitiyorum ben.
Ben gidiyorum dediğinde gitme diyen birini değil, bende geliyorum yalnız gidemezsin diyen birisini istiyorum.
(Devam edecek :))
YORUMLAR
Defolu aşklar defolsun sloganıyla yeni bir aşka yelken açma. Fabrika üretimi aşklar sadece tersanelerde kalır, bir türlü denize indirilemez.
Ruhu aç olanın bedeni doymaz. Nefis ruhun kreması bedenin aromasıdır. Ruhun kreması fazla kaçınca beden yücelir fakat bedenin aroması fazla kaçınca ruh alçaklaşır. İkisi kıvamında olunca insan erdem sahibi olur.
Filozofça öyleyişerdi.
Edebi ve estetik aynı zamanda.
Severek okudum.
Güzeldi yeterince.
Selamlar.
Albayraklım
TEŞEKKÜRLER