- 1521 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Birileri olmalı hayatımız da
Ne yapacağımızı bilmez anlar olduğunda hayatımızda, göğümüze kuzguni bulutlar dolup da, yağamadığında gönlümüz, bunalıp da, sıkılıp da, hiçbir şeylere ermediğinde aklımız; şöyle kıyısından, ücrasından bir sığ limanımız olmalı hayatımızda.
Sürgün ülkenin yarenleriyiz ya, kırık dökük hayatlar yaşıyoruz biçare yüreğimizle. Hani, hayat dediğimiz de üç beş günlük fasıl aslında. Gel gör ki dünya zalim, dünya zor, imtihan ağır. Tamam, elbette kaldırabileceğimizden gayrisini yüklemez yaradan. Ama dedim ya; bir kulsun işte, beşersin, acizsin. Bazen, kalabalıkların içerisin de yapayalnızsındır. Söze kelam olmaz dilin ve yürek yangın yeri olur da, sığınacak Hıra’lar arar gönlün. Tamda işte burada; bir yer olmalı, birileri olmalı hayatımızda.
Sen mi geldin, niye geldin demeden içerisine bakacak gözlerimizin, yüzümüze bakacak hiç hesapsız, daha söylemeden sözümüzü, hemen bilecek, hemen anlayacak birileri olmalı hayatımızda.
Yorgun yaz ikindi sonraların da yanına uğrayıp da, “Nasılsın?” diyebileceğimiz, her zaman yanında yerimiz olacak, ilk sözüne tebessümler bulaşacak her daim, elimizi eline bıraktığımızda, yüreğimizi yüreğine bıraktığımızda, muhabbet damarlarının atışını duyabileceğimiz,içine bakarak gözlerinin, inşirahlar bulacağımız, “iyiyim işte” derken bile; utanmayı da taşıyıp yüzümüze, yanaklarımıza pembeyi de kuşanıp, yanında gerçekten iyi olabileceğimiz birileri olmalı hayatımızda.
Sendeleyince mesela yürek hanemiz, tam da düşecekken uçurum kenarlarından, birden karşımıza çıkıp da “nasılsın iki gözüm “diyecek, halimizle hâllenecek, derdimizle dertlenecek, gerçekten “Allah’ın gönderdiği” birileri olmalı.
Ana gibi, yar gibi. Hatta daha da ileri, daha da farklı, birileri olmalı.
Abi, Hoca, Efendi, Arkadaş, Dost, Mürşidi Kâmil; adı ne olur bilmiyorum ama birileri olmalı hayatımız da. Belki de diz çökecek önünde, belki de boyun bükecek, dilinin ucunda olacak gözümüz. Söylediği her sözü üzerimize alıp da, kendimize getirecek savrukluğumuzu, gönül diliyle konuşacak, görünmez, anlatılmaz hallere salacak bizi, birileri olmalı hayatımızda.
Şehirler değişirken tanıdığımız yüzler, yürekler değişirken yürüdüğümüz yollar, bayırlar, çayırlar, uçurtmalar ve de papatyalar çıkarken hayatımızdan; duruşuyla, söylemiyle, eylemiyle dik duran, hep duran, birileri olmalı hayatımızda.
Yakamızdan tutacak bazen, silkeleyecek, gerekirse bir de sille çekecek, ağlayınca gözümüzdeki yaşı da silecek… “Nasılsın yiğidim?” diyecek… Kaygısını çekecek kaygımızın, yüzümüzdekini yüreğine serecek, muhabbetin tüm kapılarını açacak, imanımızın arttığını hissettirecek….
O’nu görünce, gizli kabahatlerimizden bile utanacağımız, başımızı öne eğip de gözümüzün üstünden bakacağımız, değil kendini görmek, değil yanında olmak, isminin anıldığında bile içimizi titretecek, birleri olmalı.
Hanzala’ca yangınlara düştüğünde içimiz, hayatımızdaki birçok şey anlamını kaybettiğinde mesela, daralıp da, sıkılıp da, yeter artık dediğimizde; ha işte! tam da bu sırada, burada; birileri olmalı.
İstediğimiz şey, zor değil mi?
Evet, farkındayım zor. Ama birileri olmalı hayatımız da…
mehmet deveci